Newrozla birlikte Cizre’de evler boşalır, herkes yeşilin coşkusuna bırakırdı kendisini. Bir Allah’ın kulu kalmazdı evlerde. Herkes tabiatın çağrısına katılırdı.
Yine sene devroldu
Yine tabiatın yeşil dili kabardı
Kış uykusundan uyandı her şey
Gül ile lâle kana boyanmakta
birbiriyle yarıştı
Ağaçlar yeşil çehresiyle tebessüme
durdular
Kuşlar bir zamanlar terk ettikleri
iklime uyanış çağrısına uyarak
geri döndüler
Sevgililer de katıldı çağrıya
Baharla birlikte kalplerde sevgi
ırmağı taştı
Aşk denizi kabardı
Sedefinden çıktı inciZin ile Siti de güzelliklerini taşımayı dilediler newroz şenliğine.
Mem ile Tacdin de bu güzellikleri tanıma şerefine nail olmak istediler…
Newroz alanında birbirlerinden habersiz gezinip, etrafı keşfe çıkmışlardı. Erkek topluluğunun arasında ki iki kişi Mem’in dikkatini çekmişti. Yüzlerine örtükleri puşiler den sebep kim olduklarını bilemiyordu. Ama onlarda garip bir şey olduğunu sezmişti.
Yan tarafına baktığında Tacdin’in de o iki kişiye merakla baktığını gördü. Kadın kılığında oldukları için kimliklerini belli etmeden hareket etmeye özen göstererek, gördükleri o kişilere doğru ilerlemeye başladılar.Zin onlara doğru gelmekte olan yüzleri örtünmüş kadınları görünce, paniğe kapıldı. Birilerinin onları fark ettiğini düşünüp, hemen alandan ayrılmak istedi. Siti ile beraber kalabalıktan uzaklaşmaya başladılar.
Bi an için arkasına döndüğünde iki çift kara göz ile karşılaştı. Bu gözler sanki büyülüydü. Zin, aklını başından alan o gözlere adeta çekiliyordu.
Mem, etrafında ki hiçbir şeyi görüp, duyacak durumda değildi. Kendini Zin’in gözlerine teslim etmişti. Ve bir anda her ikisinin de yüzlerinde ki örtüler ilahi bir güçle açıldı. Mem o an canını bu güzellik karşısında feda etmek istedi. Perileri dahi kıskandıracak bir güzellik duruyordu karşısında.
Zin’in de ondan pek farkı yoktu. Mem’in yüzüne takılı kalmış, dış dünya ile arasında ki iletişimi tamamen kesmişti.
Bu güzellik Mem’in dilinde şiire dönüştü
Yerlerde ve göklerde, ne yaratıldı ise
Hep senin yüzünün onuruyladır
Bakışların can alır
Kaşının mihrabında imamlık yapan
ok kirpiğin
Saf tutmuş cemaat gibidir
Ayete’l-kürsi yazılmıştır yanaklarına
Kitab-ı Mübin’in incilerine sedef
olmuştur yüzün
Misk ü amber kokan boynuna siyah
benin köprü kurmuş
Küfr-i zülfün mihrabın iki yanını
çevrelemiştir
Gizlerini ifşadan çekin
Bir kez açığa çıkarsa sırrın
Artık onun tutsağı olursun(Şiir: Sadık Yalsızuçanlar’a aittir)
Bir diğer tarafta Tacdin ve Siti vardı. Onlarda sevda çemberine düşmüş, birbirlerinin gözlerinde adeta hayat bulmuş gibilerdi.Onlarında yüzleri açıldı, sır perdeleri aralandı. Gerçek kimlikleri ortaya çıkınca, Tacdin neden daha önce bu peri kızını göremediğini sorguladı. Siti aşkla baktı Tacdin’in yüzüne. Ve yüce yaradan her ikisinin de kalbini sonsuz bir sevgiyle kuşattı.
Bu yüce sevgi karşısında, kalpleri daha fazla dayanamadı. Akıl sır erdiremediler bu hallerine ve en sonunda şuurlarını kaybettiler. Mem ile Zin bi tarafta, Tacdin ile Siti bir diğer tarafta kendilerinden geçtiler.
Bu aşk Mem’i Zin’le, Tacdin’i Sitti ile buluşturdu
Mem’in yüreğindeki coşku, Zin’in ruhunu kuşattı
Dördünü bir araya getirdi
Ruhlar zaten tanıdıktı
Ezel meclisindeki tanışıklık, açığa vurdu kendisini
Ruhlar birbirini kokladı, kalpler birbirini okşadı
Kendilerinden geçtiler aşklaMem ile Zin bir yana düştü
Tacdin ile Siti bir yana…
Mem ile Zin
Bölümü nasıl buldunuz?
3. Bölüm hafta sonu gelicektir🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEM Û ZİN (Tamamlandı)
Short Story'Ah Mine'l-Aşk' Mem ile Zin'in öyküsü tanıdık bir macera. Leyla ile Mecnun'un, Yusuf ile Züleyha'nın, Arzu ile Kamber'in, aşk ateşiyle birbirini yakan Kerem ile Aslı'nın, Romeo ile Juliette'in, Kafka ile Milena'nın öyküsü gibi tanıdık ve trajik...