Tatlı bir bölüm olur diye düşünüyorum iyi okumalar♡
"Siz şimdi baya baya sevgilisiniz yani"
"Evet baya baya cho şunu sormayı bırakır mısın artık"
"Ravenclaw'ın duygusuzu sevgili yapmış şaşırmamak mümkün mü?"
"Abartma lütfen"
"Ne var canım"
"Hey hey ve hey benim sevgilim duygusuz değil bir kere chocum ayrıca sevgilimi şuan çalmak zorundayım"
"Ovv, peki sayın george"
Konuşmayı şaşkınca dinleyen anna bir anda kendini george'un yanında yürürken buldu.
"Beni nereye götürdüğünü sorabilir miyim"
"Tabi, çok hoş bir yere gidicez."
"Bu yeterli bir cevap değil sanki ama tamam sorun değil."
^Bahsedilen yer tamamen hayal ürünüdür,teşekkürler.
"Evet haklısın ama görünce neden bahsetmediğimi anlayacaksın. Burayı sadece meraklılar ve burayı bilen insanlar gelir."
"Vay be, merak ettim doğrusu"
Diagon yolunun sonlarına doğru ilerlerken karşılarına bir tünel çıkmıştı, george doğru yolu bulmuş gibi sırıtırken anna da burada bir tünel olduğunu yeni öğrenmiş bir insanın şaşkınlığını yaşıyordu.
"Bu tünel senin oyunun değil mi george"
"Hayırrr... yani biraz öyle.
İşee merak katmak için böyle bir yol denedim sadece sevgilim""Tamam o zaman hadi girelim şu tünele"
Tünelde normal bir tempoyla ilerlemeye başladılar. Biraz daha yürüdüklerinde yüzlerine yavaş yavaş ışık vurmaya başlamıştı.
Tünelin sonunda geldiklerinde her çeşit çiçeklerle çevrili, kelebeklerin uçuştuğu bir alan görünmüştü.
Biraz ilerde de üstünde çeşit çesit atıştırmalıklarin ve kaymak birasının olduğu bir masa vardı.
"George of çok tatlısın ya"
Bunu dedikten sonra george'a doğru dönerek ona sarıldı. İkili kısa bir süre hareketsiz kaldıktan sonra ayrıldılar.
"Böyle bir şeyi seversin diye düşündüm bak çilek bile koydum"
"Ya george cidden çok tatlısın bu kadar şeyi düşündüğün için çok teşekkür ederim bu kadar şeyi kendin mi hazırladın"
"Hayır biraz yardım aldığı söylenebilir"
Arkadan fred'in sesi duyuldu. demek ki ikisi bunları planlamıştı.
"Ya siz var ya"
"Ben aşıkları yalnız bırakayım" diyerek koşarak uzaklaştı.
George ve anna çifti birbirlerine gülümseyip masaya oturdular.
Çilek yemeye başlamışken anna ortaya george'un kaskatı kesileceği bir soru attı.
"Babamla tanışmak ister misin"
"Ney"
Anna'nın Babası dışardan soğuk görünsede... hayır sevecen biri değildi. Annesi onları bırakıp gittiğinden beri sadece annaya karşı sevecen bir tavrı olmuştu.
"Yani eğer istemezsen-"
"Ne? Yok hayır çok isterim tabi ki babanla Jonh beck olarak hem de sevgilimin babası olarak tanışmak çok isterim"
Anna'nın babası Jonh beck büyücü dünyasında ün salmış bir seherbazdı.
"Tamam o zaman yakında tatile giricez ben babama mektup gönderip açıklarım durumu eve dönüşte bizimle gelebilirsin."
"Güzel olur ama ilk önce benimde bizimlilere açıklamam lazım durumu"
"Tamamdır sevgilim."
Anna gülümseyerek aşkı olduğu turuncu saçlı çocuğa baktı. Ona sahip olduğu için çok şanşlıydı.
_George gülümseyerek aşkı olduğu siyah saçlı kıza baktı.
Ona sahip olduğu için çok şanslıydı....
Ay aģlayam mı
Okuduğunuz için teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑲𝒆𝒚 𝑻𝒐 𝑻𝒉𝒆 𝑯𝒆𝒂𝒓𝒕-𝑮𝒆𝒐𝒓𝒈𝒆 𝑾𝒆𝒂𝒔𝒍𝒆𝒚
FanfictionHer şey george'un agathaya mesaj atmasıyla başlar. !Cringe olabilir *Texting *Düz yazı