Mem û Zin - Tarihçesi

152 16 28
                                    



Mem u Zin eserini ilk defa Ehmedê Xanî kürtçe olarak kaleme almıştır.

1450-1451 (Hicri-854) yılları arasında bu efsane aşk yaşanmıştır. Ehmedê  Xanî ise 1690 yılında  bu eseri yazmak için Cizre’ye gitmiştir. 5 yıllık bir sürecin ardından kitabını tamamlamıştır.

Kitabını 5+5 hece ölçüsü ve 2655 beyitten oluşturarak yazmıştır. Mem ile Zin’in ölümünden yaklaşık 240 yıl sonra hikayeleri ilk defa yazıya dökülmüştür.

*
Ehmedê Xanî (Ahmed-i Hane) 1650 yılında Hakkari’de doğmuştur. Yazarlığa ilk olarak 14 yaşında başlamıştır.  Doğu Anadolu’nun birçok yerini dolaşarak Arapça, belaget ve dini ilimler okumuştur. Ayrıca astronomi ile de ilgilenmiştir.

Kürtçe olarak kaleme aldığı eserlerinin incelenmesinin ardından, önemli bir şair ve mutasavvıf olduğu anlaşılmaktadır. Üluhiyet ve varlık konuları başta olmak üzere ahlaki, kültürel ve sosyal meselelerdeki görüş ve düşüncelerini manzum eserlerinde dile getirmiştir.

Kürt edebiyatçı, astronom, şair, tarihçi ve İslam alimi olan yazar 1707 yılında Ağrı/Doğubayazıt’ta hayatını kaybetmiştir.

Ehmedê Xanî 57 yıllık hayatına birçok şiir ve manzum hikaye sığdırmıştır. En önemli eseri hiç şüphesiz  Mem ile Zin’in hikayesidir. Xanî’nin şuan
Ağrı/Doğubeyazıt’ta türbesi bulunmaktadır.

Bir gün mutlaka bu değerli yazarın türbesini ziyaret ediniz…

Bir gün mutlaka bu değerli yazarın türbesini ziyaret ediniz…

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

             AHMED-İ HANE-Türbesi

Xani’nin en sevdiğim sözlerinden biri;
         'Kurmancim, kuh-i kenari'
(Kürdüm, dağlıyım, kenardanım)

Ehmedê Xanî’den sonra ilk defa
Ahmed Faik tarafından
(1143 Hicri- 1730 Miladi) yılında bu değerli eser Azeri Türkçesine çevrilmiştir. Sırrı Dadaşbilge ise 1969 yılında nesre çevirip, beyitlerini sadeleştirmiştir.

İkinci olarak Abdulaziz Halis Çıkıntaş 1906 yılında Türkçeye çevirmiştir. Fakat kitap bir türlü basılamaz. Daha sonra Arapça, Fransızca, Almanca, Rusça başta olmak üzere birçok dile çevrilmiştir.

Nihayetinde eser 1968 yılında Mehmet Emin Bozarslan tarafından Türkçeye çevirilmiş ve bastırılmıştır.

Leyla ile Mecnun, Romeo ve Juliyet gibi Mem û Zîn’de dünyanın ölümsüz edebi eserleri arasında yerini almıştır.

Ve yine bu eserlerdeki gibi Mem û Zîn’de de beşeri aşktan ilahî bir aşka yükseliş vardır. Bu aşk etrafında Xanî, çağın sosyal, kültürel, dini ve idari durumunu güçlü bir şekilde tasvir etmiş, bölge (Botan bölgesi)’nin törelerini, bayramlarını (Burada Newroz bayramının yeri oldukça önemli…), bayramlarla birlikte av partilerini, kır eğlencelerini kısacası halkın bütün yaşantı tarzlarını görebilmek mümkündür. Aşk unsurunun yanında, dağlardan (Cudi, Tura ‘Tur dağı’), sulardan
(Özellikle Dicle nehrini), ağaçlardan, hayvanlardan, kuşlardan
(Bülbülün önemi büyük), bitkilerden (Bülbülle bağlantılı olarak gül’den ), renklerden, kokulardan sık sık bahsetmekte bunları okuyucunun zihninde canlandırıp adete gözler önüne sermektedir.


Mem ile Zin adına çekilen dizi ve filmler:

İlk defa 1990 yılında yapımcılığını Hüseyin Kıvanç’ın üstlendiği filmi çekildi.

Yaklaşık iki saat süren bu film Türkçe olarak çekilmiştir. 1991 yılında çekimi biten film ne yazık ki Türkiye’nin yasaklı filmleri arasına girdi. Konu ile alakalı Hüseyin Kıvanç’ın o dönemki açıklaması:

Kıvanç, "Dünyada Kürt edebiyatının ilk yazılı örneklerinden biri olan Ahmedê Xanî'nin Mem û Zîn eserini filme uyarlamak benim için önemliydi. Bu eseri Mehmet Bozarslan çevirip yayınladıktan sonra eserin film olabileceği kafamda netlik kazandı. Bu kitap mutlaka film olmalıydı. Bozarslan ile de iyi bir dostluğum vardı. Bu konuda kendilerine güvendiğim yönetmen Ümit Elçi ve Kadir Yılmaz ile görüştüm. Ümit Elçi o yıllarda İngiltere'deydi ve dönmek gibi bir düşüncesi yoktu. Fakat telefon ile konuyu izah ettikten sonra Ümit'i ikna ettim ve Türkiye'ye geldi. Kadir Yılmaz da işin prodüksiyon yönünü üstlendi.

Filmi Mardin, Midyat, Hasankeyf, Cizre ve Nusaybin'de çekecektik. Nitekim bu şekilde yaptık filmi“ dedi.

Mem û Zîn filminde rol alan ünlü Kürt Gazeteci ve Yazar Musa Anter'in filmde yer alabilmesi için önayak olduğunu dile getiren Kıvanç, Anter'in filme ayrı bir renk kattığını söyledi. Filmin hazır hale geldikten sonra o dönem hiçbir sinemada gösterilmediğini, sadece Diyarbakır'da kapalı gişe izleyici ile buluştuğunu anlatan Kıvanç, şunları söyledi: "O günlerde hayatı boyunca sinemaya gitmemiş yaşlı Kürt kadınları bile Mem û Zîn'in adını duyunca sinemaya gidip filmi izledi. Dolayısı ile Mem û Zîn'in önemi bir kat daha artıyordu. Ancak bu kadar önemli bir destan ve sevilen bir film yasaklandı ve sinemada oynamadı.
Oysa ki Mem û Zîn bir Kürt aşk hikayesiydi. Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Hurşit ile Mahmeri gibi bu da aşkı anlatan bir öyküydü. Fakat film yasaklanmıştı. Bugün  bile sinemada yayınlanmamış bir film özelliğini taşıyor“ dedi.

                   İlk çekilen filmi

İkinci kez 2012 yılında TRT6 kanalında -Siya Mem û Zin- adında dizi olarak yayınlandı. 56 bölüm süren dizi tamamen Kürtçe olarak çekilmiştir.

Dizi aynı zamanda Türkiye’nin ilk Kürtçe olarak yayınlanan dizisidir.

'Diziyi youtube tan izleyebilirsiniz. Dizi tamamen Kürtçe olarak çekilmiş ne yazık ki alt yazı yok'

 Dizi tamamen Kürtçe olarak çekilmiş ne yazık ki alt yazı yok'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Mem u Zin eserini başta Dengbej Şakıro (uzun hava türküleri söyleyen kişi) olmak üzre, birçok dengbej seslendirmiştir. Birçok sanatçıya ilham veren bu aşk, şarkılara ve şiirlere de konuk olmuştur.

Bu güzel ve son derece önemli olan eseri yıllar önce ilk defa yazan
Ehmedê Xanî'ye sonsuz teşekkürler. Aynı zamanda bu esrin günümüze kadar ulaşmasında katkısı olan herkese de teşekkürü borç biliriz. Bu saatten sonrada bu eseri yaşatacak olan bizleriz…



🌟Yeni bir kurguda görüşmek dileğiyle. TAKİPTE KALIN ❤️





MEM Û ZİN  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin