Ayrılıklarda sevdaya dahildir

354 35 22
                                    

"Gidiyorsun yani" dedi minik oğlan yaşlı gözler ve kızarmış olan burnuyla "gidiyorum" dedi soğuk bir sesle uzun delikanlı

sustular bir süre "gelmeyeceksin değil mi"

sesi kısıktı canı yanmıştı dudakları titriyor ellerini birbirine geçirmiş tırnaklarını derisine batırıyor sakin kalmaya çalışıyordu

"bilmiyorum" dedi karşısındaki genç soğuktu uzaktı yabancıydı sanki asla onun olmamış gibiydi halbuki seviyor sanmıştı Kerem gitmem derken cidden gitmez sanmıştı

Altay bayındır çantasını kapattı başka bir şey alma gereği duymadı ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi sessizce ayakkabısını giyindi kapıyı açtı sonra evin anahtarını cebinden çıkarıp ayakkabı dolabına bıraktı yutkundu başka çaresi yoktu eğer kereme bakarsa vazgeçerdi bir süre bunun için içinde savaş verdi

Ama bakmadı...

Çıkarken kapı arkasından sert bir şekilde kapandı

Kerem onların odasında onların birlikte olduğu yatakta sevgilisinin arkasından bakakalmıştı ne kadar süre öyle kaldı bilmiyordu Kerem altayın çıktığı kapıya ne kadar süre baktı bilmiyordu ağlamaya başladı çığlıklar atıyor hüngür hüngür ağlıyordu

Aşkın kolay olmayacağını biliyordu ama böyle olmasını beklemiyordu aşk bu olamazdı sevda vazgeçilmezdi yüzük parmağındaki dövmeye baktı ve yutkundu aşk vazgeçerdi ama sevda asla

Hemen toparlandı kerem belki yetişirdi sevdiğine bir ihtimal giyinip dışarı fırladı havaalanına gitmesi gerekiyordu otoparka indi uzun zamandır altayın arabasında altayın yanında oturmaya alışmıştı kerem

Arabasını açtı hemen yerine yerleşti nerdeyse bir yıl olmuştu arabayı çalıştırdı hız sınırlarını siktir etmişti şimdiden

Bir saatlik yolu dört hız cezası alarak yarım saatte gelmiş hızlıca içeri girmiş altayı bulmaya çalışıyordu uzun boylu adamı görmek zor olmasa gerek diye düşünüyordu ama Altay yoktu

Sağa sola sordu Altay yoktu

Her yeri en az iki kere dolaştı ama Altay yoktu

Saatlerce altayı aradı ve en sonunda pes etti Kerem çünkü Altay yoktu

Bu gerçek tüm bedeninin titremesine ve kendisini bok gibi hissetmesine neden oluyordu kaybetmişlerdi ayrılmışlardı Altay onu terk etmişti sevdalarına ayrılık dahil olmuştu halbuki kerem umutluydu aşk kaybedebilir ama sevda asla derdi Altay'la onlarınki sıradan şeyler değildi

Yani kerem öyle sanıyordu Altay onu sever onu bırakmaz sanıyordu bu düşüncelerle elinde koca bir yalnızlıkla arabasına doğru yürüyordu kerem arabasına bindi derin bir nefes aldı ve var gücüyle direksiyonu yumruklamaya başladı

Camının tıklanması ile dondu derin bir nefes aldı aklında tek bir isimle kafasını cama çevirdi...

Küçük bir oğlan çocuğu...

Kapısını açtı bacaklarını dışarı çıkardı ve çocuğa doğru eğildi "kaybolduğunu düşünmüyorum bir şey mi istiyorsun" Altay olsa böyle konuşmasına kızardı Altay çocukları severdi hep oğullarının olucağını söyler ve bunun için keremle anlaşmaya çalışırdı iki oğulları bir kızları olmasını isterdi Altay

Bu düşünceler keremi yerden yere vuruyordu adeta

"Neden mutsuzsun" dedi küçük çocuk tatlı bir şekilde

"Mutluluğum gitti" dedi kerem kısık bir sesle

"Sende peşinden git o zaman"

"Ama öyle olmuyor işte eğer mutluluğum beni isteseydi beni sevseydi gitmezdi demek ki mutlu olmayı hak etmiyormuşum" dedi kerem dolu gözlerle bunu sanki kendine açıklıyor gibiydi

"Annem bana hep şey der eğer güzel bir mutluluk istiyorsam bazen bunun için acı çekmeliymişim bunu aşı olduktan sonea bana peluş bi fil alırken demişti" elindeki fili göstererek

Çocukla neredeyse aynı boyuttaydı fil küçük çocuk hiç düşünmeden fili kereme uzattı "mutluluğuna kavuşmadan önce şeninde acı çekmen gerek anlaşılan o zaman benim mutluluğumu al seninki gelince bana geri verirsin"

Yeşil gözleri parlıyordu küçük çocuğun gülümsüyordu "alamam" dedi kerem çocuk ona biraz daha yaklaştı ve sıkıca sarsıldı "ya temelli almıyorsunuz kendi mutluluğun gelince beni bulursun bu arada adım volkan" dedi çocuk sonrada keremden koşarak uzaklaştı

Kerem küçücük çocuğun arkasından bakakalmıştı çocuk o sırada annesinin yanına gitmiş ona sıkı sıkı satılmıştı kadının yanındaki adam tanıdık bir simaya sahipti ama şuan bunu düşünebilecek gibi değildi

File baktı ve onu yan koltuğa koydu arabasını çalıştırdı yol boyunca olanları düşündü

Evin önüne geldiğinde duraksadı burda kalamazdı burda kalırsa onu unutamazdı...

Eve çıkmak için asansöre bindi asansörde aynadaki haline baktı çok acınası görünüyordu gözleri şişmişti burnu kızarıktı gözlüğü burnunun ucuna kadar düşmüştü

Bunları düşünmeden asansörden indi bi yandanda gözlüğünü düzeltti eve girmek için anahtarını çıkarttı direkt odasına geçti eşyalarını toparlamaya başladı ama o an bir şey dikkatini çekti yatak odasının kapısından bakınca tam karşısında koridorun diğer ucunda oturma odasında bir şey vardı....

Arkadaş(alker)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin