Sabah kahvaltısından sonra Kerem'in evine geçmiştim. Vay canına yeni normalim çok anormal geliyordu kulağa. Yarası iyice düzelmişti. Yarın dikişlerini aldıktan sonra gizli saklı buluşmalarımız sona erecekti. Sonrasında ne olacağını hiç düşünmemiştim ama itiraf etmek gerekirse çok alışmıştım Kerem'e. Her gün bir kaç saatliğine de olsa evinde bulunmak kendisiyle sürekli yüz yüze gelmek... İlerisini kimse bilemezdi tabi ama umarım çok da uzak olmazdık.
' Kahve için teşekkür ederim çok güzel olmuş.'
' Rica ederim en azından bu kadarını yapabileyim. Pansuman için teşekkürler artık eskisi kadar acımıyor sanırım gerçekten iyileşiyorum.'
' Evet çabuk iyileşiyorsun. Yarın dikişlerini de alınca iyice rahat edersin. Ayağın nasıl?'
' Şişliği ineli bir kaç gün oldu artık basabiliyorum kremi de bir kaç güne bitecek.'
Söylerken çok heyecanlı küçük bir çocuk gibi gelmişti gözüme. Mutluydu. Hem de çok. Futbolu bu kadar sevmesi ve bağlı olması, sahaya geri döneceği için yaşadığı heyecan beni de gülümsetmişti. Tam bir şey söyleyecekken salonun kapısında beliren kişinin söze girmesi ile ikimizde o tarafa yöneldik ve açıkçası benim aklım çıkmıştı. İnsan bir kapıyı çalardı herkes girebiliyor muydu buraya elini kolunu sallaya sallaya.
' Hayatım kaç tane mesaj attım neden telefonuna bak-'
O da beni görünce birbirimize bakakalmıştık. Kafasının üstünde ki sarı kıvırcık saçları ve beni görünce yarım bıraktığı cümlesi ile tam karşımda Barış Alper duruyordu... Ve kendisine çok yakışan bıyık altı pis sırıtışlarından biri yüzüne konarken söze giren o oldu.
' Pardon ben yalnızsın sanmıştım da. Gelmemiş gibi yapabilirim isterseniz...'
' Ama geldin değil mi canım arkadaşım..'
Kerem'in gerildiği yüzünün her mimiğinden belli oluyordu. Barış Alper'in imaları daha da derinleşmeden sözünü kesmiş ve adeta tıslamıştı susması için.
' Melike bu Barış, biliyorsundur. Bu da Melike, bana yardım hemşire arkadaşım Barışcım merhaba desene ayıp olmasın.'
Arkadaşım mı... Ben yani şimdi Kerem'in arkadaşı mıydım. Olur olur yeriz yeriz.
' Aaa hemşire sen misin. Merhaba memnun oldum. Kerem öyle hemşire falan deyince ben böyle güzel olacağını tahmin etmemiştim o yüzden az önce basmışım gibi tepki verdim kusura bakma Melike.'
Wow bu çok garip bir tanışma cümlesiydi ama neyse saha da iyi oynuyordu Allahtan da seviyorduk bu çocuğu. Uzattığı elini sıktım ve gülümseyerek karşılık verdim.
' Tamam Barış uzatma. İşin yok mu senin niye geldin?'
' Ha ben sana bakmaya gelmiştim. Sen pansuman sabahtan deyince, şu saatlerde müsaitsindir diye düşünmüştüm öyle bir iki el Pes atarız dedim. Sıkılma diye ama görüyorum ki zaten sıkılmıyormuşsun sen.'
Bana yandan gülümseyip göz kırpmıştı. Bu çocuğun rahatlığı ve samimiyeti şaka mıydı. Sanki ben Galatasaray futbolcusuydum da Barış bizim İsmail'in arkadaşıydı. Kerem'in yine KDB moduna girdiğini görünce ben cevaplamak isteyerek söze girdim. Evet Nur yüzünden bir daha Kerem kızardığında tatlı bulamayacaktım muhtemelen...
' Evet bende pansuman yaptıktan sonra öyle birer bardak kahve içelim demiştik. Yarın dikişleri alacağım, ayağı da iyileşti sayılır. Arkadaşın haftaya döner büyük ihtimalle.'
' Vay canına çok yeteneklisin Melike bir gün beni de muayene edebilir misin, bende sakatlıktan böyle hızlı dönmek istiyorum.'
' Ben doktor değilim hemşireyim yani seni muayene edemem ama gizli kapaklı işlerde yardıma ihtiyacın olursa Kerem bu konuda çok profesyonel eminim o yardımcı olabilir.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Florya Premsesi
Ficção AdolescenteEğlenmek amacıyla yazılmış amatör bir deneme. Olabildiğince gerçekçi kalınmaya çalışılmıştır. Okursanız ne mutlu, Yorumlarınızı beklerim. ✨️HİKAYEMİZ BİTMİŞTİR, İLGİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.✨️