AŞK YAKAR

Kalbinin Sesini Dinle

-Hemen cevap vermek zorunda değilsin istediğin zaman cevap verebilirsin Feraye. En azından birbirimizi tanımamamıza izin ver birlikte zaman geçirelim yanında olmama izin ver...
Ben yıllardır bu anı beklerken neden heyecanlanmadım. Uzaktan görünce bile kalbimin atışını hızlandıran insan benden hoşlandığını söylediği halde tepki bile veremedim. Ne yapacağım şimdi ne cevap vereceğim.
-Tamam Selim.
-Gerçekten pişman olmayacaksın dedi ve göz kırptı.
Sanki şimdiden pişman oldum niye kabul ettim ki.
-Ben eve gidiyorum Selim sonra görüşürüz.
-Yarın mesela müsait misin ?
-Selim ben işten 5 te çıkıyorum.
-Tamam o zaman Esra da gelsin yarın iş çıkışı birlikte sinemaya gidelim.
Ne oluyor ya acaba rüya mı görüyorum ben.
-Feraye dedi Selim.
Tamam gidelim o zaman dedim. Neden istemiyorum o kadar bekledikten sonra.
Eve doğru yürümeye başladım.

-Feraye iyimisin? Dalgınlıktan beni görmedin bile.
İyiyim Sinan yorgunum biraz eve gidip dinleneceğim.
-Hadi ben seni götürürüm iyi görünmüyorsun.
Sinan yanımda yürümeye başladı. Kolumamı girmişti o. Farkında olmadan incelemeye başladım. Bana dönüp baktığında hemen başka yöne bakmaya başladım. Sonra güldü.
-Hadi eve gir dinlen Feraye sonra görüşürüz.
Esra kapıyı açıp bize baktıktan sonra
-Feraye neredesin sen merak ettim ya bir saattir evde seni bekliyorum.
Tamam Esra geldim işte hadi içeri girelim. İçeri girerken Sinan'a baktım. Gülümsedim
Görüşürüz Sinan teşekkür ederim.
-Rica ederim Feraye kendine iyi bak.
Bu çocuk çok tatlı ya. Kapıyı kapatıp Esra'nın yanına oturdum başımı ayaklarına koyunca saçlarımı okşamaya başladı.
Esra ne yapacağımı bilmiyorum bir yanda yıllardır beklediğim insan, bir yanda bu hayatta en çok güvendiğim ve yanında gülebildiğim insan. Şimdi gel çık işin içinden.
-Feraye sen kalbinin sesini dinlemelisin. Bence o sana doğru yolu gösterecektir.
Selimle yarın o sinemaya gideceğiz Esra, o kadar beklemişken onu tanımak istiyorum.
-Sen bilirsin Ferayeciğim ama bence dikat et ben senin hep yanındayım.
Canım biliyorum iyiki varsın.
Akşam olduğunda yemek yedikten sonra odama geçip camdan dışarıyı izlemeye başladım. Selim hızlı hızlı bir yere gidiyordu. Bu saatte nereye gidiyor ki. Kapı çalınca camı kapatıp gel dedim.
İçeriye Faruk geldi.
-Feraye hasta mısın sen neden böyoe durgunsun?
İyiyim tatlım merak etme yorgunum biraz.
-Yoksa o cadı Esra kuafördeki bütün işleri sana mı yaptırıyor?
Diyince güldüm. Evet Faruk hep beni eziyor diyince o da güldü. Telefonum çalınca Esra olduğunu görüp gülümsedim.
-Hayırdır Esra bizi mi duydun?
-Ne diyon Feraye ben sinemadan kaçta döneriz diye sorucaktım misafir gelicekmiş.
-Ha film sekizde falan biter sonra döneriz geç kalmayız.
-Tamam canım öptüm.

