Astrid bir kurtuluş şansı olmadığını biliyordu. Asasını üstünde yoktu. Olsa bile Riddle ondan güçlüydü. Tepesinden ifadesiz bir yüzle ona bakıyor, bakışlarıyla meydan okuyordu sanki.
Ama Astrid'in kalbini bundan daha çok kıran başka bir şey vardı. Trudy onu ölüme kendi elleriyle getirmişti. Zaten böyle bir planı olduğunu aylardır biliyordu. Ama hep vazgeçeceğini düşünmüştü. Hep onu doğru yola sokmak için uğraşmıştı.
Şimdi ise içinde ona karşı hep bir umut beslediği kardeşi tarafından celladının kollarına terkedilmişti. Gözünden yaşlar düşeceğini anladığı anda başını öne eğdi. Tom'un onu böyle görmesini istemiyordu. Ancak o çoktan görmüştü. "Öleceğin için mi ağlıyorsun?"
Sesi buz gibi soğuktu. Mesajlaşırken onu düşünen, ona iltifatlar eden ya da ona çikolata getiren çocukla karşısındaki kişi aynı kişiye hiç benzemiyordu. Astrid ölecekse bile son anına kadar gururlu bir Gryffidor'a yakışır şekilde davranmak istiyordu. O yüzden gözlerindeki yaşları sildi ve başını kaldırdı.
"Hayır. Ölüm beni korkutmuyor. Farketiysen iyi insanlar ölümden korkmaz Riddle. Ama sen korkuyorsun tabii ki. Korkman da gerek zaten. Çünkü iyi insanlar hala hayattalar ve eninde sonunda birisi de senin canına okuyacak."
Tom'un dudağının kenarı kıvrıldı. "Kendini böyle mi avutuyorsun Astrid?" Astrid konuştukça ve bu doğrulara inandıkça sesinin daha güçlü çıkmaya başladığını farketti. "Buna kendini kandırmak denmez. Çünkü herkes sen ve Trudy gibi alçak değil. Bana ilk yazdığın zaman Drew ve Ashley'den bahsetmiştin değil mi? Baksana onlar bile düzelme yolundalar. Drew artık Ashley'i aldatmıyor. Onun gönlünü almak için önünde arkasında dolaşıyor. İyi insanlar hayatta olduğu sürece canın için endişe et Riddle."
Söyledikleri Tom'u düşündürmüştü. Tom kendi kendine küfretti ve bugün defalarca kez yapmayacağına söz verdiği şeyi yapmaya karar verdi. "Sana son bir şans vereceğim Astrid. Benim tarafıma geçersen seni yaşayacağıma hatta korumak için her şeyi herkesi feda edeceğime söz veriyorum."
Astrid güldü. Bu sözün içinde her şey ve herkes derken tabii ki de Tom kendisini dahil etmemişti. Bencil Slytherin diye düşündü. "Canın cehenneme Riddle,"
"Madem ölmek istiyorsun. İyi uykular sevgilim." Tom asasını kaldırdı ve tam iki kaşının ortasındaki noktaya doğrulttu. Astrid gözlerini kapattı. Ölecekti işte. Zaten aylardır böyle bir günün gelme ihtimalinden haberdar değil miydi? O zaman niye şimdi canı bu kadar yanıyordu? Tom onu öldürmek için neyi bekliyordu? Yavaş yavaş yaparak ona işkence mi ediyordu?
Bir düşme sesi ile gözlerini açtı. Tom'un tam da önünde yatıyor olduğunu görünce ağzından bir şaşkınlık nidası döküldü. Bayılmış mıydı yani?
Ancak biraz ileride gördüğü adam ile derin bir nefes aldı. Bugün aksiyon hiç bitmiyor gibiydi.
Elinde şık bir pelerin tutan Kehanet Profesörü Armond Bennet, Astrid'e el salladı. "Bu güzel şey için Henry Potter'a teşekkür etmeliyim. Ama şimdilik iyi uykular Astrid."
Astird bugün bininci defa duyduğu söze göz deviremeden bir sersemletme laneti onu vurdu ve bilinci kapandı.
Finale yaklaştık :')
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın Baayyyss ❣️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini Texting • Tom Riddle Fanfic
FanfictionSlytherin'in kralı Tom Riddle, Gryffindor'un prensesi Astrid Clark'a karşı bazı hisleri olduğunu kabullenir ve ona ilk mesajı atar. Bilinmeyen Numara: Sence herkes sevdiğini öldürür mü Clark? • Bilinmeyen Numara: Oysa herkes öldürür sevdiğini Astrid.