Havin'in ağzından...
Berfu'yu o kadar çok özlemiştim ki anlatamam size. Tamam elimden geldiğince görmeye çalışıyordum ama bahsettiğim yüz yüze görmek değildi. Eski Berfu'yu ; kendini önemseyen , hiç kimseyi kafaya takmayan , süsünden ödün vermeyen Berfu'yu özlemiştim.
Tatlı yaptığını söylediğinde inşallah kek yapmamıştır diye içimden bir güzel dua ettim. Allah'ım lütfen ben henüz çok gençtim. Bir kek yapar Allah affetsin bayılırsınız ha şakadan değil gerçekten bayılırsınız. Kesinlikle tadının güzelliğinden.
Avluya geçerken tedirgince Berfu'ya baktım. "Berfu" Berfu o sırada zaten bana bakıyordu."He canım" diye cevap verdi." Hangi tatlıyı yaptın?"
Gözlerimi kısarak vereceği cevabı bekledim. "Kek" cevabını alınca bende ki yıkılış gözle görülür bir netlikteydi."Abartma be o kadar kötü değil benim keklerim" dedi benim yüzümün halini görünce. "Yav de git daha geçen kekin çiğ kaldı diye beni saat 23.30 evimden alıp getirmedin mi ?" bir şey demeden yüzüme bakınca devam ettim. "Hatta sen bana elletmeyince o kek yine pişmedi çiğ kaldı oheeeş. La bir saniye madem bana yaptırmıcaktin ne diye o saatte aldın." Durdu bir kaç saniye sonra yüzünde hınzır bir gülümseme olunca cevap verdi
"Havin'cim canım ciğerim beni çok özlediğini biliyorum. O yüzden bu kadar çok konuşuyorsun değil mi canım arkadaşım. Şimdi sana silah zoruyla yedirtmemi istemiyorsan yiyeceksin o keki." Yapardı vallah billah yapardı.
El mecbur yiyecektik kardeş demiştik bir kere atsan atılmaz satsan satılmaz.
Beraber mutfağa geçtik yaptığı keki dilimlemeye başladı. İnşallah Fatoş teyzeler-evde ki yardımcılar- Berfu'ya bırakmadan yapmışlardır keki Allah'ım amin.
Yani aslında abarttığım kadar yok da. Üstü pişiyor ama altı ve içi çiğ kalınca çok hoş şeyler yaşanmıyor tabi.
Koskoca bir dilimi önüme bırakmıştı. Allah'ım sen bu kuluna acı amin. Başımda zebellah gibi duruyo mübarek.
"Geç otur sende yiyeceksin ben yiyeceksem sende yemeğe mecbursun hadi hadi" Anca beraber kanca beraberdi vallahi hiç kusura bakmasın.
"Aman tamam be yerim ne olmuş sanki hıh" kendine bir dilim alıp yanıma oturdu."Önce sen ye" dedim işimi garantiye almam lazım.
"Abart abart" dedi ve kendi sonunu getirdi FLAŞ FLAŞ FLAŞ KENDİ YAPTIĞI KEKİ YEDİ VE SONU HİÇ İYİ BİTMEDİ ben kahkahalar ile gülerken aynı zamanda su vermeye çalışıyordum ama gülerken pek mümkün olmuyordu.
Berf'unun yüzü şekilden şekilde girmişti.
Uzun bir öksürük ve kusma krizinin ardından daha yeni sakinleşen Berfu ile birlikte bende gülme işini bir kenara bırakmış onunla uğraşmıştım.
Önümde ki tabağı alıp" Vazgeçtim yeme yeme hayvanlara veririz hastanelerde seninle uğraşamam" dedi.
"Vallahi senin kocan olacak şahısa acıyorum karısı daha kek yapamıyor malamıneeee."
"Ben yapamıyorsam o yapsın banane aaa "
2-3 saat daha orda kaldıktan sonra çıkmıştım Berfu'lardan .Uzun bir vedalaşma faslı da yaşamıştık tabii. Essek ya çok seviyorum.
Eve gitmek için yürümeye başlamıştım. Bir an gözüm karşıdaki Ardil abiye değdi başka bir sokağa girecek iken beni gördükten sonra yanıma doğru gelmeye başlamıştı.
Bunun da bir karın ağrısı var ama bulacağım yakında.
Yanıma vardığında bir müddet bekledi sonra söyleyeceklerini toparlamış gibi konuşmaya başladı "Nasılsın Havin nereden böyle?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dermansız Yara
Чиклит"Hep aşkınızın peşinden koşun derler, peki ya tek bir adım atamayacağınız kadar İMKANSIZ olursa" Sevdiği adamın; kardeş dediği, canından çok sevdiği arkadaşına sevdalı olduğunu öğrenen Berfu Yıllarca bir sevda uğruna yanan bir başka kadınında onun i...