7. Bölüm

157 21 29
                                    

Dost demiş şair, dost
İlle de dost...

O gece Cizre de bir felaket yaşanmadıysa eğer, bu gerçek dostluk sayesinde olmuştur. Tacdin ve Siti'nin fedakarlığı, Mem ve Zin'in kurtuluşu olmuştu.

Tacdin evini kendi elleri yaktığı gece, dostu Mem'e bir söz vermişti. Hayat arkadaşı Siti ile beraber her daim iki aşığa arka çıkacaklarını ve onların kavuşmaları için elinden ne gelirse yapacağına dair ant içmişti.

O gecenin sabahı aydınlık değildi ama. Beko sabah olana denk düşünmüş, ortada dönen oyunları çözmek için kafa yormuştu. En nihayetinde vardığı sonuç doğrultusunda, bir plan kurup, yine ne denli bir hilekar olduğunu göstermişti.

Botan beyi Mir Zeyneddin divanında oturmuş, dün yaşadığı olayları düşünüyordu. Mem'i bağ evinde görüşü, Tacdin'in bir anda yanan evi. Bu düşüncelerden sebep kafası epey karışıktı.

Onun bu savunmasız hallerini en iyi kullanan kahyası Beko ise, yine Botan beyinin durumundan istifade edecekti.

Mir beyi hazır tek ve kafası karışık bir halde bulmuşken zehrini akıtmaya karar verdi, fesatlığın şahı olmuş Beko.

İzin isteyip söze girdi Beko, "Beyim size söylemek istemezdim ama dedikodular aldı başını gidiyor" dedi.

Mir bey sinirli bir edayla, "Ne dedikodusu Beko? Neyden bahsedersin açık konuş."

"Söylemeye dilim varmıyor ama kardeşiniz Zin hakkında konuşurlar beyim. Damadın Tacdin'in dostu Mem ile adı çıkmış. Herkes Mem'in Zin'e olan aşkından bahsediyor."

Mir bey ani bir atakla ayağa kalktı, "Senin ne dediğini kulağın duyuyor mu?" diyerek, Beko'ya öldürücü bakışlar attı.

Beko ilk başta Botan beyinin bağırması üzerine korksa da, hemen silkelenip sözlerine devam etti.
"Beyim söylediklerim doğrudur. Zin hanım dün bağ evindeydi. Biz avdan döndüğümüz sıra, Mem'de divanındaydı. Kendi ağzıyla söyledi aşk ateşine düştüğünü. "

Kısa bir sessizliğin ardından Beko tekrar konuştu, "Beyim bir şey daha var ama nasıl derim bilemiyorum."
Mir bey sinirden burnundan soluyordu. "Konuş Beko, benim sabrımı zorlama" dedi.

Beko son defa zehrini akıtmak için söze girdi, "Diyorlar ki damadın Tacdin, kardeşin Zin ile Mem'in sözünü kesmiş. Senin Mem'e yâr olarak vermediğin kardeşini o verecekmiş. Botan aşiretine damat olunca, kendini aşiretin ağası sandı herhalde."

Beko'nun zehir zemberek sözlerinden sonra Botan beyi iyice sinirlenmişti. Divanın ortasında adeta kükreyerek, "Niye ben öldüm mü de Tacdin efendi benim yerime kararlar veriyor. Ona da, dost bildiği Mem'e de bunun hesabını soracağım." dedi.

Botan beyi biraz sakinleştikten sonra Beko'ya dönüp, "Ama bu dediklerin doğru değilse, bana sadece altı boş sözleri gelip söylediysen seni kendi ellerimle öldürürüm Beko." dedi.

Beko elbette beyin ona tamamen inanmayacağını biliyordu. Bu yüzden Mem'e kuracağı tuzaktan Botan beyine bahsedip, kendini temize çıkaracaktı.
"Eğer izin verirseniz Mem'i buraya davet edelim. Ona her şeyi kendi ağzıyla itiraf ettireyim." dedi Beko.

Mir Zeyneddin alaylı bir ses tonuyla, "Sırf sen konuş dedin diye Mem hemen her şeyi anlatacak mı sanıyorsun? Aklını mı yitirdi bu çocuk, ne diye kendini ele versin. " dedi.

"Beyim, ona bir oyun kuracağım. Bu civarda sizden iyi kişik (satranç) oynayan yoktur. Ortaya bir iddia koyacağız, kazanan kaybeden den istediği sorunun cevabını alacak. Mem gibi sefil biri, sizin gibi usta bir oyuncuyu alt edemez. Oyun sonunda da kendi ağzıyla her şeyi anlatır. Mem yalan söylemez, eminim her şeyi size olduğu gibi itiraf edecektir." kendin den emin bir sesle konuşmuştu Beko.

MEM Û ZİN  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin