hunted • dramione (türkçe çeviri)

fragile / narin

(düzenlenmedi)

HUNTED

~*~

Bölüm 14: narin

.

Kesinlikle şaka yapıyordu...

"Lütfen," Hermione kendini, kibirli bir şekilde kıkırdamaya zorladı. "Şaka yapıyorsun-

"Ben nadiren 'şaka' yaparım, Granger," dedi, onun sözlerinden rahatsız oldu. "Eve gidemezsin-

"Eh, kesinlikle burada kalamam," dedi alaycı şekilde.

"Neden?"

"Bence nedeni oldukça açık," ona sertçe baktı.

"Eğer aklımda olan şeyden bahsediyorsan," diye yanıtladı Draco yavaşça. "O zaman aşırı tepki veriyorsun."

"Bu duruma göre değişir," diye düşünerek başını yana eğdi. "Neden bahsettiğimi düşünüyorsun?"

"Beni beni aptal yerine koymaya çalışma, Granger," diye kaşlarını çattı ona. "Neden bahsettiğimi biliyorsun; öpüşmemiz."

Hermione onun açık sözleriyle irkildi. Bunu hem sakin hem de heyecanlı bir şekilde yapabilmesini oldukça büyüleyici buluyordu. Kesinlikle kıskandığı bir yetenekti. Kendisi de açık sözlü ve zeki bir cadıydı, ama Draco bazı zamanlarda zekasını kullanamayıp tüm mantığını kaçırma yeteneğine sahipti. Piç.

Umarım kızarmıyordumdur.

"Pekala," boğuk bir sesle başladı. "O zaman sorunu açıkça görüyorsun-

"Sadece bunu bir sorun yaparsan bir sorun oluşur," diye azarladı. "Senden biraz daha olgunluk bekliyordum, Granger."

"Bunun uygun olduğunu düşünmüyorum," kaşlarını çattı, adamın yorumuna gücendiği belliydi. "Hem, Ginny ile kalabilirim, ya da Kovuk'ta-

"Ama sen onun yerine buraya geldin," diye hatırlattı ona. "Bak, boş odalarım var, hepsi en suit odalar, gerçekten teklifimle ilgili bir sorun olmamalı."

"Malfoy-

"Tabii," diye onu durdurdu, onun isteksizliğinden bıkmıştı. "O kazayla ilgili utancın, kişisel güvenliğinle ilgili endişene ağır basıyor mu?"

"Elbette hayır," diye içini çekti yenilgiyle.

"Öyleyse hallettik," dedi zaferle sırıtarak. "Sana bir oda göstereyim."

Teslim olmuş bir nefesle, gizli bir minnet gülümsemesiyle onu takip etti. Onun iyiliğiyle ilgili düşüncesi, midesinde dalkavukluğa yakın bir şey uyandırdı, ama hemen görmezden geldi. Adam onu sessizce üst kata çıkardı ve o da onun evine hayran kaldı, biraz surat asarak onun evinin kendi evinden daha büyük olduğunu fark etti. Yine de beklediği gibi karanlık ve geleneksel bir ev değildi ve onun renk seçimlerini kesinlikle onaylıyordu; bazı kaçınılmaz koyu yeşil renklerle beraber nötr renkler.

Onu bir kraliçe yatak, krem rengi duvarlar ve yazı masası ile kanepe dahil pahalı mobilyalar bulunan bir odaya yönlendirdi. Özenle hazırlanmış ve şıktı ve onun odasının nasıl olduğunu ancak burası bir misafir odasıysa hayal edebilirdi. Bir ışığı yaktı ve ona küçük bir onay işareti verdi.

"Bir şeyler okumak istersen masada bazı kitaplar var," dedi donuk bir ses tonuyla, odaya girerken. "Hogwarts: Bir Tarih'in bir baskısı olduğuna eminim ."

Adam bir çekmeceden birkaç metin çıkarıp erişebileceği bir yere koyarken, o kapı çerçevesinde kaldı. Gardırobun yolunu tutmadan önce, söz verdiği banyoyu göstermek için odanın diğer ucundaki bir kapıyı açtı. İçinde ne olduğunu göremedi, ama bir an için içindekileri karıştırdıktan sonra bol bir gömlek seçip dikkatsizce yatağın üzerine fırlattı.