Bölüm 1.

163 6 0
                                    

Rüzgar'dan

Gözlerimi kapattım, bizi hatırlamaya çalıştım. Özellikle de onu hatırlamaya çalışmıştım. Güzel olmak için bana ihtiyacı yoktu biliyordum. Şimdi nerededir diye düşündüm. Tahmin etmesi güçtü. Belirsizlikten nefret ederdim, ayağa kalkıp duvara yumruk atmaya başladım.Kendimi sokağa attığımda birbirine sarılan sevgilileri gördüm.Sarılmaktan nefret ederdim. Sarılmaktan her zaman nefret etmiştim ben!


Selin'in yanına gittim, Selin'e gittiğimde kötü maziler aklımda canlanırdı. Onun odasında o kadının resimlerini görmeye dayanamıyordum. Fakat bir gün ayrılık beni ağlatmayacaktı . Bir gün onunkinden acı bir hasret çekecektim. Onu unutmak adına istiyordum bunu.


Selin'in bana ihtiyacı vardı. O hastaydı, yatalaktı, yürüyemedi hiç bir zaman. Bizlerin tattığı hislerin bazılarını asla tatmadı, aslada tadamayacaktı.

Orada devreye ben giriyordum işte. Ben anlatıyordum ona, parkta oynayan çocukları, kuşların cıvıltısını. Ağaçtan erik çalıyorlar diye bağıran Ramazan amcayı, okulumda ki dedikoduları. Bunları Selin'e aşık olduğumdan yapmıyordum, aslında onu düşünmeyi bir türlü bırakamıyordum. Onun büyülü sıcaklığını başka kimsede görememiştim ben. Yinede Selin'i seviyordum onun aksine iyi geliyordu bana, bırakıp gitmiyordu, kimse dinlemezdi beni, Selin dinlerdi. Selin her zaman yanımdaydı, bunu hissederdim. Git desem de gidemezdi, gitme şansı olaydı eğer yinede gitmeyecekti biliyorum. Oysa ''o'' diye bahsettiğim kişinin adını duymak bile farklı bir eziyet gibi geliyordu bana. Yani en çok benim Selin'e ihtiyacım vardı. Şuan hayatımda sadece Selin vardı. O benim için dosttan öteydi, kardeşimdi.

——————————————————————————————————————————————————


Yağmur'dan

Buraya gelmeyeli 2 seneden fazla olmuştu. Etraf çok karanlıktı. Tek ışık ileride gözüken şehrin ışıklarıydı.

Karanlık beni hiç bir zaman korkutmadı. Onsuzluğun korkuttuğu kadar. Olur da bir gün beni özlerse, onu buraya getirecektim.

Bana ilk sarıldığı yerdi burası. Onu o günden önce hiç hissetmemiştim, onun bana dokunduğunu bilmek, onu iliklerime kadar hissetmek, neredeyse Selin'in iyileştiğini düşünmek kadar mutlu etmişti beni.

Yağmur başladı, aldırış etmedim. Bu hayatta en sevdiğim şeydi yağmur. Demirliklere tutundum.Sırtımı tüm karanlığa dönüp, şehrin ışıklarını seyretmeye başladım.Şuan bunu istemiştim, hayatımın en güzel anlarından birini yaşadığım yerde saatlerce kalmak istemiştim. Sonuçlarını bildiğim halde, yine sarılsa izin verirdim.


Hıçkırarak ağlama başladım. Neden özlemiştim ki onu. Neden sevmiştim ki. Neydi onu sevdiren.


Tıpkı iki sene önceki gibi bağırdım ''Durun'' Boşluğa istemsizce ve anlamsızca tekrar bağırdım ''Durun, hiç bir yere götüremezsiniz onu!''


Bir ses duydum arkamda, '' Teşekkür ederim''

Dehşetle döndüm arkama sustum ve hiçbir şey söylemedim.

Rüzgar, ilk ve son aşkım. Gözlerimin içine baktı. Çok karanlıktı, fakat nerede görsem tanırdım onu.

''Dönmüşsün'' dedi, dönmüş müydüm sahiden...

''Kader'' dedim ''Sen kadere inanmazsın'' dedi.

Haksız sayılmazdı, onun için kadere inanamayacak kadar kötüydüm. Savaşamayacak kadar korkaktım.

'' 2 Senenin sonrasında bana laf sokmayacaksın umarım Rüzgar''

gözlerimi gözlerine diktim, şuan tek yapmak istediğim onu öpmekti. Onu özlemiştim. Onu seviyordum ve bir an bile bundan şüphe etmemiştim.

''Keşke o gün o deliliği yapmasaydın'' dedi, hala ismimi telaffuz etmiyordu.

Cevap vermedim,ağlamaya devam ettim. Önceden ağlamam onu deli ederdi. Neden ağlıyorsun diye sorardı hep. Çocuk gibi, defalarca sorardı bunu. Her cevabımdan sonra tekrar sorardı. Bu sefer sormadı. Yeterince bekledikten sonra yüzsüzce '' Neden ağlıyorum biliyor musun? '' diye başladım, cevap vermedi, vermeyecekti de '' Yağmur'a eşlik etmeyi seviyorum''

Güldü. Ukala bir şekilde ben bu konuşmayı yaptıktan sonra güldü.

''Sen rüzgarlara da eşlik etmeyi seviyordun, rüzgar nereye estiyse sebepsizce onun peşinden sürüklendin işte'' dedi

Umursamadım, güçsüz görünmeyi, zayıf yada bitkin olmayı umursamadan, Hıçkıra hıçkıra ağladım. Zaten bitmiştim, zaten tükenmiştim, beni ben kadar bilen bir adama rol yapmamın gereği yoktu.

Yavaş yavaş yaklaştı bana. Daha da yaklaştı aramızda bir parmak mesafe kalıncaya kadar. Hiç kıpırdamadan öylece kaldım. O kadar yakınlaşmadan sonra bir şarkı söylemeye başlamıştı.


''Sen de benim hatalarımdan birisin


Sen en büyük günahların bedelisin


Senin için harcanan zamana yazık


Sen en güzel duyguların katilisin''


Bu şarkıyı o günden sonra asla dinlememiştim. Onu bu şehirde habersizce bırakıp gittiğimde ''Kalınca sebepsiz bir başıma'' kısmını benim için göğüsüne dövme yaptırmıştı. Tamda sol göğsünün üzerine.


Yavaşça arkasını dönüp gitmesini izledim, kal diye bağırdım, gitme diye bağırdım, ben seni çok sevdim diye bağırdım, sadece içimden sessiz sessiz çığlıklar attım hiç birini duymadı...

EflatuniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin