Chapter: 1

127 15 21
                                    

Hoşgeldin! Yorumlarını bekliyoruz, iyi okumalar ❣️

İki senedir hayaliyle yanıp tutuştukları evlerine sonunda kavuşmuştu Jooheon ve Minhyuk. Birbirleriyle liseden beri tanışıyorlardı ve üniversiteye başlayınca yakın arkadaş oldular. Birinci sınıftan beri aynı evde yaşamak istediklerini ailelerine söyleyip durmuş, bu hayallerine ancak üçüncü sınıfta kavuşabilmişlerdi.

Bugün de taşınma günüydü. Okul başlamadan yaklaşık bir ay önce gelmişlerdi taşınma işlerini tamamlayabilmek için.

Sabah erkenden ikisi ve Minhyuk'un kız arkadaşı Jane yeni evlerinin kapısının önünde bitmiş, nakliye aracının gelmesini bekliyorlardı merdivende oturup sohbet ederek.

Nakliyeciler geldiğinde onlara yardım ederek kutuları evin önüne indirdiler. Büyük eşyaların da inmesi bitince nakliyeciler gitmişti. Şimdi de kutuları evin içine taşıyorlardı.

Changkyun da dışarıdan gelen sesler yüzünden uyandı. Gözlerindeki uyku bandını çıkartıp, yatağında doğruldu. Bir süre sesleri dinledi ve perdeyi çekip dışarı baktı gözünü ovuşturarak. Kutuları içeriye taşıyan bir tane uzun boylu gamzeli tombik yanaklı bir çocuk, bir tane manken gibi suratı olan bir çocuk ve tatlı bir kız gördü.

"Jooheon, bu arılı peluşlar ne kadar gerekliydi Tanrı aşkına?! Taşıyamıyorum bile kutuyu!" diye isyan etmişti Minhyuk.

Jooheon sinirle yanına gitti Minhyuk'un. "Ver!" diyerek aldı elinden ve oyuncaklarını kendi götürdü odasına.

"Ne yapıyor bunlarla anlamıyorum ki..." diyerek gözlerini devirdi Minhyuk Jane ile konuşurken.

Jane de ona doğru kaşlarını çattı. "Boş ver de iş yap iş!"

Bunu söyledikten sonra başka bir kutu alıp içeri girdi. Arkasından da Minhyuk girmişti başka bir kutuyla.

Changkyun lila renkli pijamaları ve kedili puflarıyla odasından çıkıp aşağı indi ve kapının önüne çıktı. Dikkatlerini çekene kadar onları izledi sessizce. Çok fazla içe dönük bir insan olduğu için onlar konuşmadan konuşamazdı. Sadece içeri girip çıkan çocuklara bakıyordu.

Jooheon çıkıp başka bir koli alırken onu orada gördü ancak taşımaya devam etti bir şey demeden.

"Ya merhaba desene bir şey söyleyeceğim, ayıcık!"

O Jooheon ile kendi kafasından kavga ederken içerden Jane çıktı ve göz göze geldiler. Changkyun Jane'i görür görmez şok geçirmişti. Jane de aynı şekilde gözleri kocaman olmuş ona bakıyordu. Eski sevgilisinin buraya taşınmış olabileceği aklının ucundan bile geçmemişti çünkü.

Changkyun hızla göz temasını kesip eve girdi ve kapıyı kapattı. Jane ise baka kalmıştı arkasından. Minhyuk geldi ve Jane'i dalmış bir şekilde gördü.

"Ne oldu?"

Jane girdiği transtan sevgilisinin sesi sayesinde çıkabildi. "Yok bir şey. Yoruldum." dedi aklına ilk gelen yalanı söyleyerek.

"Git benim yatağımda yat biraz aşkım."

Jane güldü alay eder gibi. "Hiçbir şey yerleşmeden o yatağa yatar mıyım?"

"Yoruldum diyorsun sevgilim. Dinlen o zaman, hadi."

Jane daha fazla uzatmayıp eve girdi ve salondaki yerleşmiş olan kanepeye oturdu. Minhyuk da son kutuyu aldıktan sonra içeriye girdi ve kapıyı kapattı.

Jooheon üst kattaki odasından yanlarına indi ve kanepeye attı kendini.

"Acıktım."

"Evde bir şey yok yalnız, acıkamazsın kardeşim." dedi Minhyuk alışveriş yapmaları gerektiğini vurgulayarak.

Tatlı Komşum - JooKyun ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin