6: evde kalma durumu

632 99 24
                                    

Gece geç saatlerdi. Beomgyu, Soobin ve Taehyun ile uzunca bir sohbet ettikten sonra eve dönmek için çıkmıştı. Onlara voodoo bebeğini gösterdiğinde ilk başta dalga geçtiğini düşünmüşler, ardından Beomgyu'nun ciddi olduğunu görünce onlar da ciddileşmişlerdi. Bunu kimin yapabileceğini, neden Beomgyu'da olduğu ve bundan sonra ne yapması gerektiğini uzunca tartışmışlardı. Ama herkesten farklı bir fikir çıkınca daha da çıkmaza girmişti olay.

Yeonjun'a takıntılı birisi olabilirdi, o yüzden bu voodoo bebeğini yapmış olabilirdi. Fakat böyle tehlikeli bir büyüyü niye ortalık yerde bırakmak istesindi ki?

Soobin ve Taehyun yanlışlıkla düşürmüş olabileceğini söyleseler de hiç inandırıcı gelmemişti Beomgyu'ya. Bu kadar tehlikeli bir şeyi yapan tehlikeli kişinin böyle bir şeyi ortalık yerde unutmuş olabileceğine inanmıyordu.

Sadece sokak lambalarının aydınlattığı sokakta sessizce yürürken etrafta pek kimse kalmamıştı. Sarhoş bir iki kişi dışında. Beomgyu onlara bulaşmamayı aklında bılunduruyordu. Hala elindeki oyuncak bebeğe baktığı zaman içi ürperiyordu. Bundan sonra ne yapması gerektiğini gerçekten bilmiyordu.

Bir an garip bir hisle doldu içi. Sanki birisi kendisini takip ediyormuş gibi hissetti ve arkasına dönmüştü. Ama görünürde kimse yoktu. Yanılmış olabileceğini düşündü fakat yine de adımlarını biraz daha hızlandırdı. Topuk sesi duyduğu zaman kalbi yerinden çıkarmışcasına atmaya başladı. Adımları iyice hızlanırken bir yandan arkasını kontrol ediyordu. Biraz ileride karanlık bir silüet vardı ve hızlı adımlarla ona doğru geliyordu.

Beomgyu bu sefer koşar adımlarla arkasına bakarak ilerlerken bir anda birine çarptığında çığlık atarak yere düşmüştü. Gözlerindeki korkuyla karşılaştığı kişiye bakarken onun Yeonjun olduğunı görünce istemsizce bir rahatlama duygusu kaplamıştı içini. Aklına takip edildiği geldiği zaman arkasını tekrar dönüp baktığında kimse yoktu.

"Ne yapıyorsun burada? Niye hayalet görmüş gibisin?" diye sordu şaşkınlıkla Yeonjun. Beomgyu'yu yerden kaldırıp kaldırmamakta tereddüt ediyor gibiydi ama onun için endişeliydi de.

Beomgyu kısa bir süre kendine gelememişti. Fakat sonrasında ayağa kalkıp üstünü silkelemişti. Boş bakışlarla Yeonjun'a bakarak "Eve dönüyorum." demişti. Kalbi az önceki olayın etkisiyle hala hızlı atıyordu ve aklını kaçıracak gibiydi.

"Birinden kaçarmış gibi mi dönersin genelde evine?" diye şüpheyle sordu. Beomgyu ise öylece boşluğa bakarken yere düşürdüğü oyuncak bebeği Yeonjun bir anda fark edip eline almıştı. "Hem çocuk musun sen be? Bu ne böyle yanında mı taşıyorsun?"

Beomgyu'nun gözleri korkuyla büyüdüğünde aniden oyuncak bebeği elinden almış ve çantasına koymuştu. "Seni ilgilendirmez." Aslında en çok onu ilgilendiriyor bu konu.

Yeonjun ona şüpheyle bakmaya devam etti. Ama Beomgyu dikkatini dağıtmak için bir soru sorma gereği duydu. "Sen ne yapıyorsun bu saatte asıl?"

"Hava almaya çıktım." dedi, sanki o da yalan söylüyor gibiydi. Fakat Beomgyu bunun üstünde çok durmadı ve eve gitmek için adımladı.

"Tek başına gidince yine korkacak mısın yoksa sana eşlik etmem için yalvarır mısın?" diye sordu Yeonjun arkasından. Beomgyu durup ona ters bir bakış attı. "Korkmuyorum ben, sen işine bak."

"Eminim öyledir." demişti Yeonjun da.

