Beomgyu telefonunu yanına koyduğundan beri elindeki notu defalarca okuyup iyice geriliyordu. Bu kadar kötü niyetli birisinin varlığına bile inanamazken bugün kendisini ve Yeonjun'u açık açık tehdit ettiğine şahit olmuştu.
Korkuyordu. Tabiiki korkacaktı. Bunu bir an önce Yeonjun'a anlatıp yükünü hafifletmek istese bile onun huzurunu şu an için bozmak istemiyordu.
O, düşüncelere dalıp gitmişken elindeki kağıt bir anda Soobin tarafından çekildi. "Bakma şu uğursuz şeye." dedi homurdanarak. Sonra koltukta Beomgyu'nun yanına oturdu. "İçim bir hoş oluyo bakınca ama atamam belki bizim için el yazısı kanıt falan olur."
Taehyun da içeriye iki kupa bardakla beraber girmişti. "Acaba polis falan mı çağırsak?" demişti sonra kupaların birini Beomgyu'ya verince Soobin "Bana yok mu?" demişti suratını düşürerek.
"Polis şu notu okusa birisi sizi işletiyor der konuyu kapatırdı. Bir de üstüne dalga geçerlerdi." demişti Beomgyu. Huzursuzca iç çekti. "Çok rahatsız hissediyorum... evin duvarları üstüme geliyor gibi hissediyorum. İşe nasıl gidicem ben?"
Soobin durdu. Masanın üstündeki voodoo bebeğine baktı. "Sen işe gidiceksin. Biz de aramızda mesai gibi değiştirerek bunu koruyacağız. Başka çaremiz yok gibi şimdilik."
"Sizi tehlikeye atmak istemiyorum." demişti Beomgyu ikisine de bakarak.
Taehyun kolunu Beomgyu'nun omzuna attı ve onu sarstı. "Biz de seni tek başına tehlikeye atmak istemiyoruz ve konu kapanmıştır. Sabah hepimiz işe gidicez, ilk gün bende durur." demişti.
"Al işte yine şov peşinde. İyi tamam salı günü de ben alırım." demişti Soobin de ardından.
Onların bu haline hafifçe gülmeden edemedi Beomgyu. "İyiki size sahibim." demişti. Anında gözleri dolmuştu.
Soobin omzuyla onun omzuna vurmuştu. "Tamam cıvıma hemen. Kusarım yoksa şuraya." diyip öğürmeye başladı. Beomgyu onun da şu an gergin olduğunu biliyordu fakat yüzlerini güldürmek için her şeyi yapıyordu. Grubun lideri gibi bir şeydi. O olmasaydı, belki bu kadar yakın bile olmazlardı bu yüzden Soobin'e her zaman minnettar kalacaktı.
"Ben de gidip yemek falan hazırlayayım artık." demişti Taehyun mutfağa doğru giderek. Taehyun da sevgisini çok fazla kelimelerle belli eden birisi değildi ama öyle hareketler yapardı ki sevgisini iliklerine kadar hissederdi Beomgyu.
Onlara sahip olduğu için gerçekten mutluydu.
...
Sabah olduğu zaman herkes işe gitmek için hazırlanmıştı. Taehyun çantasına bebeği koyduktan sonra çoktan yola çıkmıştı bile. Beomgyu'nun sürekli 'dikkatli ol bak.' diyişlerine daha fazla katlanamadan erkenden çıkmıştı. Beomgyu da Soobinle beraber çıkmıştı.
evden."Sen de iş yerine uzak kaldın." dedi Beomgyu, yolda yürürken suçlu bir tavırla.
"Şuan en son dert edeceğim mesele bu, gerçekten Beomgyu." ikisi de hafifçe güldü. İğnelerle dolu bir yerin üstünde yürüyormuş gibi bir gerginlikle konuşuyorlar, hareket ediyorlardı.
"Buradan otobüse bineceğim, ters bir şey hissedersen telefon et tamam mı?" demişti Soobin. Beomgyu onu onayladığında da el sallayıp öbür yola sapmıştı.
Şimdi tek başınaydı. Yeonjunla beraber işe gitmeyi özlemişti ve de tam ihtiyacı olan zamanda olmaması içini acıtıyordu.
Onu daha ilk günden özlemiş olması gerçek gibi gelmiyordu. Bu kadar alışmış olabilir miydi ona?
Düşüncelerini işgal eden Yeonjunla gülümsedi. Günün ilk samimi gülümsemesi onun sayesinde oluyordu özellikle bir şey yapmamasına rağmen.
Bir otobüse atladı ardından çok geçmeden iş yerine geldi Beomgyu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
voodoo doll | beomjun
FanfictionBeomgyu kapıyı açtığında yerde bir oyuncak bulur ve o günden itibaren komşusuyla bazı şeyler değişmeye başlar. -