Hoşgeldin! Yorumlarını bekliyoruz, iyi okumalar ❣️
Changkyun gözlerini kapatarak yavaşça yaklaşıp dudaklarının arasındaki mesafeyi kapattı. Jooheon ise alt dudağını kendi dudakları arasına alıp derinleştirdi öpüşmelerini.
Dilinin sıcaklığıyla birleştiğinde Changkyun'un karnına ağrılar saplanmış, kısa bir süreliğine de olsa dünyadan soyutlanmıştı. Farkında olmadan Jooheon'ın tişörtünü avuçları arasında sıktı.
Jooheon istemeyerek de olsa ayrıldı ve sarıldı sıkıca Changkyun'a. Çenesini omzuna yasladığında ise kendini durdurabildiği için Tanrı'ya teşekkür etti içinden.
"Sürekli öpesim ve sarılasım var sana. Yapıştırsak mı birbirimizi?"
Changkyun ise sarılmasının verdiği huzuru yaşıyordu doya doya.
"Kediler öyle olur çünkü."
Jooheon kısa bir kahkaha attı ve sırtını sıvazladı Changkyun'un. "Yemek yedin mi sen?"
"Hayır." dedi Changkyun üzgün bir ses tonuyla. "Gevreğim yok."
"Bize gidelim yine. Eğleniriz. Yemek de yeriz hem."
Changkyun gitmek istemiyordu ama hayır diyip fırsatı tepmeyi de göze alamamıştı. Tekrar dudaklarına kapandı bu yüzden cevap vermek yerine. Jooheon da karşılık verip kısa tuttu ve ayrıldı dudaklarından.
"Hadi kalk, kalk, kalk."
"Çok kalabalık." Changkyun sızlandı yüzünü buruşturarak.
"Yemek yer dönersin o zaman. Aç kalmana izin vermem."
"Durabildiğim kadar duracağım." diyip ayağa kalktı Changkyun.
Jooheon da başıyla onayladıktan sonra elini tuttu ve evin anahtarını alarak çıkıp birkaç metre ötedeki eve geçtiler.
"Herkes gelmiş mi?" dedi Changkyun içeri girdiklerinde.
Jooheon kapıyı kapattı arkalarından. "Gelmiştir. Beni senden ayırmamak için çağırmamışlardır."
Changkyun'un içini bir korku kaplamıştı birden. "Jane de burada olabilir." diye düşündü salona giderlerken. Elini sıkı sıkı tutuyordu Jooheon'ın.
"Millet! Biz geldik."
"Merhaba, hoşgeldiniz." dedi Kihyun gülümseyerek.
Changkyun Kihyun'a ısınmış olduğu için direkt arkadaşını sorarak konuşmaya başladı. "Hyungwon burada mı hyung?"
"Evet, mutfaktalar."
Changkyun Jooheon'ın elini bırakmadan mutfağa yürüdü onunla beraber.
"Hyungwonnie~?"
"Changkyunnie~?"
Sesini duyduğunda onu ne kadar özlediğini fark edip Jooheon'ın elini bıraktı ve direkt Hyungwon'un yanına gidip sarıldı sıkıca.
"Seni özledim."
"Ben de seni özledim." dedi Hyungwon kollarını sararken. "İyisin, değil mi?"
"Evet, daha iyiyim."
Eli elinden kayıp gidince hazırlanmış olan yemekleri tatmaya başlayan Jooheon da o sırada Changkyun'a bakmıştı.
"Changkyun, gel de şunların tadına bak."
Sesini duyunca ona doğru gitti Changkyun. Jooheon da çubuklarına aldığı büyük mantıyı yavaşça ağzına yerleştirdi. Changkyun zorlukla çiğnerken Jooheon'a baktı. Jooheon yanaklarının ne kadar tatlı gözüktüğünü fark edince güldü kendi kendine. Hemen içecek uzattı ağzını rahatlatması için. Changkyun bardağı iki eliyle tutup içti hemen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Komşum - JooKyun ✔️
Fanfic"... sonra da bahçede ...bizim eve döndürdüğü hamağına oturmuş evi izliyordu. Çitlerin kısalığından bahsetti." "Tatlı mı?" "Katil çıkarsa da önemli mi tatlılığı?" "Bakılır..."