3.0

136 8 0
                                    

Helllloooooooo

Media: gülmeyen adam 🫶🏻
__________

Emre Aydın

Kapının önünde durmuş cesaretimi toplamayı bekliyordum. Elim kapı koluna gidip gidip geliyordu. Yanına gitmeyi çok istesem de bir türlü cesaret edemiyordum.

"Savaş var da nöbet mi tutuyorsun lan? Ama yanlış yapıyorsun nöbet dışarıda tutulur."

Abim yine dalga moodundaydı. Yere oturup sırtımı ayakkabılığa dayadığımda o da yanıma kuruldu.

"Abi bir kız var. Öyle böyle değil çok seviyorum. Hem de 2 yıldır. Çok seviyorum ama bir türlü karşısına geçip söylemeye cesaret edemiyorum." dedim. Abim ağzını açıp bir şey söyleyeceği sırada sözünü kestim.

"Şimdi sen 'İki yıl Arzu'yla sevgili değil miydin? Bu kız ne alaka?' diyeceksin. Ben Arzu'dan zaten başkasından hoşlanmaya başladığımı anladığım için ayrılmıştım. Sonra o manyak beni Ayça'yla tehdit etti. Yapacağı şey de yenilir yutulur bir şey değildi yani. O kadar iğrenç bir şeydi ki. Kenarda köşede sıkıştıracak olsa neyse onu hallederdim ama bu hem kızın okuldaki itibarını, hem de psikolojisini etkileyecek bir şeydi. Kabul ettim o yüzden."

Abim kafası karışmış şekilde bakıyordu. "Sen neyden korkuyorsun onu anlamadım ben. Kız seni reddeder diye mi korkuyorsun?" dedi.

"Beni reddetmeyeceğini biliyorum. O da uzun zamandır beni seviyor çünkü. Biliyorum bunu. Arzu'nun beni tehdit ettiğini falan biliyor ama neyle tehdit ettiğini bilmiyor. Ya onunla alakalı bir şey sorarsa. Anlatamam ki ben ona."

Abim kolunu omzuma attı ve saçlarımı karıştırdı. "Bunun için korkma. Anlatabileceğim bir şey değil dersen seni anlayışla karşılar bence. Ama şimdi niye konuşmak istiyorsun lan? Saat kaç haberin var mı senin? Git sütünü iç yat. Kızın ailesi de bu saatte dışarı çıkmasına izin vermez." dedi ve kafama vurdu.

"Beren'lerde şu anda. O yüzden yanına gitmek istiyorum. Yoksa kendi evine zaten gitmem bu saatte." dedim ve yerden destek alarak ayağa kalktım. "Ben kaçıyorum o zaman. Buraya döndüğümde yüksek ihtimalle bekar bir birey olmayacağım. Hadi görüşürüz."

Abimi kapının önünde bırakıp dışarıya çıktım ve sitenin bahçesinde yürüyerek Beren'lerin evinin önüne geldim. Telefonumu çıkarıp Beren'in sohbetine girdim. Ayça'ya direkt mesaj göndermek istememiştim.

Emre: Kuzi

Emre: Çabuk Ayça'yı dışarıya yolla

Emre: Çabuk çabuk çabuk

Suratsız Kızçem: Kendin çağır

Emre: Ya niye ama

Emre: Kırk yılın başı bir işim düştü sana

Emre: Bak söz veriyorum Tuna'yla sevgili olmana izin vereceğim

Suratsız Kızçem: Tuna ne alaka?

Emre: Mal değilim Beren

Emre: Seviyonuz birbirinizi işte

Suratsız Kızçem: Git Ayça'ya yaz

Suratsız Kızçem: Kendin çağır

Suratsız Kızçem: Uğraşmam

Emre: Gıcıksın

Suratsız Kızçem: Teşekkür ederim

Suratsız Kızçem çevrimdışı

Elimde telefon kalacakmıştım. Elim Ayça'nın sohbetine gidip gidip gelirken aklıma Lilya geldi. Lilya'nın sohbetine girip yazmaya başlayınca evin kapısı açıldı. Gözüm oraya kayınca Ayça'nın geldiğini gördüm.

"Beni çağırmışsın. Ama niye direkt bana yazmadığını anlamadım."

Elim enseme giderken konuşmayı unutmuş gibi yüzüne bakakaldım. Bileğinden tutup sitedeki banklardan birine götürdüm ve oturdum. O da yanıma oturunca beş saniye boyunca ortamda sessizlik hakimdi.

"Artık konuşacak mısın Emre?"

Gözlerimi onunkilerle birleştirdim. Söze nasıl gireceğimi bilmiyordum. Ama konuşmam gerekiyordu.

"Ayça şimdi ben konuşacağım. Ama benim sözümü hiç kesme tamam mı? Lütfen." dediğimde onaylar şekilde kafasını salladı.

"İki yıl önce on birinci sınıfın başlarıydı yanlış hatırlamıyorsam. O zamanlar Arzu'yla sevgiliydik biliyorsun ki. Sınıfıma sürekli bir kız geliyordu. Ama nasıl güzel nasıl güzel. Bunu düşünmeyi bile Arzu'ya ihanet olarak gördüğüm için aklımdan çıkarmaya çalıştım. Ama başaramadım. Sonra dedim ki başkası aklımdayken birisinin duygularıyla oynayamam. Geçtim Arzu'nun karşısına dedim ben ayrılmak istiyorum. Arzu çok sinirlendi. Ama nasıl sinirlenmek. Başta tamam dedi ama ertesi gün yanıma gelip beni o kızla tehdit etti. Sahte mesajlaşmalar hazırlamış. Benimle o konuşuyormuş gibi. Sanki o beni baştan çıkarmış da Arzu'yu aldatmışım gibi. Eğer benden ayrılırsan bunu tüm okula yayarım dedi. Ben bir şekilde işin içinden çıkardım ama o bunu kaldıramazdı. O yüzden kabul ettim. Sonra günler geçtikçe anladım ki o kız da beni seviyormuş. Beni Arzu'yla her gördüğünde canının nasıl yandığına şahit oldum. Şahit olmak zorunda kaldım. Onun canı yandı, benimki de onun canı yandığı için daha çok yandı. İki yıl geçti. Dile kolay iki yıl. Ama ben o kızı hala aklımdan çıkaramadım biliyor musun? O kadar güzel ki Ayça. Kalbime söz geçiremiyorum. Sapsarı saçları, masmavi gözleri var biliyor musun?" duraksayıp ona döndüm. Ona başkasını anlattığımı sanıyordu. Gözleri dolmuştu. "Niye ağlıyorsun Ayça?" diye sordum.

Bakışlarını bana çevirdiğinde gözünden bir damla yaş aktı. "Ağlamıyorum ki." dedi. Elimi yüzüne yaklaştırıp gözündeki yaşı sildim. Sonra daha çok ağlamaya başladı. Onu kendime çekip sarıldım.

"İnsan niye kendini dinlerken ağlar ki? Aşk itirafı yapıyoruz burada sen ağlıyorsun. Olur mu böyle şey canım?"

Ayça benden ayrılıp gözyaşlarını sildi ve bana baktı. "O kişi ben miyim yani?" dedi. Gözlerimi kısıp ona baktım. "Tabii ki sensin. Bizim okulda senden başka sapsarı saçları ve mavi gözleri olan var mı ki?"dedim. Ayça olumlu anlamda başını sallayınca "Benim gözümde okuldaki tek sarışın sensin. Bana ne diğerlerinden. Benim civcivim var zaten." dedim.

"Ya bir dakika ben anlamadım şimdi. Sen bana mı aşıksın?" dediğinde gözlerimi devirdim. "Yok kantinci Hüsamettin abiye aşığım. Sınıfa tost bırakmaya geldiğinde vuruldum ona." dedim. Söylediğime güldüğünde onu kendime çektim ve sıkıca sarıldım.

"Sen niye hemen sırnaşmaya başladın ya? Belki ben aşık değilim sana."

Saçlarına bir öpücük kondurup saçlarıyla oynamaya başladım. "Hadi ama civciv. Bana yanık olduğunu cümle alem biliyor." dedim. Gözlerini kısarak bana baktı. "Ya sen ne kadar egoist çıktın. Sevmiyorum artık seni. Beni bırak gideyim." diyerek kollarımın arasından çıkmaya çalıştı.

"Ne münasebet canım? Zor bulmuşum bırakır mıyım ben seni?"

Yüzünde bir gülümseme oluşurken başını omzuma yasladı. "Bırakmaz mısın sahiden?" dedi.

"Öleceğimi bilsem yine bırakmam seni civciv. Şansına küs."

Yanağıma bir öpücük kondurup geri çekildi. "Bırakmanı isteyen kim?"dedi.

__________

Maça Gidelim mi?/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin