28. Bölüm - Benim Annem Öldü!

1.9K 95 24
                                    

Zeynep

Kapıyı açtığımda karşımda o kadını görünce başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor. Beni terkedip giden kadın şuan tam da karşımda duruyor. Gözlerim dolu bir şekilde ona bakıyorum. Gözyaşlarımın akmaması için kendimi sıkıyorum. Bu kadının karşısında ağlamayacağım.

Demet: Kızım..

Elini yüzüme dokunmak için bana doğru uzatınca donuk bir ifadeyle ona bakıp kafamı çeviriyorum. Suratının düştüğünü hissediyorum. Elini geri indiriyor. Yüzüne bakmadan konuşmaya başlıyorum.

Zeynep: Senin ne işin var burada?

Demet: Seni görmeye geldim kızım. Çok özlemişim yavrum.

Kafamı hızla çevirip ona bakıyorum nefret dolu gözlerimle. Evet ben bu kadından nefret ediyorum.

Zeynep: Aradan 14 yıl geçmiş. 14 yıl... Bunca yıl aklına bile gelmemişim! Şimdi karşıma çıkıp 'Seni çok özlemişim.' diyemezsin bana! Senin buna hakkın yok! Kendimi toparlamış, sensiz yaşamaya alışmışken karşıma çıkıp hayatımın içine edemezsin! Buna izin vermeyeceğim!

Bu bağırışlarımı Kerem duymuş olmalı ki anında yanımda bitiyor. Tabi kapıdaki kadını tanımadığı için sadece bakmakla yetiniyor. Karşımdaki kadın ise karşımda ağlamaya başlıyor. Ona asla 'anne' demeyeceğim!

Demet: Zeynep beni dinle kızım. Her şeyi anlatacağım sana söz veriyorum.

Zeynep: Bana bu saatten sonra hiçbir şey anlatma! İstemiyorum! Anladın mı?!

Demet: Zeynep ben senin annenim. Bana şans tanı kızım lütfen?

Zeynep: Hayır! Sen benim annem değilsin! Benim annem öldü! 14 yıl önce benim annem öldü! Şimdi git buradan! Senin yüzünü görmek istemiyorum!

Kapıyı suratına kapatıyorum. Kerem'e doğru döndüğümde hem üzgün hemde şaşkın ifadeyle bana bakıyor. Az önceden beri akıtmamak için uğraştığım gözyaşlarımı bir bir bırakıyorum. Ayaklarım bedenimi daha fazla taşıyamadığı için dizlerimin üzerine çöküyorum. Hıçkırarak ağlamaya başlıyorum. Kerem'de yanıma çöküp bana sıkıca sarılıyor. Konuşmak, sorgulamak yerine bana sarılıp sıcaklığını, yanımda olduğunu hissettiriyor. Başımı omzuna gömüp ağlamaya devam ediyorum. Kısa bir süre sonra Kerem beni kucağına alıp odama getiriyor. Yorganımı açıp beni yatağa yatırıyor. Üstümü örtüp gideceği sırada elinden tutup engelliyorum onu.

Zeynep: Yanımda kal lütfen.. Sana ihtiyacım var.

Bana bakıp gülümsüyor. Yatakta yana kayıp ona yer açıyorum. Yorganın altına girip beni sıkıca sarmalıyor. Bende başımı onun göğsüne yaslayıp beline sarılıyorum. Kendimi çok yorgun hissettiğim için bir süre sonra uykuya teslim oluyorum.

Kerem

İçeriden gelen Zeynep'in bağırışlarını duyduğumda mutfaktan çıkıp hemen yanına koştum. Kapıdaki kadına bağırıyordu. Soru sormak istemedim. Konuşmalar ilerledikçe bu kadının Zeynep'in annesi olduğunu anladım. Gerçekten bu kadın 14 yıl sonra burada ne arıyor? 4 yaşında terkettiği kızının karşısına çıkıp onu boynuna atlamasını mı bekliyor? En sonunda Zeynep kapıyı kapatınca yere çöküp ağlamaya başlıyor. Sorular sorup onu bunaltmanın doğru olmayacağını düşündüğüm için bende yanına çöküp sarılıyorum sıkıca. Onu kucağıma alıp odasına çıkıyorum. Yatağına yatırıyorum. Gitmemi istemeyince bende onun yanına uzanıyorum. Bir süre sonra göğsümde uyuyakalıyor. Bende kokusunu içime çekerek uyumayı tercih ediyorum.

Kanatsız MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin