Astrid ağzına biraz yemek doldururken Slytherin masasına, okulun entrika yuvasına, bakındı. Gözleri Trudy'i arıyordu. Kardeşini görmek için masayı tararken kendisini izleyen Tom Riddle ile göz göze geldi. Genç Slytherinli gözlerini o kadar hızlı kaçırmıştı ki Astrid bir anlığına hayal görüp görmediğini merak etti.
Bir süre Riddle'ı inceledi. Masaya bir kitap koymuş, bir yandan kitabını okuyor bir yandan yemeğini yiyordu. Canı isterse Slytherinli tayfa ile otururdu, canı isterse yalnız yerdi. Astrid genelde Riddle onların yanlarına oturmayınca Malfoy ve diğerlerinin rahatsız olduklarını fark ederdi.
Onu incelerken Riddle kafasını hafifçe kaldırdı. Tekrar göz göze geldiler ve genç oğlan yeniden kitabına gömüldü. Astrid artık hayal görmediğine emindi. Dikkatini karşısında oturan Zack'e verdi. "Zack, Riddle buraya bakıp duruyor. Galiba seni izliyor."
Zack neredeyse boğuluyordu ama son anda toparladı. Hızlıca arkasına dönüp Slytherin masasına baktı ve iç çekti. Tekrar önüne döndüğünde yüzünde aptal bir sırıtış vardı. "Ya ne güzel de yemek yiyor sevimli yılanım."
Zack, Riddle'ın ne kadar tatlı olduğu ile ilgili konuşmaya başlarken gözü öğretmenler masasına kaydı ve gün içinde sürekli olduğu gibi Kehanet Profesörü Armond Bennett'in gözlerini ona diktiğini gördü. Ama o Riddle gibi yakalanınca gözlerini kaçırmıyor, rahatsız edici bir şekilde Astrid'i izlemeye devam ediyordu.
Gözlerini ondan kaçıran Astrid'in dikkatini bu sefer karşılıklı yemek yiyen Drew ve Ashley çekti. Drew bir şeyler söylüyor, Ashley onu umursamadan sanki karşısında hiç kimse yokmuş gibi yemeğini yiyordu.
Astrid eğer Ashley'nin yüzünde en ufak bir üzüntü görürse gidip Drew'e saldırmak için kendini hazırladı. Ama Ashley'nin yüzünde umursadığını gösteren ufacık bir ibare olmasa da Astrid içten içe onun ne kadar üzgün ve yaralı olduğunu biliyordu. Kendisi de acılarını içine gömmeyi ve ne olursa olsun gülümseyi öğrenmişti. Herkes onun 'aptal ama mutlu kız' olduğunu düşünüyorlardı.
Astrid kardeşinin bir ilişkinin üçüncü kişisi olmasından çok utanmış ve Ashley'e karşı kendini çok mahcup hissetmişti. Sürekli yalnız gördüğü bu kızla arkadaş olmaya çalışmıştı ama Ashley bunun kendisi için çok değerli olduğunu ama hem okul içindeki tüm itibarını zedeleyen hem de tüm gururunu kıran iki kişiden birinin, Trudy'nin, ablası ile arkadaş olmanın ona iyi gelmeyeceğini söyleyince üstüne çok gitmemişti. Astrid ona hak veriyordu.
Dakikalar geçti ve sonunda beklediği kişi Büyük Salon'un kapısından içeri girdi. Trudy'nin çok güzel olduğu bir gerçekti. Ablası ile aynı sarı saça sahiptiler ama nasılsa onunki daha güzeldi. Güzel bir yüzü ve iyi bir fiziği vardı. Astrid, 'keşke tanrı onu yaratırken biraz da karakter ekleseymiş' diye düşünmeden edemedi. Gözlerini kız kardeşinin üstünden çekmeden yaptıklarını izlemeye başladı.
Önce tam Riddle'ın önünde durdu ve çantasını onun karşısına koydu. Oturmak üzereyken Riddle dikkatini ona yöneltti ve tek bir cümle söyledi. O tek bir cümle Trudy'i bozguna uğramış gibi görünüyordu. Ancak Slytherinli kız hemen kendini topladı ve çantasını alıp masanın ilerisine doğru yürüdü. Tam Drew ve Ashley'nin yanından geçerken yapmacık bir gülümseme ile onlara bir şeyler söyledi ve yoluna devam edip Slytherinli kız arkadaşlarının yanına oturdu.
Ancak o her ne söylediyse Ashley hızla ayağa kalkıp Büyük Salonu terk etti. Arkasından koşan ve ona bir şeyler söyleyen Drew'e son bir bakış atmak için döndüğünde Astrid onun ağladığını gördü ve iç çekti. Kız kardeşinin bir sürtük olduğu gerçeği canını sıkıyordu.
On beş dakikanın sonunda beklediği am geldi ve Trudy masadan kalktı. Astrid hemen peşinden gitti. Sırf onu yalnız düşürebilmek için uzun bir süre Büyük Salon'da insanları dikizlemek zorunda kalmıştı. "Trudy bekle! Konuşmamız lazım!"
Trudy Büyük Salon'dan çıkmış koridorda yürürken duyduğu ses ile gözlerini devirdi ve ablasına döndü. "Yine ne var Astrid? Eğer yeniden ahlak bekçiliğine başlayacaksan-"
"Hayır sadece önümüzdeki iki hafta kavga etmeyi bırakmamız gerektiğini söyleyecektim." İki hafta Noel tatili vardı ve yarın eve gidiyorlardı. "Annemlerin üzülmesini istemiyorum."
"İyi öyle yaparız." Dedi Trudy onu başından savar gibi. Ablasından kurtulmak için hızlıca yürümeye başladı. Astrid onun arkasından iç çekti. Bu tatilde en azından kardeşi ile iletişim kurabilmeyi umut ediyordu.
Bu bugünkü üçüncü bölüm ama napayım durduramıyorum kendimi...
Bu kitapta en iyi kitabım olacakmış gibi hissediyorum...
Trudy'i seven var mı?
Astrid hakkındaki düşüncelerinizi de merak ediyorum.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın Baayyyss ❣️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini Texting • Tom Riddle Fanfic
FanficSlytherin'in kralı Tom Riddle, Gryffindor'un prensesi Astrid Clark'a karşı bazı hisleri olduğunu kabullenir ve ona ilk mesajı atar. Bilinmeyen Numara: Sence herkes sevdiğini öldürür mü Clark? • Bilinmeyen Numara: Oysa herkes öldürür sevdiğini Astrid.