8. Bölüm

683 59 11
                                    

Sabah uyandığımda Sunghoon yanımdaydı ve hâlâ uyuyordu. Çırılçıplaktım. Kalktım ve üstüme dünden kalan ilk çamaşırlarımı geçirmek zorunda kaldım. Üstüme de diğer eşyalarımı giyecekken Sunghoon,
— Benim dolabımdan bir şeyler alabilirsin.

Dedi. Ona bakıp gülümsedim. Dolabına koşup bir şort bir de tişört çıkardım. Giydim. Sunghoon'un yanına geri gittim. Onu izlemeye başladım. O da uyanıktı, bana uzun uzun baktı. Elini kafama koyup saçımı karıştırdı. Gülümsedim.

~Sunghoon~
Dün akşam eve gittiğimizde beni sevdiğini söyledi. Bende ondan hoşlanmaya başlamıştım. Tatlı birisiydi. Hatta onu kurtarırken ona güzel yüzlü demiştim. Onu öpecekken başıma sert bir acı girdi. Kendimi yerde buldum.

Bu ölümün yaklaştığını gösteren belirtilerdi. Sunoo'ya bunu söyleyemezdim daha bir vampir olduğumu bile bilmiyordu. O akşam onunla birlikte oldum. Sabah gayet güzeldi. Hâlâ yanımdaydı benden kaçmamıştı. Utanmamıştı. Bu onu daha da çok sevmemi sağladı.

Ağrılarım sıklaşmıştı fakat daha az acıyordu. Hayatımın aşkını bulmuşken başıma gelenler çok kötüydü! Aşık olduğum kişi de özel kanlı birisiydi. Bu beni aşırı derece de üzüyordu. Böyle bir kaç hafta geçti. Sunoo ile yapmadığımız kalmamıştı. Bir onun evinde bir benim evimde geçiriyorduk akşamları. Onunla yakınlaştıkça her şeyi ona açıklamak istiyordum. En sonunda kararı vermiştim ona her şeyi anlatacaktım.

~Sunoo~
Sunghoon, beni evine çağırmıştı. Hoplaya zıplaya oraya gittim. Beni bahçesindeki sandalye bekliyordu. Bende onun karşısına geçtim. Heyecanla,
— Ne oldu Sunghoon?

Diye sordum. Sunghoon derin bir nefes aldı ve,
— Sana bir şey söylemeliyim.

Dedi. Tamam anlamında kafamı salladım. Sunghoon konuşmaya başladı,
— Bana belki inanmazsın ama ben bir vampirim Sunoo. Hani seni kurtardığım gün var ya aslında o gün sana ışınlandım.

Dedi. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Yalan söyleyeceğini düşünmüyordum fakat inanasımda gelmiyordu. Güldüm ve,
— Şaka yapmıyorsun değil mi?

Diye sordum. Sunghoon kafasını sağa sola salladı gayet ciddi duruyordu. Tam o sırada Sunghoon'un koyu kahverengi gözleri maviye döndü. Sunghoon,
— Bana inanıyorsun biliyorum. İnanmaya devam et.

Dedi. Tamam anlamında kafamı salladım. Heyecanlanmıştım. Sunghoon devam etti,
— Ve yakında öleceğim Sunoo.

Dedi. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Hızla ayağa fırladım. Gözlerim dolmaya başlıyordu,
— Ne diyorsun sen Sunghoon!? Saçmalama!

Dedim. Sunghoon,
— Doğruyu söylüyorum Sunoo.

Dedi. Hızla kafamı sağa sola salladım,
— Hayır! Yalan söylüyorsun.

Dedim. İnanmak istemiyordum. Onun ölmesini istemiyordum. Gözümden bir yaş süzüldü. Sunghoon da ayağa kalktı. Beni kendisine çekti ve bana sarıldı. Hıçkırıklara boğuldum. Sunghoon,
— Sana kanıtlayacağım.

Dedi. Ondan ayrıldım hâlâ ağlıyordum. Sunghoon'un gözleri yeniden maviye döndü. Bir anda yok olup yeniden belirdi. Elinde bir tavşan vardı (ben😭) onu ısırıp kanını emmeye başladı. Gözlerim bir kere daha fal taşı gibi açıldı. Ayaklarım titriyordu. Tavşanı bir kenara attı,

— İnanıyor musun Sunoo?
Diye sordu. Burnumu çekip evet anlamında kafamı salladım. Vampir olmasında sıkıntı yok. Ben sadece onun ölmesini istemiyordum!

Bruh kendimden utandım tavşan ne alakağ 😭 üf neyse

BITE ME | SunSunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin