2.5

222 11 2
                                    

GELDİK HAMSİSPOR MAÇI BÖLÜMÜNE

Bu bölüm için çok heyecanlıyım yaa

Neyse ben hemen bölüme geçeyimmm

Ha bu arada italik yazılanları ingilizce konuşuluyormuş gibi düşünün

Medya: My heart 🫶🏻
_________

Bugün Fenerbahçe'nin maçı vardı. Ve ben o maçı tribünden izleyecektim.

Dolabımı açıp arkadaşlarım ve sevgilimin hediye olarak aldığı formayı elime aldım. Doğum günümden beri hiç giymemiştim. Bugüne saklıyordum.

Formayı giydikten sonra saçlarımı at kuyruğuyla topladım. Sonra da hafif bir makyaj yapıp çantamı alarak odamdan çıktım. Arda'nın odasına gelince kapıyı açarak içeriye girdim. Bilgisayar başında oyun oynuyordu.

"Arda hadi üstünü giysene. Geç kalacağız maça ya."

Arda saçlarını karıştırdı ve önce saate sonra bana baktı. "Lilya saat daha öğlen bir. Maç akşam sekizde. Nasıl geç kalabiliriz acaba?"dedi.

"Ya hadi giyin üstünü. Önceden gidelim. Kadıköy'de gezeriz önce. Maçın başlamasına yakın da stada geçeriz."

Arda beni başıyla onayladı ve kapıyı gösterdi. Ben de onu dinleyerek odasından çıktım ve salona indim. Abim koltukta oturmuş süt içiyordu. Yanına gidip elindeki sütü aldım ve içmeye başladım.

"Ya versene sütümü Lilya. İçiyordum ben onu."

Sütü içmeye devam ederken omuz silktim. "Kaç yaşına geldin içme süt artık. Ne kadar uzayacaksın daha?" dedim.

Abim kafama vurup sütünü geri aldı. "Sence ben bu sütü boyum uzasın diye mi içiyorum?"dedi.

"Abi lisedeyken boyun uzasın diye sabah akşam süt içtiğini hepimiz biliyoruz."

Abimin kaşları çatılırken sütü sehpaya bıraktı ve kollarını birbirine bağladı. Gülerek abime kollarımı sardım. Abim lisedeyken yaşıtlarına göre biraz kısaydı. Boyu uzasın diye hep süt içmişti ve yaz tatilinde bir anda boyu atmıştı. Ama sebebinin süt olduğunu çok düşünmüyordum.

Kapı çaldığında kapıyı açmak için ayağa kalktım. Büyük ihtimalle Emre ve Beren gelmişti. Kapıyı açtığımda karşımda bana gülümseyerek bakan bir adet Emre vardı. "Hoşgeldin Emre. Beren yok mu?"

"Hoşbuldum bacım. Beren markete gitti. Gelir birazdan."

Emre'yle beraber salona geçtiğimizde Arda da aşağıya inmişti. Abimle telefondan bir şeye bakıyorlardı. Emre Arda'nın saçlarını karıştırdı ve yanına oturdu. "Naber la sarı bebe."dedi. Arda çatık kaşlarla Emre'ye baktı. Sabır diler gibi nefes alıp verdi. "İyiyim Emre sen?"dedi. Abim yanında diye çıkışmadığına emindim.

"İyidir Arda ya ne olsun? Ayça diye bir civciv var bilirsin sen de. Kaptırdık ona gönlümüzü ama pek ileri gidemiyoruz."

Abimin bakışları anında Emre'ye döndü. Sonra da sorgu dolu bakışlarını bana çevirdi. "Lilya ne diyor bu gevşek?"dedi. Emre dudaklarını büzerek abime baktı. "Aşk olsun Uraz abi ne gevşekliğimi gördün?"dedi.

"Yanımda kız kardeşimden hoşlandığını söylüyorsun. Daha ne gevşekliğini görebilirim?"

Emre kaşlarını kaldırdı. Büyük ihtimalle ne demek istediğini anlamamıştı. "Abi ben Lilya'yı değil Ayça'yı seviyorum. Kardeşin dünya ahiret bacımdır."dedi.

Abim sinirli bir şekilde alnını ovuşturdu. "Oğlum Ayça ve Lilya beraber büyüdü. Benim için Lilya neyse Ayça da odur."dedi.

"Uraz abi niye böyle yapıyorsun ama ya? Valla çok seviyorum ben bu kızı. Onu asla üzmem. Çok iyi çocuğumdur. Bir tanısan sen de çok seversin beni. Öyle değil mi Arda?"

Maça Gidelim mi?/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin