'Sana iznin olmadığı sürece dokunmayacağım ama istediğim zaman dudaklarının tadına bakacağım'
22 yaşında babasının zoruyla tanımadığı biri ile evlenen bir kız.
Peki bu evlilik mutlu bir evlilik mi?
Takıntı mı?
Platonik mi?
Evlilik mi???
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lavaboya geçip elimi yüzümü yıkadım ve üzerimi değiştirdim. Lavabodan çıktığımda Atalay yatakta oturmuş bir vaziyette uykulu bir şekilde bana bakıyordu.
Çok tatlı görünüyor lan
"Günaydın" dedim
"Sanada günaydın canım" dedi yeni uyandığı için sesi oldukça kalın çıkıyordu.
Sultan abla daha masayı hazırlamamıştı. Genelde hep masayı saat 10'da hazırlar. Mutfakta olmalıydı çünkü mutfaktan sesler geliyordu.
Salondaki koltuğa geçip oturdum. Ve elime telefonumu aldım. Dün gece sürekli bir numara beni aramıştı. Atalay'da bu duruma oldukça sinirlenmişti. Ve telefonu benim açmama izin vermemiş kendi açmıştı.
Ama her açtığında karşı taraf bir türlü konuşmuyordu. En sonunda Atalay dayanamadı ve arayan kişiye yüz kızartıcı küfürler etmeye başlamıştı.
Ben onun bu haline gülerken o hala karşı tarafa sövüyordu. Daha sonra ise telefonu kimse aramamıştı.
Atalay merdivenlerden inip yanıma oturmuştu. Beni de kendine çekip başımı göğüsüne yatırdı. Göz ucu ile baktığımda Sultan abla masayı hazırlamaya başlamıştı.
Atalay
"Bugün davet var o yüzden şirketten erken gelicem" dedi
Aa evet birde o vardı dimi
Atalay'a kısaca
"Tamam"dedim
Atalay masanın hazır olduğunu görünce
"Hadi kahvaltıya" dedi
Yemek masasında her zamanki yerimize oturduk. Kahvaltının sonlarına doğru masanın üzerindeki telefonum çalmaya başladı.
Bilinmeyen Numara
Yine mi
O an Atalay ile göz göze geldik. Atalay elindeki çatal bıçağı bıraktı ve sanki telefonu açmamı bekliyormuş gibi bakmaya başladı.
Sanki değil cidden bekliyor
Bende elimdekileri bıraktım ve çalmakta olan telefonumu elime alıp kulağıma götürdüm.
"Efendim" dedim ama karşı taraftan yine hiç ses gelmedi. Ve ardından tam konuşacağım sırada telefon kapandı. Telefonu kulağımdan indirip tekrar masaya koydum.
"Kim seni sürekli arıyor?" Sesi sinirli çıkıyordu.
"Bilmiyorum yine o numara"
Zaten bir telefon sapığım eksikti. O da oldu tam oldu.
Kahvaltının geri kalanı sessiz geçmişti. Atalay şirkete gideceği için üzerine değiştirip takım elbise giymişti.
Atalay gittikten sonra odaya çıkıp önce bir duş aldım. Duştan çıktıktan sonra ise üzerime eşofmantakımı giydim.
