Akşam eve giderken Sunghoon beni yine yakaladı. Birlikte evime doğru yürümeye başladık. Ona döndüm ve,
— Hey, Hoon. Evin benim evimin oralarda mı? Yoksa benimle gelmene gerek yok.Dedim. Sunghoon bana bakarak,
— Bende buradan gidiyorum birazdan kavşakta döneceğim.Dedi. Tamam anlamında kafamı salladım ve yürümeye devam ettik.
Birinci kavşağa gelince Sunghoon durdu. Bende durdum, vedalaştık ve yollarımıza yalnız başımıza devam ettik. Sunghoon ile ilk günümüzden iyi anlaşmıştık. Bu beni mutlu etmişti. Çünkü hem yakışıklı hemde iyi kişiliği olan birisiydi! Hoplaya zıplaya eve doğru yürümeye devam ettim.
Eve varınca üstümü değiştirip kendimi yatağa attım. Telefonumu elime aldım, Sunghoon'u kaydetmeliydim bana mesaj atmıştı bile. Onu kaydettim ve profil fotoğrafına bakmaya başladım. Kendisi vardı ve çok güzel çıkmıştı. Gülümsedim. Bekle! Neden ona bakıp gülümsedim? Bana neler oluyordu böyle? Ondan hoşlanmıştım doğruydu fakat ileri gideceği hiç aklıma gelmezdi.
Yanaklarımın kızardığını hissettim telefonu bir kenara bıraktım ve kafamı yastığa gömdüm. Tam o sırada telefonum çalmaya başladı. Belki de Sunghoon arıyordur diye hızla kafamı kaldırdım. Kimin aradığına baktığımda Jungwon ile karşılaştım. Bırak mesaj atmayı, görüntülü arıyordu! Yine de telefonu açtım.
Jungwon: Naber, Sunoo!
Sunoo: İyi Jung, sen?
Jungwon: iyi, iyi. Jake söyledi. Sen birisiyle tanışmışsın hatta beğenmişsin filan!
Sunoo: Ah Jake! Bir sır ağzında durmuyor. Evet.
Jungwon: Vayyyy! Merak ettim şimdi.
Sunoo: Tamam.
Jungwon: Hey, bahsetsene.
-Arkadan Jay geçer-Sunoo: O kim!?
Jungwon: Jay.
Sunoo: Ne!
Jungwon: Bilmiyor musun?! Aynı eve çıktık.
Sunoo: Hayır!! Ne zamandır konuşmuyoruz.
Jungwon: Dün konuşmadık.
Sunoo: Ciddi misin? Bir günde nasıl bu kadar şey değişebilir!
Jungwon: Daha tam taşınmadık, gelecek eşyalar hâlâ var.
Jay: Jungwon! Bunları nereye koyacağım?
Jungwon: Neyse Sunoo ben gitmeliyim. Görüşürüz.
Sunoo: Görüşürüz.
Ne ara karar vermişlerdi buna. Bana da hiçbir şey anlatmamıştı! Telefonu bıraktım ve sırt üstü uzanıp tavanı izlemeye başladım. Hâlâ Sunghoon'u düşündüğümü fark ettim. Bunu üzerine hızla yataktan kalktım. Balkona çıkmak için odamın diğer tarafta kalan kapıya doğru yöneldim.
Bir sandalyeye kendimi bıraktım. Öylece havayı izlerken ismimin seslenilmesiyle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ayağa fırladım ve korkuluğa doğru gittim. Aşağıya baktığımda bu kişinin Niki olduğunu gördüm,
— Niki?! Burada ne yapıyorsun?Diye sordum. Sonra aklıma bağırmamak geldi çünkü apartmandaydık ve başka insanlarda vardı. Bende o cevap vermeden,
— Bekle! Eve gel.Dedim ve Niki içeriye girdi.
Niki gülerek içeriye girdi. Neden böyle olduğunu merak etmiştim. Hemen sordum,
— Ne oldu Niki? Ne bu mutluluk?Diye sordum. Niki heyecanla,
— Heeseung, Jake'ten hoşlanıyormuş. Onlara bir şeyler yapıcaz.Dedi. Gözlerim bir kere daha fal taşı gibi açıldı. Kaşlarımı çatıp,
— Bunu söylemek için mi geldin?Diye sordum. Kaş çatma sırası ondaydı,
— Nedenmiş o?! Beni beğenmiyor musun?Dedi ağlamaklı bir sesle fakat dalga geçtiği belli oluyordu. Omuz silktim.
Niki'nin gözleri yuvarlarından fırları,
— Yoksa evine birisi geldi de ortamınızı mı böldüm!Dedi. Ona garip garip baktım tam cevap verecekken telefonum çalmaya başladı.
Niki'yle kısa bir süre bakıştık. Niki hızla telefonuma atıldı, bende ona yetişmeye çalıştım fakat nafileydi. Niki telefonu alıp kimin aradığına baktı. Ekrandaki "Sunghoon🤭" yazısını görünce gözleri fal taşı gibi açıldı. Bana,
— Bu kim lan!! Sevgilin mi var?Diye sordu. Telefonu elinden kaptım ve,
— Hayır, sadece arkadaşız.Dedim. Niki,
— Emin misin? O emoji ne anlatıyor?Diye sordu. Yanaklarımın kızardığını hissettim ve sorusunu cevapladım,
— Hiç, sadece ondan biraz fazla hoşlandım.Dedim. Niki "oooo" demeye başladı. Ona bir tekme attım. Telefonu bir kenara bıraktım ve onu kovalamaya başladım.
~Sunghoon~
Eve varmıştım ve akşam saatlerine doğru Sunoo'yu aramaya karar verdim. Telefon çalıyordu fakat açmıyordu. Sonra bir anda açtı. Arkadan birisinin sesi geliyordu,— Bu kim lan!! Sevgilin mi var?
— Hayır, sadece arkadaşız.
— Emin misin? O emoji ne anlatıyor?
— Hiç, sadece ondan biraz fazla hoşlandım.
— OoOoooOooO...Gülümsedim. Sunoo'nun sesini seçebiliyorum. Telefonu kapattım. Gülümsemeye devam ediyordum. Demek benden hoşlanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BITE ME | SunSun
Romance-🔞- Sunoo: Hayatta kalman için benim kanıma ihtiyacın var değil mi? Hoon: Evet, Sunoo. Sunoo: İç o zaman. #Sunsun