Hoşgeldin! Yorumlarını bekliyoruz, iyi okumalar ❣️
Jooheon Changkyun'u yanağından öpüp kucakladı ve duşa götürdü. Banyoya geldiğinde yavaşça bıraktı ve sıcak su tarafını açıp ısınmasını bekledi.
Changkyun duşta devam edeceğini düşündüğünden sadece izlemekle yetiniyordu şimdilik. Su ısındığında ise Jooheon elinden tutup duşun içine çekti onu izleyen çocuğu. Saçlarını ıslatıp eline şampuan döktü biraz.
Saçlarının arasında dolaşan Jooheon'ın elleriyle mayışırken yakın mesafedeki güzel yüzünü izlemişti birkaç saniye.
"Ne yapıyorsun?" dedi kısık bir sesle.
Jooheon fıskiyeyi eline aldığında saçlarına tutmadan önce gözlerini gözleriyle buluşturdu.
"Seni yıkıyorum."
Sonra Changkyun'un saçlarını köpükten arındırdı. Changkyun yüzündeki suların bitmesini beklemişti tekrar konuşmak için.
"Devam edecektin..."
"Etmeyecektim. Dön arkanı."
Changkyun nazlanarak onu sinirlendirdiğini, bu duş ile ona son kez bu kadar yakın olabileceğini ve elindeki bütün şansı ona onu sevdiğini itiraf edemediği için kaybettiğini düşünmüştü. Yük olmak istemiyordu daha fazla. Onu temizlemek zorunda olmadığını söylemek istiyordu sadece.
"Ben hallederdim." dedi yüzüne bakmasını isterken.
Jooheon hafifçe omuzlarından tuttu ve arkasını döndürdü Changkyun'u. Suyun akışına göre durdurup içini temizledi güzelce. Changkyun ise ne yapıyorsa izin vermek istemişti. Bir şey söylerse ve Jooheon ona bağırırsa bunu kaldıramaz, bir çocuk gibi ağlamaya başlardı çünkü.
Jooheon, güzelce temizlendiğine emin olduktan sonra suyu kapattı ve çıkıp havlu getirdi sarınması için. Kendisi de beline bir havlu sardı ve odaya getirdi Changkyun'u.
"Teşekkür ederim hyung."
"Sorun değil. Şimdi giyinmeni kendin halledebilirsin."
Changkyun hemen yerdeki eşyalarından eline geçirdiğini giyindi ve en son da başına tacını taktı. Sonra gözü çarşafa takıldı.
"Çarşafını... yıkayayım mı?"
"Saçmalama."
"Kirlettim."
"Sayemde oldu."
Changkyun bir anlığına utanmıştı. Kendi dudaklarını dişledi. Sonra yutkunup Jooheon'a baktı.
"Gidiyorum öyleyse."
"Peki görüşürüz."
"Görüşürüz."
Changkyun hızlıca odayı terk edip aşağıya indi ve salondan anahtarıyla telefonunu aldı eline. Yine hızlı adımlarla kapıyı açtı ve açtığı gibi de eli havada kapıya vurmak üzere olan Minhyuk ile karşılaştı.
"Merhaba, görüşürüz." diyip utancından yerin dibine girerek koşup evine girdi.
Minhyuk onu evden çıkarken görmeyi beklemediği için şaşırmıştı. O giderken açık gözleri ve ağzı ile takip etti onu. Sonra açık kapıdan içeri girerken neler olduğunu az çok tahmin edip güldü şeytani bir şekilde.
Jooheon çıkarttığı kıyafetleri geri giyinip çarşafını değiştirdi. Kirlileri sepete atıp yatağa yayıldı ve çileklerini yemeye devam etti.
Minhyuk eşyalarını odasına bırakıp banyoya uğradıktan sonra Jooheon'ın odasına çıktı.
"Ne yapıyorsun sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Komşum - JooKyun ✔️
Fanfic"... sonra da bahçede ...bizim eve döndürdüğü hamağına oturmuş evi izliyordu. Çitlerin kısalığından bahsetti." "Tatlı mı?" "Katil çıkarsa da önemli mi tatlılığı?" "Bakılır..."