4. Bölüm

740 83 8
                                    

~Sunoo~
Niki evden hızla çıktı. Hiç onun peşinden koşmadım, kapıyı kapattım ve odama geri döndüm. Telefonumu elime aldım, Sunghoon'u geri arayacaktım, bir şey olmuş olabilirdi. Fakat telefon Sunghoon'un aramasını açtığımı gösteriyordu.

Gözlerim fal taşı gibi açıldı, kalbim ağzımda atmaya başladı. Aramayı yanlışlıkla açtım ama önemli olan o değildi. Önemli olan ne zaman açmış olmamdı. Onun hakkında dediklerimi duymuş olabilir miydi? Utanç içinde yüzüm kızarmaya başladı. Sunghoon'u aramaktan vazgeçtim. Yatağıma uzandım ve uyumaya çalıştım.

Sabah uyandım, erken uyanmıştım. Bu gün koşup düşmeyecektim! Hazırlanıp yola çıktım ve durağa kadar yürümeye başladım. Durağa vardığım an Sunghoon'u gördüm, kendi arabası olduğunu düşündüğüm bir arabaya binmişti ve gidiyordu.

Beni görmemesi için hızla durağın arkasına geçtim. Dün beni büyük ihtimalle duymuştu, bu da utanmama sebep oluyordu. Bir araba kornasını çaldı, bunu da Sunghoon'un sesi takip etti
— Sunoo! Seni gördüm, gel birlikte gidelim.

Dedi. Mecburen durağın arkasından çıktım ve arabaya doğru yol aldım. Ön koltuğa yerleştim. Sunghoon beni gülen bir yüzle karşıladı. Bende gülümsedim. Onun yanında gülümsememi engelleyemiyordum. Bana bakarak,
— Kahvaltı ettin mi Sunoo?

Diye sordu. Hayır anlamında kafamı salladım. O da kafasını yola çevirdi ve arabayı sürmeye başladı

Şirkete gelmiştik fakat Sunghoon hiç durmadan devam etti. Hızla ona döndüm,
— Nereye gidiyoruz Sunghoon?

Diye sordum. Beni cevapladı,
— Kahvaltı etmeye.

Dedi. Gülümsedim. Beni düşünmesi hoşuma gitmişti. Yola durmadan devam ettik. Bir kaç dakika sonra Sunghoon bir yere park etti ve sahile karşı bir restorana gelmiş olduk.

Yemeklerimizi yedikten sonra şirkete geri döndük. Çok güzel bir gün olacağı belliydi. Çünkü sabah Sunghoon ile başlamıştı <3

Yazar notu: ayyy... bu ben 😭?

Masamın karşısına geçtim ve işlerime koyuldum. Araya girince derin bir nefes alıp arkama yaslandım. Jake yine sandalyesiyle yanıma süzüldü,
— Bu gün Jungwonların evine gidecekmişiz. Geliyorsun değil mi?

Diye sordu. Ona bakıp evet anlamında kafamı salladım. Ne olup biteceğinden hiç haberi yoktu. Acaba nasıl tepki verecekti. Bana yakınlaşarak,
— Seninki de geliyor mu?

Diye sordu. Kaşlarımı çatıp,
— Seninki?

Dedim. Jake gülümsedi,
— Sunghoon.

Dedi. Ona bir tekme atacaktım fakat insan içindeydik bu yüzden bundan vazgeçip,
— Sorarım.

Dedim. Jake gülümsedi ve sandalyesiyle geri geri gidip masasına yerleşti. Neden bir anda gitmişti. Bu sorunun cevabını omzuma konulan elle aldım. Kimin geldiğine baktığımda Sunghoon ile karşılaştım. Gülerek,
— Bana ne soracaksın?

Diye sordu. Kalbim yine ağzımda atmaya başladı. Acaba Jake "seninki" derken duymuş muydu? Belli etmemeye çalışarak gülümsedim,
— Bu gün bir arkadaşımın evine gideceğiz sende gelir misin diye soracaktım.

Dedim. Sunghoon biraz bekledikten sonra tamam anlamında kafasını salladı,
— Olur, gelirim. Beni ararsın.

Dedi ve yanımdan ayrıldı. Ağzımın açık kaldığını Jake uyarınca fark ettim.

BITE ME | SunSunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin