Belki bir mucize olur

82 4 0
                                    

-Feraye kardeşlerine iyi bak eğer bir şey olursa ararsın uçak saatimizi değiştiririz  üç gün sonra geleceğiz.
Tamam anne geçmiş olsun dileklerimi iletin.
Dayım ameliyat olmuş annem ve babam da ziyarete gidiyorlardı. Ben Tuğba, Mustafa ve Faruk ile evde kalacaktım. Umarım üç günümü zehir etmezler. Annemleri el salladıktan sonra içime biraz hüzün çöktü.  Faruk  kolumdan tutup
-Hadi gidip kahvaltı hazırlayalım diyince elini omzuma attı ve  eve girdik.
Tuğba ile Mustafa haftasonunu fırsat bilip televizyonun başına geçmişlerdi. Tuğba ile Mustafa aralarında sessizce konuşup bize döndüler
-Abla bugün gezmeye gidelim mi?
Faruk'a baktım.
-Olabilir ama Sinan ile Esra da gelsin dedi.
Zaten onlarsız olur mu?
Tamam dedim. Ben Esra ile konuşurken Faruk da Sinanla konuşuyordu. Ben odama gidip hazırlanmaya başladım. Kot pantolon ile gömlek giyinip saçlarımı doğal haliyle bıraktım. Çantamı alıp Tuğba ile Mustafa 'ya giyinmelerinde yardım etmeye başladım. Tuğba elbise giyinip saçlarını topuz yaptı. Bu kız benden daha şık ve havalıydı. Aşağıya indiğimde Sinanla göz göze geldim. Bana içten bir şekilde gülümseyince bende ona gülümseyip hoşgeldin dedim. Arkamdan Tuğba gelince Sinan Tuğba'ya bakıp bana gülümsediğinden daha fazla gülerek
-Tuğba hanım çok güzel olmuşsunuz gözlerim kamaştı dedi ve yanağından öptü.
Arkalarında bozulmuş bir ifadeyle onlara bakmaya başladım. Saçmalama Feraye kıskanmamalısın.
Esra da gelince evden çıkıp nereye gideceğimizi düşünmeye başladık. Tuğba
-Abla sinemaya gidelim, lunaparka gidelim bir de hamburger yiyelim dedi.
Bizde onları ilk defa dışarı çıkardığımız için mecburen kabul ettik. Önce lunaparka gitmeye karar verdik. Sinan Tuğba'nın elinden tutmuş yürürken Mustafa da Esra'nın elinden tutmuştu. Bizde Faruk'la yürüyorduk. Bizim kardeşlerimiz ama onlarla yürümeyi seviyorlardı. Faruk'a göz kırptım.
Dışlandık resmen dedim.
Faruk da gülerek
-Bunun acısını çıkartırız dedi. Biz gülmeye başlayınca hepsi dönüp bize baktı. Bizde bir şey yok diyip yürümeye devam ettik. Lunaparka geldik. Tuğba ile Mustafa atlı karıncaya binerken bizde onların yanında bekledik. Esra ile Faruk dondurma almaya gitti. Ben ve Sina istemeyince sadece çocuklara aldılar. Tuğba dondurmasını yemeye başladı. Susadım diyince tam suyu eline verirken üstüne dondurma bulaştırdı. Ben hemen ıslak mendille üstünü temizlerken Sinan da suyunu içirdi. Ya ne kadar kibar ve anlayışlısın sen öyle. Yanımızdan iki tane 14 - 15 yaşlarında iki kız geçerken
-Ne kadar tatlı bir çift Ayşe umarım bizde böyle mutlu oluruz diyip bize bakarak yürüyüp gittiler. Giderken arkalarında şok olmuş ve utançlarından kafalarını kaldıramayan  Feraye ve Sinan, halimize kahkahalarla gülen bir Tuğba bırakmışlardı. Sinirli bir şekilde Tuğba'ya bakınca hemen ciddileşmiş dondurmasını yemeye devam etmişti. Acaba gerçekten istiyor muyum  diye düşünmeye başladım.

***
Sinan

Evde öyle film izlerken Faruk arayınca mutlu oldum. Tuğba ile Mustafa'yı gezmeye götürmek eğlenceli olabilirdi. Hem Feraye ile vakit geçirmek istiyordum. Onu özlemiştim. Üstümü değiştirip hemen gittim. Feraye aşağı inince göz göze geldik. Yine çok tatlı olmuştu. Bu kadar doğal olmak zorunda mıydı. Arkasından Tuğba gelince ona iltifatlar ederken Feraye'nin yüzüne baktım. Bozulmuş bir ifade vardı. Kardeşini bile kıskanırdı ve bu hali beni hep güldürürdü. Küçükken de böyleydi başka kızlarla konuşunca beni çağırır sonrada kızlar gidene kadar bir şeyler anlatırdı.  Bir türlü anlamazdı. Ben sadece onunla konuşmayı severdim. Lunaparkta kızların bizi çift olarak görmesi çok hoşuma gitmiş hayallere dalmıştım. Biz evlensek çocuklarımız olsa parka götürsek ve mutlu olsak ...

***
Parktan çıktıktan sonra sinemaya gittik. Çizgi filme bilet alınca Sinan'a acımaya başladım. Faruk alışkındı. Esra ile bende alışkındık. Ama Sinan çizgi film yan yana gelince bile komikti. Yerlerimize oturduk. Ben mustafa 'nın yanında Esra ile Faruk yan yana Tuğba da Sinan'ın yanına oturmuştu. Sinan'ın diğer yanında ben vardım. Tuğba benim yanıma oturmamış beni rezil etmişti. Film başlayınca ben sıkılmaya başladım. Ve elimdeki bütün mısırı bitirdim. Sinan bana kıyamam der gibi bakıp
-Çok mu sıkıldın dedi.
Bende masum bir ifadeyle başımla onayladım.
Gülümseyip
-Bende dedi.
Bende sıkıntıdan karanlıkta gölge gibi olan yüzüne baktım. Gözümü açtığımda Sinan
-Feraye film bitti gidiyoruz dedi. Başımı omuzundan kaldırdım inanmıyorum yine omuzunda uyumuşum. Rezil oldum film boyunca uymuşum resmen. Dışarı çıkınca Tuğba
-Abla filmi beğendin mi? Dedi.
Bende izlemediğim için Sinan'a beni kurtar der gibi baktım.
-Evet beğendik dedi. Tuğba da gülmeye başladı. Biz de anlamayınca birbirimize bakıp gülümsedik.
Sinan ve ben arkada kalınca hemen merak ettiğim soruyu sordum.
Beni neden uyandırmadın? dedim.
O da bana
-Çünkü bende uyuyakalmışım dedim. O an aklıma geldi hain Tuğba bilerek sordu dedim.
-Evet ikimizinde cevap veremeyeceğini bildiği için dedi. Bu kız beni öldürecek dedim. Hamburger yemeye gittik. Patatesleri Mustafa 'ya yedirirken Faruk'la Sinan'ın sohbetlerine de katılıyordum. Yemeklerimizi yedikten sonra eve geldik. Esra annesi arayınca eve gitti. Bende çocukları yatırıp  iyi geceler dedim. Faruk'la Sinan film izlemeye başlamıştı. Bende mutfağa gidip limonata içmeye başladım. Sonra dayanamayıp iki tane daha doldurup Sinan ve Faruk 'a da götürdüm. Limonatayı görünce ikisinin de gözleri parladı. Faruk
-Sağol prenses dedi. Bende afiyet olsun diyip tekrar mutfağa gittim. Sinan yanıma geldi
-Feraye nasılsın? dedi.
Bende bilmem iyi gibiyim. Sen ? Dedim.
-İyiyim bende dedi. Sonra yanıma yaklaşıp ben daha ne olduğunu analayamadan bana sarıldı.
-Sakın hiçbir şey için canını sıkma ben senin her zaman yanındayım. dedi. Sonra ellerini omuzlarımdan çekip göz kırptı ve gitti.
Ben de  arkasından baktım. Neden böyle rahatım bu kadar alışkınım sana ?
Aşk insanı heyecanlandırmaz  mıydı? Ama biz o kadar alışkındık ki birbirimize her hareketimiz birbirimize normal gelirdi. Peki aşk böyle bir şey miydi?

Sabah uyanıp kuaföre gitmek için erkenden evden çıktım. Dalgın dalgın yürürken Selim'le karşılaştım.
-Feraye ne yapmaya çalışıyorsun?
Anlamadım Selim.
-Feraye yeter artık sana yakın oldukça benden kaçıyorsun. Beni istemiyorsan söyle artık!
Gözlerinden ne kadar sinirli olduğu anlaşılıyordu.
Selim ben yani ...
Ne diyeceğim ben şimdi. Hadi bir cesaret Feraye.
Selim ben çok düşündüm seni arkadaşım olarak görüyorum. Ben senin yanında olsam da sadece bu şekilde olabilirim üzgünüm. Gözlerinde hayal kırıklığı görünce bir an kendimi suçlu hissetsem de bunu yapmak zorundaydım. Tamam onun için üzülüyordum  hayatı zordu ama ona aşık değildim ben nasıl yalan söyleyebilirim ki. Ellerini saçlarının arasından sinirle geçirip
-Anladım Feraye dedi. Yanımdan geçip hızlı bir şekilde gitti.  Bende kuföre girip işlerimin başına geçtim. Biraz dinleneyim diye koltuğa oturunca Esra da hemen yanıma gelip koltuğa resmen yayıldı. Ben oturduğum yerde sıkışınca
Sen de iki dakika sonra otur Esra! Diye çemkirdim o da omuz silkip umursamadı. Bazen ben bu kızla niye arkadaşım diye düşünmeden edemiyorum.
-Feraye dün Faruk bana birini sevip sevmediğimi sordu.
İnanmıyorum Esra acaba niye sordu?
-Bilmiyorum öylesine dedi ama cevap vermeyince biraz yüzünü astı.
Esra yoksa senden mi hoşlanıyor ? dedim kahkaha atarken.
-Sanmıyorum hem hoşlansa da senin görümcem olma ihtimalin çok can sıkıcı.
Bak bir de kahkaha atıyor sen benim gibi görümceyi bulda öp başına koy.
-Feraye şaka bir yana  Özcan'la da artık bir şey olacağını düşünmüyorum Feraye biz çok farklıyız.
Neden Esra ?
-Feraye ben kuförde çalışıyorum onun işi babasından garanti onun hayatı ve benim hayatım çok farklı bu mahallede oturmasının tek nedenini ikimizde biliyoruz.

Haklısın Esra hayat dizilerdeki  gibi kolay yürümüyor kısaca
Aşk her şeyi halledemiyor !
-Boşver dostum belki bir gün bizimde hayallerimiz gerçek olur.
Belki Esra bir gün gerçek olur. Bir mucize olur. Sen moda tasarımlarınla bir marka oluşturursun bende kendi radyo yayınımı yapabilecek bir imkana sahip olurum. Hayallere dalmışken masanın üzerindeki dergide iş ilanınlarına gözüm takıldı.
Hasta bakıcısı ve aşçı aranıyormuş Esra.
-Yani Feraye bizimle ne alakası var ? Dedi umursamaz bir şekilde.
Kızım maaşa bak iki üç ay çalışsak bile yeter. Burada kazandığımızın iki üç katını alırız. Bu kadar maaş verdiklerine göre çok zengin olmalılar. Esra heyecanla yerinden sıçradı.
-İnanmıyorum Feraye nerede bu ev hemen işe başlamalıyız.
Biraz araştırmalıyız sonuçta yatılı kalacağız hem ailelerimizden nasıl izin alacağız. Bir de erkekmiş hasta acaba neyi var ki hem yapabilirmiyiz ki?
-Feraye sen yaparsın bende yemek yaparım ailelerimizi de halledeceğim Feraye hayallerimiz için her şeyi yapacağız.

BÖLÜM SONU ...


AŞK YAKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin