Kısa bir kitap olacak şimdiden iyi okumalar UwU
"Jeongin, hadi geç kalıyoruz."
Yaklaşık 20 dakikadır Jeongin'in evinin önünde bekliyordum. Beraber okula gidiyorduk ve ben her gün onu beklemekten nefret ediyordum. Birkaç kez onu beklemeden gitmeyi düşünmüş, ama sonra vazgeçmiştim. Sınav haftasındaydık ve ondan almam gereken ders notları vardı.
"Geldim Hyunjin."
Siyah saçlarından çiçek kokuları geliyordu yine, cildi ışıl ışıldı. Evet, yine salak saçma bakım rutini yüzünden ağaç olmuştum evinin önünde. Gözlerim anlık olarak dudaklarına kaydı. Parlıyordu. Ruj mu sürmüş bir de?
"O sikik rujla yanımda dolanamazsın, sil şunu."
"Ruj değil ki, dudak koruyucu sadece, dudaklarım çatlıyor sonra-"
"Sana sil şunu dedim."
Gözlerini kırpıştırarak baktı bana. Çenesini tuttum, hırkamın koluyla sildim dudağındaki çirkin şeyi. Burnuma dolan kiraz kokusunu umursamadan çatık kaşlarımla bakmayı sürdürdüm.
"Şu sikik şeyi bir daha benim yanımda kullanma, anladın mı beni?"
"Şey, özür dilerim."
Çenesini bıraktım ve adımlarımı okula doğru yönlendirdim. Jeongin ile evlerimiz karşı karşıyaydı ve okula beraber gidip gelirdik. Her zaman garip bir çocuktu ancak artık dudaklarına garip garip şeyler sürüp duruyordu. Kadınlara mı özeniyor yoksa gay mi anlayamıyordum. İnsanda hiç mi gurur olmaz diye sorgulasam da bir cevaba varamamıştım. Belki de arkadaşlığımı bitirmeliyim. Okuldakiler beni ne zaman Jeongin ile görse tip tip bakıyor, aralarında fısırdaşıyorlardı ve ben bir hayli rahatsız oluyordum. Jeongin beni rahatsız ediyordu. Hem de fazlasıyla.
"Sen önden git, markete gireceğim."
Bir umut onu başımdan savabilirim diye düşündüm. Ancak Jeongin ince, uzun parmaklı ellerini benimkilerle buluşturup gülümseyen bir ifade takınmıştı.
"Ben de geleyim, çilekli süt alırım hem."
"Önden git Jeongin."
Ellerimi onunkilerden kurtarıp geldiğimde orada olmamasını dileyerek okulun karşısındaki markete yöneldim arkama bakmadan. Reyonların arasında gezinerek zaman öldürmeye çalışıyordum. Kesinlikle Jeongin ile tekrar karşılaşmak istemiyorum. Yaklaşık 20 dakika sonra çıktım marketten. Jeongin orada değildi. Derin bir nefes verdim. Belki bu şekilde davranırsam benden tamamen uzaklaşırdı, ben de arkadaşlarımın itici bakışlarına maruz kalmazdım.
Okul bahçesine girdiğimizde beni beklemediğim bir manzara karşılamıştı. Bizim sınıftan birkaç çocuk Jeongin'i aralarına almış, onunla uğraşıyorlardı. Çocuklardan biri Jeongin'i ittirmişti ve yere kapaklanmasına sebep olmuştu. Ona hakaretler ediyorlar, sürekli aşağılıyorlardı. Ancak bu benim umrumda değildi. Bir an göz göze geldik onunla. Elini uzattı bana.
"Hyunjin, yardım et.."
Eli üzerine basılan ayakla aşağı inerken gözlerimi kaçırdım. Ona yardım etmek istemiyordum. 'Hakediyor.' diye geçirdim içimden. 'Bir erkek, ama ruj sürüyor, hakediyor.'
"Hyunjin lütfen.."
Jeongin son bir umut seslenmişti arkamdan. Umursamadım. Adımlarımı okul binasına yönlendirirken canının acıdığını belli eden inlemelerini ve hıçkırıklarını duyuyordum sadece. O an fark ettim ki okul bahçesinde başka kimse yoktu. Onu kurtarabilirdim.
Ama yapmadım.
Çünkü haketmişti.
Değil mi?
Tamam yine bir şey deniyorum ama sarar mı emin değilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cherry Bomb Lipstick -Hyunin-
FanfictionJeongin'in dudak nemlendiricisi Hyunjin'in ondan nefret etme sebebiydi.