2. Bölüm

298 28 33
                                    

    

   Newrozla birlikte Cizre’de evler boşalır, herkes yeşilin coşkusuna bırakırdı kendisini. Bir Allah’ın kulu kalmazdı evlerde. Herkes tabiatın çağrısına katılırdı.

    Yine sene devroldu
    Yine tabiatın yeşil dili kabardı
    Kış uykusundan uyandı her şey
    Gül ile lâle kana boyanmakta   
    birbiriyle yarıştı
    Ağaçlar yeşil çehresiyle tebessüme
    durdular
    Kuşlar bir zamanlar terk ettikleri   
    iklime uyanış çağrısına uyarak
    geri döndüler
    Sevgililer de katıldı çağrıya
    Baharla birlikte kalplerde sevgi
    ırmağı taştı
    Aşk denizi kabardı
    Sedefinden çıktı inci

  Zin ile Siti de güzelliklerini taşımayı dilediler newroz şenliğine.

  Mem ile Tacdin de bu güzellikleri tanıma şerefine nail olmak istediler…

  
   Newroz alanında birbirlerinden habersiz gezinip, etrafı keşfe çıkmışlardı. Erkek topluluğunun arasında ki iki kişi Mem’in dikkatini çekmişti. Yüzlerine örtükleri puşiler den sebep kim olduklarını bilemiyordu. Ama onlarda garip bir şey olduğunu sezmişti.
 
  Yan tarafına baktığında Tacdin’in de o iki kişiye merakla baktığını gördü. Kadın kılığında oldukları için kimliklerini belli etmeden hareket etmeye özen göstererek, gördükleri o kişilere doğru ilerlemeye başladılar.

  Zin onlara doğru gelmekte olan yüzleri örtünmüş kadınları görünce, paniğe kapıldı. Birilerinin onları fark ettiğini düşünüp, hemen alandan ayrılmak istedi. Siti ile beraber kalabalıktan uzaklaşmaya başladılar.

Bi an için arkasına döndüğünde iki çift kara göz ile karşılaştı. Bu gözler sanki büyülüydü. Zin, aklını başından alan o gözlere adeta çekiliyordu.

Mem, etrafında ki hiçbir şeyi görüp, duyacak durumda değildi. Kendini Zin’in gözlerine teslim etmişti. Ve bir anda her ikisinin de yüzlerinde ki örtüler ilahi bir güçle açıldı. Mem o an canını bu güzellik karşısında feda etmek istedi. Perileri dahi kıskandıracak bir güzellik duruyordu karşısında.

Zin’in de ondan pek farkı yoktu. Mem’in yüzüne takılı kalmış, dış dünya ile arasında ki iletişimi tamamen kesmişti.

Bu güzellik Mem’in dilinde şiire dönüştü

   Yerlerde ve göklerde, ne yaratıldı ise
   Hep senin yüzünün onuruyladır
   Bakışların can alır
   Kaşının mihrabında imamlık yapan   
   ok kirpiğin
   Saf tutmuş cemaat gibidir
   Ayete’l-kürsi yazılmıştır yanaklarına
   Kitab-ı Mübin’in incilerine sedef
   olmuştur yüzün
   Misk ü amber kokan boynuna siyah
   benin köprü kurmuş
   Küfr-i zülfün mihrabın iki yanını
   çevrelemiştir
   Gizlerini ifşadan çekin
   Bir kez açığa çıkarsa sırrın
   Artık onun tutsağı olursun

(Şiir: Sadık Yalsızuçanlar’a aittir)

  
   Bir diğer tarafta Tacdin ve Siti vardı. Onlarda sevda çemberine düşmüş, birbirlerinin gözlerinde adeta hayat bulmuş gibilerdi.

Onlarında yüzleri açıldı, sır perdeleri aralandı. Gerçek kimlikleri ortaya çıkınca, Tacdin neden daha önce bu peri kızını göremediğini sorguladı. Siti aşkla baktı Tacdin’in yüzüne. Ve yüce yaradan her ikisinin de kalbini sonsuz bir sevgiyle kuşattı. 

   Bu yüce sevgi karşısında, kalpleri daha fazla dayanamadı. Akıl sır erdiremediler bu hallerine ve en sonunda şuurlarını kaybettiler. Mem ile Zin bi tarafta, Tacdin ile Siti bir diğer tarafta kendilerinden geçtiler.

  Bu aşk Mem’i Zin’le, Tacdin’i Sitti ile buluşturdu
Mem’in yüreğindeki coşku, Zin’in ruhunu kuşattı
Dördünü bir araya getirdi
Ruhlar zaten tanıdıktı
Ezel meclisindeki tanışıklık, açığa vurdu kendisini
Ruhlar birbirini kokladı, kalpler birbirini okşadı
Kendilerinden geçtiler aşkla

   Mem ile Zin bir yana düştü

   Tacdin ile Siti bir yana…


                      Mem ile Zin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                      Mem ile Zin






   Bölümü nasıl buldunuz?

   3. Bölüm hafta sonu gelicektir🖤

MEM Û ZİN  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin