Dün gece ki ani kalp krizine sebep olan mesajlardan sonra ilk iş Nurla konuşmuştum ve verdiği mükemmel tavsiye sonucu şu an Kerem'in mutfak masasında poğaça yiyordum...
' Yani durup dururken attı mesajı öyle mi? Daha önce buradayken falan konuşmadınız telefondan?'
Ağzıma attığım lokmayı yutmaya çalışırken çayımdan bir yudum aldım. Çok güzel çay demlemişti, hay maşallah evlenilirdi bununla da he.
' Evet işte dediğim gibi ben bırakayım dedi gece, bende hayır dedim. İşim var iyi geceler dedim hatta. Sonra da zaten hemen bulduğum ilk taksiye atlayıp buraya geldim.'
' Seni takip etmiş olabilir mi? Yani bu çocukla yakınlığın ne hani belki gece gece nereye gittiğini merak edip takip etmiş olabilir.'
' Yok artık o kadarını da yapmaz ya. Çok yakın değiliz bence. Normal bir arkadaşım. Hastane de bana yardımcı oluyor arada molalarda çay kahve içiyoruz bazen de öğle yeği yiyoruz ikimizde müsaitsek. O kadar yani, sıradan bir iş arkadaşı.'
' Hmm o zaman nereden biliyor kimse de söylemediğine göre, malum olmadı ya bir anda.'
' Bilmiyorum hastaneye geçmeden önce konuşacağım işte.'
' Kimseye bir şey söylemez değil mi? Yani insanlara konuşursa onca uğraş boşa gider ben yine de ifşa olmuş olurum.'
' Yok hayır önce nereden duyduğunu öğreneyim daha sonra sustururum ben onu. Hem zaten geçen ay röntgen işin içinde çok yardımcı olmuştu, eğer söyleyecek olsa o zaman söylerdi.'
' Haklısın o da var, doğru.'
' Ben kalkayım madem, derdi neymiş öğreneyim Caner'in daha işe gideceğim falan.'
' Tamamdır. Haber edersin konuştuktan sonra. Poğaçalar içinde tekrardan teşekkür ederim.'
' Rica ederim, sabah sabah elim boş gelmek istemedim. İşe geçmeden önce yazarım ne olduğunu. Yarın bu saatlerde de pansumana gelirim iş çıkışı. Dikkat et kendine.'
' Sende, hoşça kal.'
Yine veda faslı uzamasın diye gülümseyerek kapıdan sıvıştım. Caner, hastanenin yanında ki kafeye davet etmişti, bakalım karın ağrısı neydi.
' Hoş geldin-'
' Hiç hoş gelmedim Caner neyi ne kadar biliyorsun anlat çabuk, neydi o dün gece ki saçma sapan mesajlar?'
' Bak Melike, dün gece sen öyle kaçıp gidince- bir de çok gergindin- hani bende ne bileyim merak ettim işte haklı olarak- zaten bir kaç gündür elinde sürekli telefon, bir dalgınsın bir öylesin bir böyle, endişelendim senin için.'
' Endişelendiğim için seni takip ettim diye devam etmeyecektir umarım bu cümle ha Caner?'
Allah kahretsin. Kerem haklı çıkmıştı, bu karşımda ki gerçekten de beni takip ederek görmüştü Kerem'in evine gittiğimi.
' Özür dilerim tamam mı ama içim rahat etmezdi. O saatte başına bir şey gelebilir zannettim ki gelmiş zaten bundan daha kötü ne olabilir?'
Tamam peki Kerem'in evine gittiğimi biliyor ama ne kadar biliyor mesela? Niye gittiğimi biliyor mu? İşte şimdi ağzını yoklama zamanıydı.
' Ne gelmiş başıma pardon da'
' Başına futbolcu gelmiş daha ne olsun gece gece evine gidip kapıyı açmıyor diye kapısının önünde kafayı yiyip evin etrafında dolanacak hale gelmişsin daha ne olabilir? Buraya geldiği gün mü iş attı nasıl oldu ne diyip kandırdı seni?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Florya Premsesi
Teen FictionEğlenmek amacıyla yazılmış amatör bir deneme. Olabildiğince gerçekçi kalınmaya çalışılmıştır. Okursanız ne mutlu, Yorumlarınızı beklerim. ✨️HİKAYEMİZ BİTMİŞTİR, İLGİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.✨️