Öncelikle herkese merhaba
Ben rosely, uzun zamandır fic okuyor ve öneriyorum fakat hiç bir zaman yazma taraftarı olmadım. Taa ki artık bunu yazmam gerektiği kararını verene kadar.
Yazabilir miyim bilmiyorum ama kalemimi de merak etmiyor değilim açıkçası o yüzden benden öyle mükemmel bir şey beklemeyin derim.
Çok uzattım her neyse söz konusu fic nasıl ilerleyecek bilmiyorum. Mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışacağım umarım sizi sıkmam ve hayal kırıklığına uğratmam. Şimdiden keyifli okumalar dilerim ☆☆☆Jimin"Kalkıcak mısın yoksa ben tek başıma hazırlanıp mı gideyim okula hım?" Şu hayatta sap olmaktan daha sinir bozucu bir şey varsa o da sabahları Jimin'in buyurgan sesiyle zorla uyandırılılmaktır. "Tamam sen aşağı in gelcem ben." Ne var sanki iki dakka daha uyusam? Sanırsın o çirkin müdürün yüzünü görünce okul aşkımız depreşicek. "Kook hep aynı şeyi yapıyorsun bak okulda kantin sırası beklemek istemiyorum ben. Üstelik her seferinde geç uyuyup erken kalkan da benim. Söyler misin, nerden geliyor bu uyku aşkı?" Tanrım, gerçekten eğer biraz daha buna maruz kalırsam günümüzü berbat etmek adına Jimin'le çok pis tartışacaktım.
Yatağımdan kalktığım gibi Jimin'in forması giyinik kapının önünde çantalarımızı hazırlamış bir şekilde beni yemekhaneye kahvaltı etmek için hazır bir şekilde beklerken buldum. Nerden buluyor şu enerjiyi anlamadım gitti. Dolabıma doğru adımladım ve sırasıyla; fırça , macun ile yüz temizleme jelimi kaptığım gibi lavaboya doğru gittim.
Evet bendeniz Jeon Jungkook. 17 yaşındayım ve çocukluk arkadaşım olan Jimin'le okuduğumuz lisenin öğrenci yurdunda kalıyoruz. Neden mi yurt? Çünkü iki aileyi yaptığımız yaramazlıklarla birbirine katan iki sinir bozucu velediz de ondan. Dediğim gibi Jimin'le çocukluktan beridir arkadaş olduğumuz için ailelerimiz de bizim sayemizde oldukça iyi anlaşır oldular. Fakat bu bizi birbirimizin ailesine karşı dizginleyeceğine iyice arlanmaz olmamıza sebep oldu. Hal böyle olunca da ailelerimiz bizi kazandığımız lisenin öğrenci yurduna kaydetmekte buldular çareyi.
Bu yıl bu yurtta son ve aynı zamanda 4.yılımız. Jimin'le gizlice seneye kiralamak için farklı şehirlerde farklı evler araştırmaya başladık. Doğrusunu söylemek gerekirse bir yerden sonra aile deninlen şey fazlasıyla kafa ütüleyebiliyor neyseki Jimin var.
-Gelip sabah sabah kıçını tekmelememi istemiyorsan çabuk ol veledi zina seni."
-Hah! Diyene bak, sen önce kendine çeki düzen verde o notlarını düzelt ufak şey seni . Tek bildiğin matematik diğer dersleri ben olmasam nasıl geçip ailene çalışkan çocuk imajı yaratacaksın merak ediyorum doğrusu. Bi de üstüne gelmiş bana laf atıyor. Kahpik!"Yüzümü yıkadıktan sonra sıra dişlerimi fırçalamaya gelince koridordan bir ses yükseldi " Jeon Jungkook, eğer beş dakika içersinde hazır olmazsan sensiz okula giderim ve bir daha da seni beklemem bilmiş ol!" "Nğe vuar bığklasien şanki." Dedim ağzımda ki macunla. Fakat Jimin anlamamış olacak ki kafasını lavabonun kapısından içeri uzatıp bana bakarak "Ne dediğini anlamıyorum ve anlamakta istemiyorum çabuk ol."
