Mahir

83 4 0
                                    

Anne lütfen bu Esra ile geleceğimiz için çok önemli neden anlamak istemiyorsun hem ailemize de katkıda bulunurum.
-Kızım hiç tanımadığımız insanlar hem yatılı kalacaksınız nasıl güveneyim?
Anne yalnız değilim ki Esra da var bakarız olmuyor çıkıp geliriz.
-Evet Semra teyze lütfen en azından bir süre deneyelim.
Annem Esra ile benim beklentili gözlerle ona bakmamıza daynamayıp tamam dedi. Hemen Esra ile çığlık atıp birbirimize sarıldık.
-Bakın kızlar madem sorumluluğu alıyorsunuz yanlış şeyler yapmak yok hele bir duyayım ben bile sizi kurtaramam.
Tamam anne güven bize. Bunu söylerken Esra'ya göz kırptım. Ah annem biz bir araya gelince maceralar peşimizi bırakmaz ki.
Esra da ailesini ikna etmişti. Onunki benden daha kolay olmuştu. Yarın gideceğimiz için valizimi toplamaya başlamıştım. Eşyalarımı yerleştirirken masanın üstünde geçen yaz çekildiğimiz ailecek olan resmimizi elime aldım. Biraz hüzünlensemde onu da valizime koyup diğer malzemelerimi yerleştirdim. Tuğba ve Mustafa gideceğimi duyunca bana küsmüş konuşmuyorlardı. Babaannem ise beni şaşırtarak karışmamış ne halin varsa gör demişti. Faruk da ben yanınıza uğrarım sizi yanlız bırakmam demişti. Babamda hayallerin için izin veriyorum demişti. Pijamaları giyip yatağıma oturdum uyku tutmadı bir türlü. Birden odanın kapısı açıldı. Kapı aralığından önca Faruk sonra Mustafa sonra da Tuğba kafasını uzattı. Hepsi aynı anda masum bir ifadeyle
-Gelebilir miyiz ? Dedi.
Bende kendime engel olamayıp güldüm ve
Tiplere bak ya gelin buraya dedim. Hepsi aynı anda yatağa zıplayıp bana sarıldılar. Bende onlara sarıldım. Bu duygusal anı düşününce gözlerim doldu. Ben onları görmemeye nasıl dayanacağım.
Yapmayın böyle ağlayacağım şimdi dedim.
Onlarda
-Ağlama sakın biz seni çok seviyoruz nereye gidersen git arkandayız demek için geldim. Bunu tek nefeste söyleyebilen Mustafa'nın saçını okşadım.
Kıyamam ben size bende sizi çok seviyorum dedim. Tuğba dizlerimin birine Mustafa da diğerine yatmıştı. Faruk'yer kalmayınca bizi güldürmak için
-Ben gidiyorum ya banane bana yer kalmamış dedi. Sonrada dudaklarını büzünce hepimiz gülmeye başladık.
Gel buraya ufaklık dedim. Yanımda yer açıp kolundan tutup yanıma oturttum. Sonra da omzuna yaslandım. O da saçımı karıştırmakla meşguldü.
Faruk saçımı rahat bırak dedim. O da gülmeye başladı.
-Sen olmayınca ben kimi sinir edeceğim dedi üzgün bir sesle.
Yanıma gel sık sık beni orada yalnız bırakma dedim. Sesim kısık çıkmıştı.
-Merak etme ben seni yalnız bırakır mıyım hiç dedi.
Sabah omzumdaki ağırlığa daha fazla dayanamayıp gözümü açınca yatağımda bir adet çapraz yatmış Tuğba onun hemen yanında bir ayağı yataktan sarkmış Mustafa ve tam yanımda benim omzumda tüm ağırlığını vermiş bir adet Faruk'u görmemle gülmeye başladım. Hepsi benim gülme sebebimi anlayamadığı için bana deliymişim gibi bakınca hemen konuşmaya başladım.
Babaannem odaya sesimizi duyup gelince
-Yavrum hepiniz kafayı mı yediniz rahat yatağınız varken ne demeye bu küçük yatakta dördünüz sıkışıp yatıyorsunuz dedi.
Faruk hemen uykulu gözlerle
-Babaannem uyuya kalmışız ne yapalım dedi.
-Aman iyi kalkın yüzünüzü yıkayın acıktım ben diyip gitti. Her zaman ki hali olduğu için hemen kalkıp hazırlanmaya başladık. Kahvaltımızı yaptıktan sonra Esra her zaman ki gibi biz açana kadar zile basmış babannemin sitemine maruz kalmıştı. Kapıyı açınca Sinan 'ın da orada olduğunu gördüm. Faruk valizlerimizi taksiye yerleştirdi gideceğimiz yer hemen hemen bir saat kadardı. Küçük bir ilçe olduğu için her yer kolayca bulunabiliyormuş. Herkesle tek tek vedalaşmış duygulanmıştım. Sinan da
-Kendine iyi bak Feraye ben her zaman buradayım demişti. Ne demek istediğini pek analayamasamda hoşcakal diyip araya bindim. Esra da herkesle görüşüp yanıma oturmuştu.
-Kızım çok heyecanlıyım ya ilk defa evden uzaklaşıyorum.
Ben senin kadar heyecanlı değilim biraz tedirginim.
Taksiden inip otobüsü beklemeye başladık. Kışa girdiğimiz için havalar iyice soğumuştu. Montumun yakasını kapatıp boyunluğumu taktım. Esra da atkısını taktı. Otobüs gelince biletlerimize göre oturduk. Yolculuğumuz uzun olmadığı için etrafı seyrederek vakit geçirdik. İndiğimizde orada bulunan taksiye gideceğimiz yeri söyleyip valizlerimizi yerleştirdik. Taksi şoförü
-Ablacığım geldik diyince hemen sağ tarafımıza döndük ve dönmemizle kısa süreli bir şok yaşadık. Karşımızda muhteşem bir villa beklemediğimiz için şaşkın şaşkın bakmaya devam ettik. Parayı ödedikten sonra valizler elimizde yolun ortasında ağzımız açıkta kalmıştık.
-Hadi Feraye hemen girmeliyiz sabırsızlanıyorum diyince bende tamam anlamında başımı salladım. Esra
-Feraye ben zile basamam sen bas diyince gülmeden edemedim.
Sen zile basarsan bizi başlamadan kovarlar zaten dedim. Zile basıp beklemeye başladık. Kapı açılınca saçları gri tonlarında arkadan toplanmış, orta boylu, zayıf ,40-45 yaşlarında bir kadınla karşılaştık.
-Hoşgeldiniz kızlar buyrun dedi ciddi bir ses tonuyla.
İceri girdiğimizde Esra ile hemen etrafı incelemeye başladık. Genelde siyahlardan oluşan bu ev insanın içini boğuyordu. Perdeler kapalı ışık almaması için her taraf kapatılmıştı.
-Kızlar size önce odalarınızı göstereyim sonra salonda konuşuruz dedi. Telefonda konuştuktan sonra bizi hemen işe alması garibime gitsede sesimi çıkartmamamştım. Bu kadar hızlı olmasını beklemesemde Esra ile kadını takip etmeye başladık. Bir kat çıktıktan sonra hanginiz aşçı dedi. Esra hemen
-Benim dedi.
-Senin odan burası dedi. Bende yanında bir oda aradım benim odam yok muydu yani.
Sen benimle gel dedi bana sinirli bir bakış atarak bende dediğini yaptım. Bir üst kata çıktığımızda yan yana iki oda ile karşılaştık. Burası da senin odan dedi sağdaki odayı göstererek.
-Senin odanının bu katta olmasının nedeni Mahir'e yakın olması dedi.
Ne yani yandaki oda onun odasımıydı. Odaya girdiğimizde sade bir oda olduğunu farkettim. Yatak, dolap ve masa genisş bir koltuk vardı. Camdanda muhteşem bahçe manzarası gözüküyordu. Koltuğa oturunca bende yanına oturdum.
-Kızım benim adım Süreyya, ben Mahir'in teyzesiyim. Annesi ve babası vefat edince benimle kalmaya başladı. Benim hayattaki tek varlığım odur. Mahir geçen yıla kadar hayata bağlı biriydi. Kit box da cesitli ödüller aldı. Şirkete gider çalışırdı , çeşitli gezilere katılır hayatini dolu dolu yaşardı. Sıcak kanlı, güler yüzlü, anlayışlı bir insandı. Gecen yıl nişanlısını kaybetti ve kanser oldugunu ögrendi. Beyninde tümör varmış. Ancak bir türlü kabullenemedik perişan olduk. Tedavi olmayı kabul etmedi. Ve o günden sonra yemek yemeyen, kimseyle konuşmayan hayatından nefret eden ve ölümü bekleyen umutsuz bir adam geldi. Anlatırken gözyaşları akmaya başladi. Onu çok sevdiği belli oluyordu. Benimde gözlerim doldu. Hayatları ne kadar zordu.
-Feraye lütfen bize yardım et artik hic umudumuz kalmadi. Onu hayata yeniden baglamamda yardımcı olursan sana tüm mal varlığımı veririm.
O an kadının gözlerinde çaresizliği gördüm. Ve
Elimden geleni yapacağım dedim. Gerçekten her şeyi yapamayi göze almistim. Gözleri yeniden umutla doldu. Ve gülümseyip bana sarıldı. Beklemedigim icin biraz şaşırdim. Soğuk görünen bu kadın meğer ne kadar merhametliymis.
-Şu an Amerikada yarın akşama burada olacak. Yeniden rahatsızlandı. Bir türlü tedavi olmayı kabul etmiyor. Ölmek istedigini söyledi. Seni görünce tersleyecektir lütfen sabirli ol Feraye dedi. Bende gülümseyip
Merak etmeyin dedim. Sureyye hanim gidince bende Esra'nın yanına gittim.
Kizim ben burada sıkılmazsam iyi dedi. Bende
Pes etmek yok Esra dedim. Asağıya inip yemek yemeye başladik. Sofra biz inmeden hazirlanmisti. Bizde öylece oturmuştuk. Süreyya hanım gelince ikimizde ayaklandik o da -Kızim bugunluk ben hazırladim oturun lütfen dedi. Esra'ya liste verip yapacağı yemekleri söylemişti. Esra çok iyi yemek yapardi. Bende iyi pasta yapardim. Yemekten sonra bahçede salıncak oldugunu duyunca Esra ile hemen bahçeye çıkmıştik. Salıncakta oturup yıldızları izlemeye başladik. Saat geç olunca iyi geceler diyip odama geçtim. Yatağıma oturup telefonumu elimi aldım. Faruk'u aradim.
-Alo prensesim diyince gözumden yaş geldi.
Yerim ben seni.
Faruk nasılsin dedim.
-İyiyim canim sen nasilsin
İyiyim bende dedim. Daha bir gün olmadan onlari özlemiştim.
-Feraye benim kapatmam lazım kendine iyi bak ararım seni.
Tamam canim kendine iyi bak dedim.
Yatağıma yatıp umarım yarın güzel olur dedim. Ve çok geçmeden uykuya daldım.

BÖLÜM SONU!

AŞK YAKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin