Medcezir sitesine benzeyen siteye geldiğimde taksiden inmiş Kerem'in bahçesine girmiştim. Evet Kerem'in bahçesi... Henüz kapının önüne varmıştım ki kapı açıldı. Sanki beni bekliyor gibiydi. Kiralık aşk 33. bölüm geldi aklıma istemsizce. Tek farkımız Kerem, Ömer gibi gelip beni öpmeyecek ya da sarılmayacaktı. Ha birde kolu deli gibi kanıyordu. KOLU DELİ GİBİ KANIYORDU! Elinde ki havlu kan içindeydi ve yüzü de bembeyaz olmuştu. Panikle elinde ki havluyu ve kolunu tutup içeri doğru yönlendirdim onu da.
' Hoş geldin. Daha düzgün şartlar altında karşılaşmalıyız sanırım artık. Bu iki oldu.'
Ya sen iste her an görüşürüz canım benim ne tatlı konuşuyorsun öyle. Yüzüne bakıp istemsizce gülümsedim çünkü o da çok tatlı bir şekilde bana gülümsüyordu. Gerçek anlamda kan ter içerisinde kalmıştı.
' Bir an önce iyi ol da görüşme işi hallolur dert değil.'
Evet cümlelerim mükemmeldi nedense kafamda toparlayamıyor ve basit cümleler kuruyordum yanındayken Allah Allah neden acaba... Koltuğa oturduğunda orta sehpanın üstünde ki ilkyardım çantasını gördüm. Bir elim hala Kerem'in kolunda ki havludayken diğer elimle çantayı açıp içine baktım. Normal bir ilkyardım çantasıydı beni şaşırtan ise çantanın yanında duran 2. çantaydı. Cerrahi dikiş seti çantası... Şaşkın şaşkın çantaya baktığımı fark etmiş olacak ki Kerem konuşmaya başladı;
' En ufak kazada bile hastaneye gidip boş yere konuşulmak yerine böyle hazırlıklı olmak daha mantıklı geliyor. Bir hemşire ya da doktor tanıdık çağırıyorum eğer yardıma ihtiyacım olursa, o yüzden de ihtiyacın olabilecek birkaç parça eşya var.'
' Yani pek birkaç parça değil aslında. Dikiş steril ortamda atılmalı ve kolunun belli ki dikişe ihtiyacı var çok derin kesilmiş, burada dikmemeliyim bir acile gidelim olmaz mı?'
' Eğer gidersem insanlar illa ki görür ve konuşmaya başlar zaten ceylan gibi sekiyorum bir de o halde hem dikişli hem bandajlı görülürsem 13.lüğün tüm suçu üstüme kalır. Son bir kaç aydır pek de insanların favori topçusu değilim belki duymuşsundur.'
Gülümsemeye çalışırken yüzünü buruşturdu. Adamın resmen canı yanıyordu, kan kaybetmişti ve ben hala hiçbir şey yapmadan olayı didikliyordum, haklıydı sezon başlarında ki Kasımpaşa maçından sonra herkes Kerem'in üstüne gitmişti sanki Kerem üstün insandı ve en ufak bir hata yapmasına izin yoktu. Ne kadar üzgün olduğunu ilk kez o an fark etmiştim. Gözleri adeta acıyla parlıyordu ne kadar tezat bir cümle kurduruyordu bana gözleri... Tepkilerden bu kadar etkilendiğini, etkileneceğini hiç düşünmemiştim sonuçta her gün bir sürü futbolcu kötü eleştiri alıyordu, herkesin her dediğine bakacaksak elimizde futbolcu kalmazdı. Ama belli ki taraftarın tepkisi Kerem için çok değerliydi ve bunu belli etmekten kaçınmıyordu. Resmen sadece iyi futbolu ile gündeme gelmek istiyor, bu uğurda çektiği acıları bile kedine saklıyordu.
' Peki tamam madem malzemelerin var o zaman halletmeye çalışacağım ama eğer en ufak bir terslik olursa hastaneye gideceğiz tamam mı gerekirse kılık değiştireceksin ama gidilecek o hastaneye. Evde dikiş atmayı kabul ediyorum ama daha büyük bir mesuliyet alamam, Galatasaray'ın genç yeteneği ellerimde enfeksiyon kaptı diyemem mesela babama.'
Beni büyük bir ciddiyetle dinlerken son cümlede gülümsemem ile o da aynı şekilde tepki vermişti. Havluyu kaldırıp yaraya baktım kanaması durmuştu, yarayı temizleyip ardından uyuşturursam kolayca dikiş atabilirdim sanırım. Sanırım mı hayır atarım kesin. İhtimaller üzerine derisini delebileceğim birisi değildi karşımda ki.
' Önce yarayı temizleyeceğim, alkol var mı? Evde bulunan herhangi bir tane de olabilir.'
Yaraya bakarken kurduğum cümle ile duraksadım. Aynen Melike adam hacıydı ve sen de alkol sormuştun ona... Hangisinden istersin, hacdan getirdiği şaraplar olur mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Florya Premsesi
Fiksi RemajaEğlenmek amacıyla yazılmış amatör bir deneme. Olabildiğince gerçekçi kalınmaya çalışılmıştır. Okursanız ne mutlu, Yorumlarınızı beklerim. ✨️HİKAYEMİZ BİTMİŞTİR, İLGİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.✨️