Dişlerimi fırçaladıktan sonra odaya girip hızlıca üstümü değiştim. En sonda dudaklarımı nemlendirip saçımı bir iki kere düzelttikten sonra parfümümü de sıkıp kordordaki aynadan kendime baktım. Evet işte hazırım.
Jimin elindeki çantamı bana fırlatmak suretiyle odanın kapısından kordordaki bana yollayınca ne yapacağımı şaşırmış bir vaziyette çantamı tutmaya çalıştım. Ne var ki başaramadım.
-Hadi hemen kahvaltıya inelim yoksa aç gidicez yine okula , geçen gün dersin ortasında karnım guruldadı ve bil bakalım kim duydu?
-Hımmm kedi bey mi☺️?
- Hayır tabiki de salak. Yakışıklı bay Kim Seokjin . Tanrım lütfen artık beni farketsin, tüm ödevlerini yapmama rağmen hala bana bir kahve bile teklif etmedi. İnanabiliyor musun?
- Jim kendine gel , o çocuk seni kendisine olan ilginden dolayı kullanıyor. Sanırım fazladan denklem çözmek nöronların da ciddi hasara yol açmış." Omzuma yediğim sert yumrukla birlikte neye uğradığımı şaşırmış bir şekilde Jimin'le baktım. "Sanırım fazla dans etmekte senin kaslarında hasara yol açmış olacak ki benim ufacık bir yumruğumda sendeliyorsun. çelimsiz seni."Kahvaltımızı edip okula doğru giderken yolda Hoseok'u gördük.
-Günaydın beyler bugün hangi dersten kaçıyoruz?" "Hiç birinden" dedim bıkkın bir edayla. Bu dediğime şaşırmış olacak ki Jimin şaşkın gözlerle bana bakıp:
-Oooo Jeon bey, gözlerimi yaşartıyorsunuz gerçekten. Söyler misiniz nerden geliyor bu ilim ve irfan aşkı?" Alaycı tavrıyla Jimin ve sokakta yankılanan koca kahkasıyla Hoseok'la birlikte yürümeye devam ederken, bir yandan da cevabımı vermeyi ihmal etmedim tabi:
- Bugün tarih dersi var ve ben ikidir sizin yüzünüzden sevdiğim tek dersi kaçırıyorum. O yüzden bugün okul kırmak yok. İlla çıkacaksak ders bitiminden sonra, tamam mı?"
Soran gözlerle yanıma baktığımda Jimin'le Hoseok'un benden bir haber kendi aralarında hararetli bir şekilde konuştuklarını gördüm. "Tamam mı,dedim?" Sesim bıkkın ve aynı zamanda da geçen seferkinden yüksek çıkmış olacakki ikisinde yerinden hoplayıp, başlarıyla beni onayladılar.
- Ne konuşuyorsunuz siz?
- Okul çıkışı kırtasiyeye gidicez , senin tarih aşkın olmasaydı erkenden işimizi halledip bi kafeye de uğrayabilirdik ama nerdeee." Hoseok'a katıldığını onaylar şekilde Jimin'de kafasını sallayınca "Bakarız , belki de dersi dinleyesim gelmez kırarız okulu, uyar mı?" "Uyar uyar, çokta güzel uyar."diyip sevinçle ellerini çırpıtı Jimin.Hoseok'un aniden duraksamasıyla ikimizde onun baktığı yere Daegu Devlet Lisesi'nin bahçesine çevirdik bakışlarımızı. İşte şimdi hapı yuttuk. Müdür bahçede yine forma giymeyenlere nutuk çekip hayatlarının "sözde" sorumsuzlukları yüzünden nasıl berbat olacağını söyleyip duruyordu. Elimi çantamın fermuarına atıp içinden okul ceketimi çıkardım ve bir çırpıda üzerime geçirdim. Jimin ve Hoseok'ta aynı şeyi yapınca artık okula girmeye hazırdık. Müdür bahçeye giren bizleri farketti fakat formamızı da farketmiş olacakki birşey demeyip önündekilere döndü" Abilerinizi örnek alın ve bir daha formasız gelmeyin yoksa okula almam sizi, şimdi sınıflara!" Önündeki öğrenciler çekinerekte olsa hızlıca yukarı çıkmaya başladı.
-Götüm, sanki forma giyince okulu şahlanacak." Sesini ayarlayamamış olacakki müdür bi hışımla yanımıza adımlayıp, "Ne dediniz Bay Jung?" Hoseok yerinde tir tir tirterken ben ve Jimin gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk. Jimin aniden lafa dalıp "Hayır hocam, 'sanki formasız okula gelince havalı olacaklar' dedi arkadaşımız. Değil mi Hoseok?" Müdür soran gözlerle Hoseok'a bakınca o da" evet hocam kesinlikle öyle demek istedim." Dedi biraz korkarak.Son derse girmemize beş dakka kala Jimin'le Hoseok sınıfa camış gibi dalıp kendi şakalarına habeş maymunları gibi gülerlerken yanıma adımladılar." Hadi topla çantanı, gidiyoruz." Dedi Hoseok buyurgan bir sesle. Soran gözlerle ona baktığımda onu Jimin tamamladı "Tarih hocasının eşi doğum yapmış ders boş yani." Duyduğum şeylerin şaşkınlığıyla gözlerim daha da açılınca, Jimin eşyalarımı çantama tıkıp omzuna attı "Hadi gidiyoruz."
Gün boyunca epey eğlendikten sonra yolda dönerken Hoseok bir paket sakız aldı. Her birimize birer tane dağıtıp kendi payına düşeni ağzına atınca pakette kalan son iki sakızı da çantasına koydu. Elini Jimin'e uzatıp "Hadi kağıdını verde fal bakım."dedi. "Ay umarım bay Kim çıkar bana." diyerek ellerini çırptı Jimin. O ikisi kendi aralarında sakız kağıdında ki falı okumaya çalışırken Jimin sevinçle sokağın ortasında "bu harf herşeyi açıklıyor, onunla sevgili olucaz . Sonunda tanrım , sonunda..." Diyerek kendi kendine sevinirken Hoseok'a dönüp "Noldu be." dedim. "Salağın falında i harfi çıktı chvjbhchgh, Kim Seokjin'le çıkıcam diyip seviniyor. Hadi kendi kağıdını da verde. Seninkini de okuyalım." Bunu zaten saçma gören ben, " O tür şeylere inanmıyorum biliyorsun. Gerek yok." Diyip tam kağıdı atacakken Hoseok kağıdı bir hışımla elimden alıp falı okumaya başladı. Jimin'in de sevinç gösterisi bitmiş olacakki ona katılıp okumaya başladı. İkisi böyle fal okumaya çalışırken bende cebimden telefonumu çıkarıp gelen bildirimlere baktım.
-Bu olamaz, Hoseok emin misin doğru okuduğuna?" Telefondan başımı kaldırıp onlara baktığımda ikisinin de bana baktıklarını gördüm. Soran gözlerle onlara bakıp "Noldu be?" diyip soruma cevap beklemeye başladım. Jimin yanıma gelip"Kook ,falında t ve g harfleri var ." Daha da şaşırmış olacam ki sesimi ayarlama gereği bile duymadan "Bu sadece bir fal. Saçmalık!" diyerek yürümeye devam ettim. İçimden 'tanrım lütfen o olmasın' diyerek yalvarırken Hoseok yanıma adımlayıp "Evet zaten sadece bir fal, mümkün değil böyle bir şey." Jimin'de ona katılıp "Aynen canım sadece bir fal."
Her ne kadar bunun bende farkında olsam da içimde bir yerlerde bir ürperti hissettim. Yinede kendimi rahatlatmak adına onlara katıldığımı ifade ederek, " Evet sadece bir fal..."
Eeee nasıl buldunuz?
Yazım hataları ve anlatım bozuklukları varsa affoluna.
Umarım hoşunuza gitmiştir.
Son olarak, hoşunuza gitmeyen yerleri yorumlarda belirtir misiniz?
Sizi seviyorum, kendinize iyi bakın ☆

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gum Horoscope/Taekook
FanfictionJimin, "Bu sadece bir fal Kook, o kadar da takma kafana lütfen." Evet haklıydı ama eğer sizde benim yerimde olsaydınız; size okulda gay iftirası atan biri yüzünden, sevmediğiniz halde sırf okulun ve ailenizin çenesinin kapanması için karşı cinsten...