Faruk da duymuştu. O gitmedi mi ya.
-Hayırdır Feraye sinemaya bensiz mi gidiyorsunuz dedi. Yüzünü acındırıcı bir hale getirirken gülmeye başladım.
-Bizde sizinle geleceğiz ikizciğim.
Olmaz Faruk biz Esra ile gideceğiz.
-Sinan ve ben olmadan bu kapıdan çıkamazsınız biz ikiziz
ayrılamayız diyince göz kırptı bende yüzümü buruşturdum.
Odadan çıkınca onu taklit ettim.
Bız ıkozuz ayrolomayoz. Uyuz ya ne diyeceğim ben Selime. Birde kendi yetmemiş gibi Sinan'ı getiriyor aşk üçgeni gibi Tövbe tövbe.
Sabah olunca Faruk'un yüzüne bakmadan kuaföre gittim. Esraya durumu anlattım.
Nasıl açıklayacağım Esra?
-Tesadüfen gelmiş dersin ne biliyim kızım buluruz bir şeyler.
Akşam olunca üstümüzü değiştirip Faruk'un yanına gittik. Sinan yoktu. Nerde ki acaba.
-Kızlar hadi gidiyoruz dedi.
Her zaman bizimle olacak değil ya sonuçta onunda bir hayatı var acaba sevgilisi mi var.
-Feraye niye hüzünlendin sen daldın gittin.
-Yok bir şey Esra hadi gidelim. Taksi gelmişti kapısını açıp bindik. Faruk öne binmişti. Camdan bakmaya başlayınca Sinan'ı gördüm. Faruk inip
-Hoşgeldin kardeşim dedim. Bende kendime engel olamadan gülümsedim. Geldi işte.
-Merhaba kızlar dedi.
Bizde merhaba dedik. Sinan öne oturdu Faruk da yanıma oturdu.
Sinemaya geldiğimizde Selim ve Özcan da oradaydı. İyiki Özcanı da getirmiş.
-Merhaba dediler Selim bana baktı. Bende ona baktım. Aynı filme girecektik. Faruk ellerini yıkamaya gitti. Özcan da Esra'ya bir şeyler söylerken Selim Sinan'a kötü kötü bakmaya başladı. Ne oluyor ya. Sonra Sinan
-Feraye gel mısır alalım sen seversin dedi.
Bende tamam ama büyüklerinden alalım dedim. Gülümsedi.
-Olur dedi. Selim ise bize bakıp
-Feraye gel biz içeri geçelim Sinan alıp gelir dedi. Ben şaşkın şaşkın ikisine bakarken Sinan Selim'e öldürecekmiş gibi baktı.
O zaman biz girelim dedim.
Sinan kafasıyla onayladı. İçeri girerken Selim
-Feraye keşke sadece Esra ile gelseydin dedi.
Ben o benim kardeşim Selim ne yapabilirim dedim.
-İyi Feraye gel yanıma otur dedi.
Olmaz Selim Faruk yanlış anlar dedim. Oysaki oturmak istemiyordum. İçimde bir güvensizlik vardı yapmacık geliyordu davranışları.
Herkes gelip yerime oturdu. Ben de Esra ile Sinan'ın yanına oturdum. Yanımda başka bir erkek olmasın diye Sinan tartışmış yanıma o oturmuştu. Bende kıskanç Sinan'a gülmeye başladım.
-Neden gülüyorsun Feraye komik mi?
Hayatımda senin kadar kıskancını görmedim Sinan.
-Hiçte bile ben kıskanç değilim dedi.
Tabi tabi diyince gülümsedi. Sonra birden yüzü ciddileşti. Gözlerime bakınca bende ona baktım birden heyecanlandım.
-Konu sen olunca kimseyle paylaşamam dedi.
Ben şok olmuş bir ifadeyle yüzüne bakarken film başladı. Film boyunca sadece Sinanı düşündüm. Selimle de hiç konuşamamıştık. Ne zaman bana baksa Sinan ona kötü kötü bakınca önüne dönüyordu. Özcan da telefon gelince gitmişti. Faruk da dışarı çıkmış kız arkadaşıyla konuşuyordu. Bende filmden sıkılınca lavoboya gideceğim diyip çıktım.
Arkamdan Selim Feraye dedi.
Efendim Selim ? Diye cevap verdim ciddi bir ifadeyle.
-Neden böyle davranıyorsun Feraye?
Nasıl davranıyormuşum dedim.< Anlamamış gibi yaptım napıyım Selim içimden gelmiyor>
-Soğuksun Feraye çok soğuk bana onlara baktığın gibi bakmıyorsun.
-Kimlere? Dedim.
-Arkadaşlarına işte Feraye Sinan'a bile .. Derken Sinan geldi.
-Hadi gidiyoruz Feraye hırkan ve çantan bende dedi.
Tamam dedim. Esrada arkasından geliyordu.
Neden böyle apar topar gidiyoruz bir sorun mu var dedim.
-Yok Feraye Faruk gitti sizide ben bırakacağım dedi. Niye atarlanıyorsun ki sanki ne dedim.
Taksiye binip evin önünde indik Esra iyi akşamlar diyip gitti.
Sinan benim yüzüme bile bakmayınca
Küsmüyüz dedim dudaklarımı büzerken bu çocuğun yanında hep çocuk gibi olurdum.
-Feraye o Selimle aranda bir şey mi var dedi sinirli bir şekilde.
Ne diyeceğim şimdi diye düşünmeye başladım. En iyisi doğruyu söyleyeyim.
Sinan beni tanımak istediğini söyledi bende en azından arkadaş gibi görüşebiliriz dedim.
-Feraye ben senin hayatına karışamam ama şunu bil ki o göründüğü gibi bir değil.
Nasıl yani ? Dedim.
-Bunu zamanla anlayacaksın Feraye dedi.Telefonuna mesaj geldi. Açıp okuyunca kafasını salladı.
-Benim gitmem lazım kendine iyi bak dedi. Ve gitti. Kafam iyice bulandı resmen kafamdaki sorular şu an halay çekiyolar. Eve girerken kapıyı açmamla bütün ailem camın önünden hızla inip yerlerine geçtiler. Gülsem mi kızsam mı bilemedim.
Hiç görmedim zaten dedim gülerek.
Resmen film gibi bizi izliyorlar ya. Allah'tan babamla Faruk evde değil.
Babaannem:
-Kız hayırdır Sinan'la ne konuşuyordunuz ?
Ah babaannem ya bir kere de yanlış anlama dedim.
-İyi bir şey demedik yakında anlarız nasıl olsa dedi. Çocuklara sarılıp öptüm. Anneme de sofrayı kurmasında yardım ettim. Odama girdim yatağıma yatıp kafamı yorganın içine gömdüm ve yine düşünmeye başladım. Ne yapacağım ben şimdi ...

Esra

Eve geldikten sonra misafirlere hoşgeldiniz diyip odama geçtim. Camın önüne oturup düşünmeye başladım. Özcan benim onu sevdiğimi biliyordu. Peki ya o beni seviyor muydu? Düşüncelere dalmışken telefonuma mesaj geldi.
< Müsaitsen arayabilir miyim?
Tanımadığım bir numaraydı. Bende bir cesaret ara yazdım.
Telefon çalmaya başladı.
-Efendim diyip açtım.
-Esraa
-Ben Özcan.
-Efendim Özcan?
-Sarhoş musun sen niye bu kadar içtin?
-Esra dinle beni!
-Dinliyorum Özcan!
Ya tam zamanında bitti şarj ne söyleyeceğini öğrenemedim.
-Alo Esra ...
Kapattı beni dinlemedi bile ama çok yakında itiraf edeceğim Esra ve sende itiraf edeceksin !

BÖLÜM SONU !!!