Beomgyu gerçekten tekrar yalnız yürümek konusunda emin değildi, az önceki olayı tekrar yaşayabileceği konusunda endişeliydi. Ki zaten her ne kadar onu reddetse de Yeonjun arkasından birkaç adım uzaklıkta ilerliyordu.

Bu yüzden rahatlamış hissetti. Ama kesinlikle Yeonjun yanında olduğu için değildi, sadece sevmese bile tanıdığı biri yanındayken daha rahat hissediyordu o kadar.

Bütün yolu beraber, birbirlerinden uzak bir şekilde gittiler. Apartmanın önüne geldiklerinde ise Beomgyu arkasını dönüp Yeonjun'a baktığında onun karşı binaya kaşları çatık bir şekilde baktığını gördü. Bir yere odaklanmış gibi hiç kıpırdamadan bakıyordu oraya.

Beomgyu dayanamayıp, "Tüm gün orada dikilecek misin?" diye sorduğunda Yeonjun daldığı yerden uzaklaşıp Beomgyu'ya döndü. Onaylar biçimde bir mırıltı bırakıp dış kapıdan içeri girmişti. Beomgyu da peşinden gitmişti.

İkisi de evinin kapısının önüne geldiğinde Beomgyu çantasından anahtarı çıkarmış tam kapıyı açacakken yan tarafında, hala evine girmeyen ve çaresiz bir ifadeyle kendisine bakan Yeonjun'u görmüştü.
Beomgyu anlamazca ona bakarken Yeonjun konuştuğunda o an kendini yok etmek istedi.

"Evimin anahtarı içeride kalmış."

...

"Senin arkadaşın falan yok mu ya? git onda kalsana. Her saniye birlikte mi olucaz böyle?" Beomgyu, belki de 20. kez sesli bir şekilde söylenirken bir yandan salondaki koltuğa battaniye ve yastık taşıyordu. Yeonjun ise yavru köpek bakışlarıyla ve dudaklarını bükerek onu izliyordu. Burada olmayı o da istiyor sayılmazdı ama mecbur kalmıştı.

"Neden öyle diyorsun ya? Komşu komşunun külüne muhtaçmış hem. Bir gün sen de kapıda kalırsın bak." sitem edercesine konuştu. "Kai telefonlarına bakmıyor hem ne yapayım bu saatte sokakta mı kalsaydım?"

Beomgyu battaniyeyi koltuğa attıktan sonra iç çekip kollarını beline yerleştirmiş, Yeonjun'a bakıyordu. "Kai'den başka arkadaşın yok mu senin?"

"Bu şehirde yok?"
"Yalancı."
"Niye bunun hakkında yalan söyleyeyim ki?"
"Yalancısın çünkü. Dün sarıldığın kız arkadaşında kalsana."

Beomgyu anlık haklı çıkmak için ağzından kaçırdığı sözle yerinde kalakalmıştı. İkisi de şaşkınlıkla birbirlerine bakarken Yeonjun histerik bir şekilde gülüp ayağa kalktı. "Sen beni mi gözetliyordun?" Yüzündeki gülümseme büyürken Beomgyu'ya doğru bir adım attı.

Beomgyu ise yüzünü buruşturup ondan bir adım uzaklaştı. "Ne gözetliycem seni be? Balkonda otururken tesadüfen gördüm. Keşke kafana da tükürseydim."

Yeonjun'un aklına gelen şeyle gülümsemesi durdu. "Balkonda oturuyorsan... o anı da gördün mü?"

Beomgyu anlamazca suratına bakmıştı.

"Sanki o an birisi tarafından yönlendiriliyormuşum gibi hissettim. Gördün mü?" demişti tekrar ciddi bir ifadeyle Yeonjun.

Beomgyu şimdi ne demek istediğini anlamıştı. Voodoo bebeğiyle istem dışı yaptırdığı hareketten bahsediyordu. Ona bundan bahsetmesi konusunda emin değildi.

"Bilmiyorum. Yat uyu hadi." diye geçiştirmişti Beomgyu da onu. Zaten günün yorgunluğu vardı üstünde, bir de bu konu hakkında kafa yoramazdı.

Odasına doğru ilerleyecekken arkasından yüksek sesle konuşan Yeonjun'u duyunca durdu. Söylediği şey içini rahatlatmıştı neden olduğunu bilmese de. Yine de oyunculuğundan vazgeçmeyip göz devirdi ona.

"O kız benim kız arkadaşım değildi."

...

mrb

hoccakalin

hoccakalin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


voodoo doll | beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin