Tom sert adımlarla merdivenleri tırmandı ve boğucu bir havası olan kehanet sınıfına girdi. İçinde kontrol edemediği ve onlarca şahidin önünde dışarı çıkarmaktan korktuğu bir sinir vardı. Zaten sürekli Kehanet Profesörü Armond Bennett'in olması gerektiğinden daha fazla bilgiye sahip olduğundan şüphelenmişti. Astrid'e söyledikleri şüphelerini doğrular nitelikteydi.
Gerçi Astrid'in en başından beri her şeyi bildiğini düşününce bu konuda onunla oynarken ufak bir yalan söylemiş ve Tom'un tepkisine bakmak istemiş olması normaldi ama yine de Bennet'e güvenmiyordu.
Öte yandan onu emrivaki ile kendi dersine getirmesi ve yüzündeki o aptal gülümsemenin arkasında sakladığı imalar sinirini bozuyordu.
Sınıfa girdiği anda büyük bir sessizlik oluştu. Profesörün de orada olmasından geç kalmış olduğunu anlayabiliyordu ama bunu takmadı. Sonuçta orada olmayı kendisi istememişti. Profesör o gelince kısa bir süreliğine onu süzse de ardından görmemiş gibi yapmayı tercih edip dersini anlatmaya devam etti.
Tom da bu sırada yerdeki küçük masalardan birinin yanındaki mindere oturdu. İnananların ikişer kişi oturduklarını gördü ama bunu umursamadı. Profesör saçma sapan ve gereksiz olarak gördüğü dersini anlatmaya devam ederken gözleri sınıfı taradı ve bir çift çok tanıdık kahverengi gözle kesişti.
Astrid, masasında Zack ile beraber oturmuş ona dik dik bakıyordu. Tom genç kızın büyük ihtimalle onun bu derse katılma sebebinin kendisini rahatsız etmek olduğunu düşündüğünü biliyordu. Ama en azından bu dersin en iyi yanı onu öldürmeden önce hoşlandığı kızı daha fazla görebilme fırsatına sahip olacaktı.
Sınıf bir anlığına sessizleşince Tom'un gözleri yeniden Profesörü buldu. Adam tüm dikkatlerin üstünde olduğuna karar verince konuşmaya başladı. "Sınıfta herkesin bir partnedi olmalı. Zack gel benimle partner ol. Tom, sende Astrid'in yanına geç. Sonra herkes fal bakmaya başlayabilir."
İşte yine yapmıştı. Tom onun icabına da en yakın zamanda bakmayı aklının bir köşesine kaydetti. Ama bu küçük değişimden memnun olduğunu inkar edemezdi. Yavaş ve kaygısız adımlarla Astrid'in karşısındaki boşalan mindere oturdu. Sınıfta herkes partneriyle konuşmaya başlamıştı. Astrid elindeki kitabı karıştırırken Tom dakikalarca onu izledi. "Ee biz bir şey yapmıyor muyuz?"
Astrid derin bir iç çekti ve dikkatini tekrar ona yönlendirdi. "El falı bakmamız gerekiyor." Tom sırıttı. Büyücü dünyasında buna inananların olduğunu duymak komikti. Tom Riddle asla kehanetlere inanmazdı. Üç beş yaşlı bunağın söylediklerini onun geleceği olamazdı.
Astrid bir onun uzattığı ele bir de kitabına bakıp şekillerden çıkarım yapmaya çalışırken genç oğlan kaşlarını çattı. "Baksana herkes partnerinin elini avuçlarının arasında tutuyor. Sen benim elimi tutmayacak mısın?"
Astrid kafasını kitaptan kaldırıp ona dil dik baktı. "Elini tutmayacağım." Tom masanın üstüne eğilerek Astrid'e yaklaştı. "Neden?" Karşısındaki kızdan bir hıhlama duyuldu. "Çünkü senden iğreniyorum."
İşte yine olmuştu. Tom içinde bir acı hissetti. Astrid'i yanında, gay en yakın arkadaşı hariç, herhangi bir erkekle samimi görünce ya da onu somurturken olduğu gibi hatta daha fazla canını sıkmıştı. Genç kız ne zaman onda böyle hisler uyandırsa birilerini öldürmek istiyordu.
Mesajlaşırken de ona böyle nefret kusuyordu ama onun yazdıklarını okumakla gözlerinin içine bakarak söylediklerini dinlemek çok ayrı şeylerdi.
Öbür taraftan birinin kendi üstünde bu kadar etkiye sahip olması da büyük bir dezavantajdı. Bu da Astrid'i öldürmek istemesinin sebebiydi.
Elini çekti ve öfkeyle tısladı. "Dikkat et de iğrendiğin adama yalvaracak duruma düşme!"
Tom Riddle hışımla kalkıp sınıfı terkederken herkes şaşkınca bakakaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini Texting • Tom Riddle Fanfic
Hayran KurguSlytherin'in kralı Tom Riddle, Gryffindor'un prensesi Astrid Clark'a karşı bazı hisleri olduğunu kabullenir ve ona ilk mesajı atar. Bilinmeyen Numara: Sence herkes sevdiğini öldürür mü Clark? • Bilinmeyen Numara: Oysa herkes öldürür sevdiğini Astrid.