4.

63 42 33
                                    

Ne kokun kaldı burnumda,
Ne de sesin kulaklarım da.
Bak gözlerim yine doldu ,
Yaşattığın acılarla.

-Berat Karaca-

Onu özlemiştim ,
Kokusunu
Tenini.
Hırçınlığını
En çokta gözlerini.
Sesini özlemiştim mesela ,özellikle bana seslenişini.

(6 /08/2015 )

   "Şimdi kaç yaşına gireceksin"
Soruyu sorarken dizinde yatan genç kızın yüzüne bakma gereksinimi hissetti ,elleri saçlarında küçük tutamlar alarak parmağına doluyordu.

"15 olacağım yarın,yani artık yaşıt olmayacağız senden büyük olucağım"

"Şu lanet çeneni kapar mısın?lütfen.
Sadece bir kaç aylığına büyük olacaksın sonra tekrar yaşıt olacağız"

   "Tamam ya ,üzülme.
Seneye de sen bi kaç ay büyük olursun belki "
Genç kız kurduğu cümleden sonra kahkaha atmaya başladı.
Normal bir kahkaha değil di onunkiler
Sessizdi.
Hep sessizdi onun duyguları
Ağlarken de sessizdi gülerken de .
Genç kızın teni kızarmaya başlamıştı .

"Sakinleş ve biraz nefes almana odaklan Aren ,yoksa nefessizlikten öleceksin"

Nefesi düzene giren genç kız konuşmaya başladı .
-"Bu arada benden büyük olsaydın bile benden küçük dururdun ,baksana şu haline ilkokul çocukları gibisin , daha bebeksin yani ,"
Birden yerinde dikleşti ,ve genç adamın gözlerine bakarak
"Ne kullanıyorsun bu kadar genç görünmek için çok merak ediyorum,(işaret parmağı ile kendini gösterir ve ),baksana bana ,kırışıklarıma ve beyazlaşmaya başlamış saçlarıma "
-"bazen 70 yaşlarında torunu olan yaşlı kadınmışsın gibi konuşuyorsun ,hani nerde kırışık ,ayrıca o çizgilerin olmasının sebebi her gün kaşların çatık gezmenin sonucu ,ve soruna gelecek olursak evet bişeyler kullanıyorum ve gerçekten bana çok iyi geliyor ,ama paylaşmalı mıyım bilmiyorum,çünkü sen onu benden çalabilirsin ."
"Onu senden çalmam seni mutsuz eder mi ?"
Bunu gerçekten merakla sormuştu
"Evet ,hemde çok"
"Pekala ,o zaman söyleme ,"
Genç adam şaşırmıştı, çünkü ısrar etmesini bekliyordu.
"Israr etmeyecek misin ?"
-"hayır,çünkü onu senden çalmak istemiyorum ,özellikle bu seni mutsuz edecekse ,sen benim dostumsun , seni üzecekse yapmamaya çalışırım
"Yapmam demiyorsun ,bu beni üzebileceğin anlamına mı geliyor"
"Benim kendime güvenim yokken ,sana sözler veremem çünkü bir gün o sözü tutamadığımı fark ettiğimde bunun yükünü taşıyamam omuzlarımda ."

(Günümüz)-Berat Karaca
"Napacaksın onunla"
-"sana ne Görkem al paranı ,kapa çeneni sktr git ."
"Burdan kurtulunca seni öldürecek biliyorsun değil mi ?"bir süre yüzümü arene çevirdim ,mışıl mışıl uyuyordu yatakta ,odanın dört bir yanı kurşun geçirmez camlarla kaplıydı.
"-kimin kimi öldüreceği pek belli olmaz ,dediğim gibi sen paranı al ve git "
Görkem tam arkasını dönmüş giderken tekrardan uyarma gereksinimi hissettim .
"Ha Görkem bu arada (belimden silahı çıkarttım ve ağzına dayadım)eğer o sevgili ağzın açılırsa ve herhangi birine bir şey dersen ,seninle ben uğraşmam odanın içine bir bıçak koyar ve senin akarin 0önüne atarım"
Silahı indirdim ve gülümsedim
"Umarım anlamışsındır ,şimdi lütfen burdan git ,ruh gibi görünüyorsun.bir şeyler ye tansiyonun düşmüş sanırım "

  Tekrar yönümü arene çevirdim
büyük odanın tam ortasında etrafı camla çevrili yerdeydi Aren ,onu rahatça izleye bilmek için camın tam karşısına üçlü bir koltuk koymuştum . Yakın bir zaman da uyanması gerekiyordu .
Kendime bir bardak su almak için odadan çıktım .
Suyumu doldururken camdan dışarıya baktım hava çok güzeldi ,ağaçlarda çiçekler açmıştı ,kuşlar ötüyordu.
Biz nerde miydik ?
Her şeyin başladığı yerde tabi ki ?
Arenin çocukluğunu geçirdiği evde
İlk cinayetini işlediği yerde
Bu evi amcasından satın almıştım
Evi biraz değiştirmiş ve yeni şeyler eklemiştim
Ama bazı yerlere hiç dokunmamıştım .
Suyumu içtikten sonra odaya gitmek için adımladım
Odanın kapısını açmam ile aren ile göz göze geldim .
Biraz korkmadım değil ,çünkü bakışları hiç iyi değildi .
Ona doğru adımladım.
"Günaydın matmazel "
Bir süre bekledim lakin cevap vermedi .
Hala bana aynı şekilde bakıyordu .
Kapıyı kapatıp koltuğa doğru adımladım . Ona bakmasam bile bana hala aynı şekilde baktığından emindim .bakışlarını sırtımda hissediyordum .
Kanepeye oturdum ve yüzümü ona doğru döndüm .
"Nerde olduğumuzu merak etmiyor musun"
-
"Saat 12.56"dedim saate bakarak ."acıktın mı"
-
"Pekala sanırım konuşmayacaksın ."
-
"O zaman bi süre kendi halinde takıl sen ,bi sorun olursa ,sormak istediğin burdayım ben tam karşında ,tamam mı "
Hala bana aynı şekilde bakıyordu
Umrumda değildi .
Odadan tekrar çıktım ve kendime ,burda önceden de bulunan kitaplıkta ki kitaplardan birini seçtim "şeker portakalı"adında bir
Kitabı denk gelmişti .
Yaprakları sararmış ve yıpranmıştı kitap yıllar içinde .
Kitap okumayı seven bir insan değildim .amacım onun altını çizdiği kitapları okumaktı.
Kitabı elime aldım ve tekrardan odaya doğru adımladım.
Aren yatağın üstüne oturmuş ,ellerini yanaklarına dayamış ve kafası hafifse sağa doğru eğik bir şekilde koltuğa bakıyordu . Kapının kapanma sesinde bile dönüp bakmadı .
Koltuğa doğru ilerledim ve oturdum artık bakışlarının hedefinde ben vardım. Elimde ki kitabı ona doğru tutup salladım
"Kitap okuyacağım sende ister misin"
Cevapsız bir şekilde bu sefer bana değil kitaba bakmaya devam etti .
Ona bakmayı kestim ve kitabı açıp sayfalarda göz gezdirip altını çizdiği bölümler okudum .
9,14,17,26,41,58,64,68,83,87,100,101,109,119,
134,138,139,140,141,145,146,153,154,156,169.sayfalarda ki bazı cümlelerin altını çizmişti .
Ama benim dikkatimi sadece birisi çok fazla çekmişti.

"Gözlerindeki o ilahî ışık yok mu, imana getiriyor beni...
Bir ışıltı görüyorum yıldızlar arasında .
Yeminler ediyorum,yoktur fezada bile böylesi
Seninkinden cilveli gözler...

Heyhat! Gel buluşsun gözlerimiz,hatırlayalım beraberce
Mehtabın altında filizlenen o bahtsız aşkı yine ...
Bakayım tekrar , aşkın çilesini konuşmadan anlatan o gözlerine ."(syf 83)

Tekrar ,tekrar ve tekrar okudum cümleyi .
Sonra başımı kaldırdım ve ona baktım hala bana bakıyordu . Çok değil 25 dk önce umrumda olmayan üstümde ki sert bakışları artık beni rahatsız etmeye başlamıştı .

Elimde ki kitabı yanıma koyarak, ayağa kalktım .
Ve arene doğru adımladım
Cebinde ki kumandayı çıkarttım ve üstünde ki düğmeye bastım bu şekilde cam odanın bir duvarı sürgülü kapı misali yan tarafa doğru açıldı .
Hala konuşmuyor veya hareket etmiyordu. Bir süre bakıştık . Sonra yavaşça yanıma doğru adımladı.
Her adım attığında bir nebze de olsa korkuyordum ,çünkü gerektiğinden fazla sakindi .
3-5 adımda yanıma vardı .
Ben daha ne olduğunu kavrayamadan ilk yumruğu suratıma yemiştim zaten .
Beklemediğim için dengemi koruyamadım ve yere düştüm .
Ayağa kalkmama müsade etmeden yumrukları suratıma geçirmeye devam etti .
Eli gerçekten sertti .
Karşılık vermeye çalışsam da pek etkili olmadı
1. Neden yakın dövüşü bilmemem di
2. Neden ise arenin çok seri ve sert yumruklar atmasıydı.
Kaçıncı yumruğu atıyordu bilmiyorum
Ama şu an durmuştu bunu biliyordum .
Son duyduğum ses ise iyi geceler ahmak herif olmuştu .

Ölümün mırıltısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin