5.

34 26 19
                                    

-Gözlerimin içine baktı ve dedi ki sen bir roman kadar heyecanlı ve bir şiir kadar anlamlısın-
                                        ...
İtaat etmek pek bana göre değildir ,
Hırs gözümü büründüğünde benliğimi kaybederim,
Çevremde dominant insanlar asla olamaz ,
Tek bir kişi liderdir ve bu kişi de kesinlikle ben olmalıydım.

Aren Akar (10/08/2015)

İki gündür odamdan dışarı çıkmadım,gözlerimden hala yaşlar damlıyordu.
Aynanın üstünü bir battaniye ile kapatmıştım , kendime bakabileceğimi sanmıyordum.
Bunun sebebi kendimden utanmam veya nefret etmem yada başka bişey değildi ., bunun asıl sebebi göreceğim görüntü karşısında dayanamayacağımdı.
Aldığım doğum günü hediyesine bakmaktan korkuyordum.
Ellerim istemsizce bugün kaçıncı defa oldu bilmem saçlarıma gitti .
Bir erkeğin sakalına dokunmak gibiydi .
Neden bu denli canım yanmıştı anlam veremedim .
Hiçbir zaman normal bir doğum günüm olmamıştı ki ,aldığım fiziksel olarak en acısız ama ruhen en acı veren hediye buydu galiba .
Yerde duran saçlarıma baktım ,tekrardan dikemez miydim onları?
Bunca zamana kadar kendi yaralarımı hep kendim diktim. Şimdi bunu yapamaz mıyım.
Bacağımda ki ize değdi elim sahi hangisi daha çok canımı yakmıştı.
Bacağımda ki kendim dikis atmak zorunda kalfigim bıçak izimi.
Yoksa yerde öylece duran saçlarım mı?
Saçlarımı kesmesin diye ona yalvardım.
Ama üzerime bıçak ile yürüdüğünde ona hiç yalvarmadım.

(Günümüz )-Aren Akar
Öldü mü acaba , eğer öyle Olduysa çok üzülürüm ,hem ben onunla kedinin fare ile oynadığı gibi oynayacaktım,önce onu ölümün kıyısına getirecek ,sonra iyileştireceğim,ve sonradan tekrar,tekrar ve tekrar .
Bi anlık gözümü kan bürümüştü ,neden böyle oldu anlayamadım.
Yerde öylece yatan berata baktım,
Üzerinden yana kayarak ,elimle bileğinden nabzını kontrol ettim .şükürler olsun ki hala yaşıyordu.
Ellerinden tuttum ve sürükleyerek kapının yanına çektim .
Kulağımı kapıya yasladım ve ses gelip gelmediğine baktım.
İçerden ses gelmiyordu .yine de tedbiri elden bırakmamak gerekiyordu. Önce beratın üzerini aradım
Gerçekten mi ! Yani üzerinde nasıl bir silah olmaz veya bıçak yada asit falan
Delici ,kesici,yakıcı herhangi bir şey .
Umduğumu üzerinde bulamayınca etrafta göz gezdirdim.
Kanepenin üstünde bir silah olduğunu fark ettim ,bir kaç adımda varmış ve silahı çoktan elime almıştım .
Elimde ki silaha bakıp gözlerimi devirdim
blow tr 92
Cidden acaba silahlar hakkında bilgisi var mıydı.
Mesela şuan elimde tuttuğum silahın bir kurusıkı olduğundan ,istese bile bununla bana ciddi bir zarar veremeyeceğinden haberi var mıydı acaba ?
Silahın kabzasının silahtan daha çok işe yarayacağını düşünüyordum.

Kapıya ilerdim ve kendimce her türlü olabilecek senaryoları kafamda kurmaya başladım .
Kapıyı açtığımdaysa büyük bir hayal kırıklığı yaşadım
Çünkü bomboştu .
Amerikan mutfaklı küçük bir alandı .
Kapıyı sonuna kadar ayırdım ve beratı salona doğru çektim.

Onu bağlamayacak mısın?

Duyduğum ses ile irkildim ve elim belime sıkıştırdığım silaha gitti 365 derece döndüm ama hiçbir şey göremedim .
Tekrar silahı belime koyarken zeminde duran ayaklar ilişti önce gözüme sonra bedeni en sonda gözleri

"Beni korkuttun"

Üzgünüm seni korkutmak istememiştim

"Beni ne zaman yalnız bırakacaksın,seni öldürdüm diye benden bu şekilde mi intikam alıyorsun yoksa."

"Hayır güzel kızım ,ben sadece kendimi sana affettirmek istiyorum. Neden etrafta gezip onu bağlayacak birşey bulmuyorsun. Böylece uyandığında sana zarar veremez "

Ölümün mırıltısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin