Piknik

85 5 0
                                    

Sabah erkenden uyandım. Daha doğrusu hiç uyuyamadım. Camı açıp dışarıyı izlemeye başladım. Diğer mahallelere göre daha sakin bir mahallemiz vardı. Ama insanları çok sıcak kanlıdır. Karşı apartmandan Hatice'nin Feraye diye seslenmesiyle ona döndüm. Hatice 19 yaşında üniversite sınavına hazırlanan cıvıl cıvıl bir kızdır onun en sevdiğim özelliği her ortama uyum sağlayabilmesidir. Abisi benim ilkokul arkadaşım olduğu için aramız iyidir.
-Feraye yarın pikniğe mi gitsek hava çok güzel dedi.
Bilmem ki Hatice canım hiç istemiyor.
-Kızım senin için geçmiş en iyisi Esra ile ayarlıyayım.
Omuz silkip içeri girdim. Üzerimi değiştirmeye başladım. Zilin sesiyle aşağı indim. Esra her zaman ki gibi üç dört kere zile bastı.
Kızım bir günde şu eve sessiz gel.
-Olmaz Feraye benim geldiğim belli olsun. Bu arada yarın pikniğe gidiyoruz.
Daha ben aşağı inmeden organize mi ettiniz vay be bu ne hız.
-Ne sandın balım biz hızlı insanlarız sadece gençler olarak gidiyoruz yalnız.
Bak o konuda söz veremem babaannem duyarsa ona kimse engel olamaz. Esra gülmeye başladı. Bende onunla beraber gülerken Faruk yanımıza geldi.
-Neşeniz bol olsun kızlar.
-Sağol Faruk ve hazırlan yarın hep birlikte pikniğe gidiyoruz.
-Olur aslında ben Sinanla konuşayım okuldanda bir kaç kişi çağırırız yalnız mangalı ben yakacağım.
Esra bence vazgeçelim o kadar insan için ambulans çağırmak zor olur.
-Haklısın Feraye herkes zehirleneceği için. Gülmeye başladık.
-Yarın o mangaldan yemek için bana yalvarırken hatırlatırım bu cümleyi size.
Hadi Esra biz gidelim bugün çok iş var kuaförde.
Yürümeye başladık.
-Feraye anlayacağın ne diyeceğini öğrenemedim.
Omuzumu sarsmasıyla kendime geldim.
-Sen neden bu kadar dalgınsın?
Bilmiyorum Esra bu aralar canım hiçbir sey istemiyor.
Kuförden içeri girdik. Ben etrafı düzenlerken Esra yerleri süpürmeye başladı. Saat erken olduğu için müşteri yoktu. Sibel abla dinlenme odasındaydı. Yine düşüncelere dalmıştı. Gelen müşteriyle kafamı kaldırdım. Kumral uzun boylu saçları uzun güzel bir kızdı.
-Kolay gelsin ben fön çektiricektim.
Ben yardımcı olayım dedim.
Buyrun şöyle oturun.
-Teşekkürler sen Feraye olmalısın dedi ve gülümsedi.
Evet dedim bende ona gülümsedim.
Canım istemediği için adımı nerden bildiğini sormadım.
O anlatmaya başladı. Makinayı elime alıp fön çekmeye başladım.
-Ben bu mahallede oturan arkadaşımı görmeye gelmiştim. Kuaför sorduğumda buraya gelebileceğimi sizin bana yardımcı olabileceğinizi söyledi.
Kaşımın biri otomatik olarak havaya kalktı. Arkadaşınız kim diye sordum.
-Sinan dedi.
Duyduğum isimle saçı hızlıce çektim elimde olmadan( !)
Birden kız çığlık attı.
Kusura bakmayın yanlışlıkla oldu dedim yüzümde mahcup bir ifade vardı.
-Önemli değil dedi gülümsedi.
Demek Sinan sizin arkadaşınız nerede tanıştınız ? Ne kadar süredir arkadaşsınız diye sordum.
-Okuldan arkadaşız ona çok değer veririm kısa süredir tanışsak da yakın arkadaşımdır dedi.
Duyduğum cümleyle elimde olmadan yüzüm düştü. Yakınmışlar acaba Sinan ona mı aşık.
Bitti saçınız dedim.
İçten bir gülümsemeyle teşekkür etti.
-Görüşürüz Feraye dedi. Bu arada ben Selin.
Bende öylesine bir gülümsemeyle memnun oldum rica ederim dedim. Sonra çıkıp gitti.
Kapının oraya yaslandım yine uzaklara bakmaya başladım. Ne sanmıştım ki hayatında bir tek ben olacak değilim ya.
Esra geldi yanıma
-Noldu kız çok kötü görünüyorsun ?
Yok bir şey Esra iyim ben.
-İyi hadi markete gidelim Sibel abla öğlene bir şeyler alın dedi.
Tamam gidelim dedim.
Koluma girdi. Markete doğru yürümeye başladık. Karşımıza Mustafa çıkınca Esra birden gerildi.
-Merhaba kızlar dedi.
Bende merhaba dedim. Yürümeye devam ettik. Markete girdik. Esra'nın dediklerini almaya başladık. Meyve suyuna elimi atmamla başka birinin de elini atmasıyla kafamı o tarafa çevirdim. Karşımda gördüğüm Sinandı.
Gülmeye başladı.
-Feraye dedi. Ben ona kızgın olduğum için gülümsemedim. Niye kızgın olduğumu bende anlayamamıştım. Beni tavsiye etmişti ama o kıza. Sanırım kıskanmıştım.
Ben ona bakmadan yürümeye başladım. Ama arkadan birinin kolumu tutmasıyla olduğum yerde kaldım.
-Feraye ne oldu ? Diye sordu.
Gözlerine baktım şaşırmış ve üzgün bir ifade vardı.
Bir şey yok dedim.
-Nedense bana hiç öyle gelmedi dedi.
Kolumu elinden kurtarıp tekrar yürümeye başladım. Biz marketten çıkarken o da bana bir süre bakıp evine doğru yürümeye başladı. Sanırım evin eksiklerini almıştı. Ah ele göz yapma bunu bana.
İşlerimiz bittikten sonra eve gittik. Tuğba ile Mustafa'ya sarılıp öptüm yerim sizi ben dedim.
Faruk hemen araya girdi. Biliyoruz Feraye çok tatlıyız yanağını öpeyim diye uzattı. Bende öptüm. Yatağın üstünde oturmuş bir şey anlatan Mustafa'nın yanına yüzüstü uzanıp onu dinlemeye başladım. Faruk da bizi kıskanıp yanıma uzandı.
-Sonra araba fuarı da varmış orada bir de kocaman hayvanat bahçesi dedi.
Tuğba da şaşkın bir ifadeyle
-Gerçekten mi orada devede varmıymış dedi.
Onların bu haline gülmeden edemedim. Annemler Seval teyzelere gidince bizde çocukları yatırıp balkonda Farukla çekirdek yemeye başladık. Faruk benden çok telefonda uğraşınca elinden alıp mesajları okudum.
Sen daha geçen hafta Sude ile çıkmıyor muydun? Diye sordum.
Yok biz onunla çıkmadık şu an Tuğçe ile konuşuyorum.
Omzuna vurdum. Çok mikropsun Faruk dedim.
Saat geç olunca gidip yattım. Sabah yine zilin sesiyle uyandım. Ya bu kız benim sabrımımı sınıyor anlamıyorum ki. Üzerim yeşil çiçekli uzun bir elbise giyinip saçlarıma siyah bandana taktım. Siyah rahat bir ayakkabı giyindim elbisem uzun olduğu için pek görünmüyordu. Çantamı alıp odadan çıktım. Aşağı indiğimde Faruk'la Esra poşetlere bir şeyler koymaya başlamıştı. Bende yanlarına gittim. Faruk siyah bir tişört altına aynı renkte pantolon Esrada dizlerinde siyah bir etek üstünede beyaz bir gömlek giyinmişti. Kapı çalınca ben baktım. Sinan gelmişti. Gri bir tişört altınada siyah dar paça pantolon giyinmişti. Hala kızgın olduğum için fazla bakmadım. Eşyaları arabaya taşıdıktan sonra ön koltukta oturan Selin'i görünce kısa süreli bir şok yaşadım.
Bizfe arkaya oturduk cam kenarında ben Faruk diğer kenarda Esra da ortamızda oturdu. Herkes gülüp sohbet ederken ben dışarıyı izlemeye başladım. Sinan bana bakınca gözlerimi kaçırıyordum. Sonra piknik mekanına gelince bir kaç tane araba geldiğimizi anladım. Önce Özcan sürücü koltuğundan yanından Selim ve arka taraftanda iki kız indi. Sanırım okuldan arkadaşlarıydı. Sonra tanımadığım başka insanlar arabalardan indi en az 30 kişi vardık. Biz eşyaları indirdikten sonra Esra ile çeşmeye gittik.
***
Esra
Feraye ile çeşmeye gittiğimizde Özcan 'ın bana baktığını farkettim. Yanında kızları görünce bozulduğum için yüzüne bakmamaya çalıştım. Kız gidip yanına oturunca iyice sinirlendim. Bende Faruk'un yanına oturup sohbet ettim. Sonra telefonuma mesaj geldi. Açınca Özcan'dan geldiğini anladım.
-Neden benden kaçıyorsun ? Yazmıştı.
Bende
Ne alakası var sen arkadaşlarınla ilgilen yazdım. Mesajı okuyunca yüzünü buruşturdu. Sonra yanındaki kızın omzuna elini atıp göz kırptı. Tabi ben de o kıskançlıkla Faruk la iyice yakınlaştım. Kolunu falan tuttum. Telefonuma yine mesaj geldi.
- Faruk'la aranda bir şey mi var?
Bende ona inat
-Seni ilgilendirmez yazdım.
Kafasını sinirli sinirli salladı. Yine dönüp kızla konuşmaya başladı.
***

Sakin huzurlu çok güzel bir yerdi. Bir de küçük göl vardı. Mangalın başına Faruk geçmiş hava atarken Sinan hemen yakmaya başladı. Bu durum gülümsememe neden oldu. Diğerleride top oynamaya başlamıştı. Biz Esra ile salata yapmaya başlamıştık. Selinde bize yardım etmek isteyince gerek olmadığını söyledim. Sinan pişirdikçe bana getirip ekmek arası yaptıkça dağıtmaya başladı. Selim bize tip tip bakmaya başladı. Herkes yemek yedikten sonra bizde kenarda bir yere oturmuş Esra ile yemeye başladık. Biraz yorulmuştum. Herkes yine top oynamaya başlayınca ben gölün kenarında ağaca yaslanıp izlemeye başladım. Faruk seslenince mecburen masaya geri döndüm.

Sonra oturup hep birlikte sohbet ettik. Selim bana bakıp biraz konuşalım mı dedi. Tamam dedim. Gölün kenarına oturup konuşmaya başladık. Onunla sohbet etmek güzeldi. Ona bu kadar yakın olmak çok daha güzeldi.
Anlattıklarıyla gülmeye başladım. Güldükten sonra bana yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapattı.
-Sadece benim yanımda bu kadar güzel gül dedi.
Dediğiyle biraz afallasamda kafamı göle doğru çevirdim.
-Feraye ben sadece senin yanında bu kadar mutluyum sana bakarken gülerken seninle konuşurken ...
Selim bende senin yanında kendimi iyi hissediyorum biliyor musun sen çok farklısın böyle yüzündeki soğukluk, gözlerindeki derinlik ,duruşun  sanki insanı kendine çeken bir tarafın var.
Bana derin derin bakmaya devam etti. Bunları neden söyledim bilmiyorum ama söylemek istedim. Yıllarca ona uzaktan hayran olup şimdi yanında olmak çok değişikti.
-Ve bu çekici sadece seni kendine çekmek istiyor dedi. Gözlerinde farlı bir duygu vardı.
-Öyle mi dedim yüzümde bir gülümseme vardı. Belkide onu yakından tanımalıyım diye düşündüm.
O zaman sana bir şans verebilirim dedim.

BÖLÜM SONU!





AŞK YAKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin