12. Bölüm

94 7 1
                                    

Ateş düşüncelerinin arasından telefonunun çalmasıyla ancak sıyrılabildi,

A: Efendim Orhan.

O: İpek'i tomografiye alıyorlar.

A: Niye?! Doktor röntgende bir şey yok demişti.

O: Bilmiyorum. On dakikaya alacaklar. Yanımıza gel İpek seni soruyor.

 Orhan telefonu kapatıp odaya girdi.

O: İyi misin?

İpek kafasını salladı.

O: Endişelenme, bir şey çıkmayacak. Doktorların ekstra tedbirlerinden biri işte.

Ateş endişeli bir şekilde odaya girdi.

A: Nolmuş nesi var?

O: Biz de bilmiyoruz. İpek'in baş dönmesi durmayınca tomografi istedi doktor.

İ: Bizi burada da bulacaklar.

İpek durumunu pek önemsemiyordu. Tek istediği burdan bir an önce çıkıp en uzaklara gitmekti.

A: Merak etme bulamaz.

İ: O hep bulur Ateş.

A: Bizde hep gideriz o zaman.

Tomografiden sonra İpek'i tekrar odaya aldılar. Üçü için de zaman geçmiyordu sanki. Odada öylece birbirlerine bakıyorlardı.

Doktor yanında bir hemşireyle odaya girdi,

D: Encore une fois guéris bientôt. Vous avez eu une commotion cérébrale plus grave que je ne le pensais.Je change vos médicaments et j'écris une minerve pour votre cou. (Tekrar geçmiş olsun. Düşündüğümden daha ciddi bir beyin sarsıntısı geçirdin.İlaçlarını değiştiriyorum ve boynun için boyunluk yazıyorum.)

Reçeteyi Ateş'e uzattı ve çıktı. Ateş'de aklındakileri sormak için hemen arkasından çıktı. İlaçları alıp geri döndüğünde İpek uyumuştu. Orhan Ateş'e dönüp fısıldayarak konuştu.

O: Noldu doktor ne dedi.

A: Boyunluğu on gün takacakmış. Boyunluk çıkana kadar da kesinlikle dinlenmesi gerektiğini söyledi. Güvenli bir yer bulmamız lazım Orhan.

O: Nasıl olacak.

A: Bilmiyorum.

Yorulmuşlardı. Çok geçmeden ikisi de oturdukları koltukta uyuyakaldı.

Orhan hafifçe doğrulup saatine baktı, akşam olmuştu. Bu kadar uyuduklarına kendi kendine şaşırıp başını çevirdi. Karşısında İpek yerine boş yatak duruyordu. Sessizce bir küfür savurup Ateş'e seslendi. Ateş ilkilerek doğrulup Orhan'a döndü.

A: Noldu?

O: İpek.

Ateş başını çevirip yatağa baktı. 

A: ALLAH KAHRETSİN! ALLAH KAHRETSİN ORHAN!

Ateş hızlıca odanın tuvaletini kontrol etti. Yoktu. 

A: ORHAN KOŞ. KOŞ HEMŞİRELERE SOR!

A: Orhan

 hemşirelerin yanına giderken Ateş'te resepsiyona indi. Kameralara bakması gerekiyordu. 

Görevlinin kameralar için izin almasını beklerken etrafa bakındı. Aniden aklına gelen fikirle hastanenin arka tarafındaki bahçeye gitti. Ordaydı. Bankların birine oturmuş öylece düşünüyordu. Yüzünde o İpek'le bütünleşen hüzünlü ifade vardı, uzaklara dalıp gitmişti yine. Ateş gözlerini ayırmadan cebinden telefonunu çıkardı.

Son GörevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin