5. Bölüm

133 19 4
                                    

Ateş telefonu kapattıktan sonra İpek'in yanına döndü.

A:Selamı var. Seni bulamadım diye ödü patlamış.

İpek hafifçe gülümseyip kafasını salladı.

İ:Ne konuşacağız?

Ateş kendi kendine söylendi, "sabırsız, sabırsız..."

A:Konu patronumuz.

İ:Patronumuz mu?

A:Hı hı.

Bir süre bakıştılar. Yalnız çok uzun sürmedi bu iki çift gözün buluşması.

Şiddetli bir gürültü, bir silah patlaması...bir kaç silah. Hemen ardından bir grup insanın korku dolu çığlıkları.

İpek'in bakışları değişti. Endişe, şüphe, hayal kırıklığı...
Hiddetle ayağa kalkıp elini belindeki silaha götürdü.

Ateş bu sırada kaşları çatık, sesin kaynağını bulmak için etrafa bakıyordu. İpek'e döndü ve belindeki silaha baktı. İpek'in eli tetikteydi ama silahı belinden çıkarmıyordu.
Ateş silah patlamalarını unutmuş gibi gülerek eliyle silahı işaret etti.
İpek bu sırada ciddiyetini koruyordu.

İ:Önlem olarak... Onun haricinde kullanmıyorum.

A:İtiraf et, hadi. Bahçenin arkasında ki hedef tahtalarını gördüm.

İpek cevap vermedi. Ateş İpek'in endişesini anlamıştı.

A:Dışarıdaki şeyden haberim yok.

İ:Serkan'a ne dedin?

A:Ne?

İ:Buraya gelirken.

A:Fransa'da işim olduğunu ve sonra Belçika'ya gideceğimi söyledim.

İ:O da buna inanmıştır.

Hızlı adımlarla arabaya yürümeye başladı.
Ateş peşinden giderek,

A:Beni takip ettirmiyordu.

İ:Gördüğün gibi adamlarını peşine takmış bile. Şimdi arabaya bin ve gidelim artık.

İpek oldukça gergindi. Yıllardır kendini Serkan ve adamlarından çok iyi korumuştu ama şimdi Ateş gelmiş ve her şeyi başa sarmıştı. Yol boyunca hiç konuşmadılar. İpek takip edilmediklerinden emin olunca arabayı bir ara sokakta durdurdu.

İ:Evet, planın ne?

A:Bilmem

İpek derin bir nefes aldı.

İ:Nereye gideceğiz?

Ateş muzipçe gülümsedi.

A:Evini merak etmiyor değilim aslında.

İpek hayretle Ateş'e baktı. Bu kadar rahat oluşu onu çıldırtıyordu.

İ:Evet, eve gidelim. Hatta şuan evimde bekleyen ve kaç kişi olduklarını bilmediğimiz silahlı adamlara da şuradan kruvasan alalım. İkram ederiz, ha, ne dersin?

A:Bişey soracağım, minnoş minnoş yavru kedilerin de var mı?

İ:Ateş!

A:O dağ tepesine bakmak akıllarına gelmez merak etme. Bulana kadar canım çıktı.

İpek bir of çekip arabayı çalıştırırken kısık sesle söylendi kendi kendine, "Hiç değişmemişsin."

Ama yanılıyordu. Ateş değişmişti, çok değişmişti. Sadece sevdiği kadının yanında o "eski Ateş" oluyordu.

Son GörevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin