2.6

575 38 16
                                    

Astrid bugün ikinci defa sert bir zeminde, nerede olduğunu bilmeden uyandı. Rızası dışında oradan oraya sürüklenmek meşhur Gryffindor öfkesini tetikliyordu. Gözlerini açabildiğinde bu sefer tanıdık bir yerde olduğunu gördü ve omuz silkti. Bu da iyi bir şey sayılırdı.

Karanlık Kehanet sınıfında, kehanet profesörü Armond Bennett'in ona gülümseyen suratına baktı ve karanlığa alışınca gözlerini devirdi. "Bende baya değerliymişim," diye mırıldandı kendi kendine. Profesör Bennett tek kaşını kaldırdı. "Duyamadım Astrid?"

Astrid başını, durumu hiç onaylamadığını belirtmek ister gibi iki yana salladı. "Sen de bana aşıksın dimi? Sen de ergen ergen dünyayı ele geçirme planları yapıyorsun. Ama aynı zamanda sürekli beni de düşünesin geliyor bu yüzden beni öldürmek istiyorsun. Ah ben ve şu kahrolası baş döndürücü güzelliğim."

Profesörü büyük bir kahkaha attı. Sesi tüm sınıfta yamkılanırken Astrid yani başındaki masada duran kristal küreyi incelemeye başladı. Onu profesörünün kafasına fırlatsa kaçması için gerekli olan zamanı bulabilir miydi?

"Ah Astrid, beni hep güldürmüşsündür. Böyle karanlık planlardaki en can alıcı nokta olman çok üzücü." Dedi Bennett gülümseyerek, "Sanırım ben gelmeden önce Bay Riddle ile benzeri görülmemiş bir randevudaydınız."

"Yok benim randevum Azrailleydi. Riddle sadece garsondu. Hem ben onunla çıkmam. Ben kardeşim gibi vizyonsuz değilim." Astrid sıkılmaya başlamıştı. Tüm adrenalin hormonunu Riddle ile tüketmişti. Profesörü tarafından kaçırılmaya heyecanlanamıyordu artık. "Eee siz beni niye kaçırdınız?"

Armond Bennett sanki sabahtan beri bu soruyu duymayı bekliyormuş gibiydi. "Bu soruyu sorduğun iyi oldu. Birkaç hafta önce bazı şeyler gördüm. Riddle'ın gelecekte güçlendiği ve masumlara zarar verdiği bazı görüntüler... Beni çok rahatsız ettiler. Övünmek gibi olmasın ama benim kehnatelerim genellikle doğru çıkar. Bunu engellemek gerekiyordu. Riddle'ı ve onun zayıf karnını araştırmaya başladım ve sana ulaştım."

Astrid devamını merak etmiyordu. Şimdi neden Tom'un onu öldürmek istediğini anlamıştı. Onunla ilgili elinde somut bir kanıtı olmayan delinin teki bile onu devirmek için hedef olarak ilk kendini seçmişti. Bu yüzden Riddle onu ortadan kaldırmak istiyordu. Kimse ona dokunmasın diye.

Saat tam on ikiye vurunca köstekli saatten tiz bir ses çıktı. Armond Bennet yine gülümsedi. Ama bu seferki gülümsesi sıcak ya da içten değildi. Korkutuydu. Astrid korkuyordu. "Üzgünüm Astird ama Riddle'ın gelmesine az kaldı. Pazarlık sırasında ayak altında olmak istemezsin."

O daha bir şey söylemeye fırsat bulamadan Bennett'in asasından çıkan ipler tüm vücudunu sarmalamaya başladı. En son ağzının da üstünden birkaç demet ip geçip onun ne hareket etmesine ne konuşmasına izin vermeyince Astrid kendisini çok çaresiz hissetti. Vücudu havalandı ve sınıfın diğer ucundaki sandığın içine düştü. Sandığın kapağı üstüne kapandığında ışık da kesilmişti.

Birkaç dakika sonra adım sesleri duydu. Bu adımları tanıyordu. O tanıdık sesi duydu. "İşlerime karışmamanı söylediğimi hatırlıyorum Bennett."

Tom dışarıdaydı. Orada olduğunu bilmiyordu ve Astrid gerçekten elleri kolları bağlı halde ne yapacağını bilmiyordu.

İşleri biraz karıştırdım...

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın Baayyyss ❣️

Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini Texting • Tom Riddle FanficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin