Burda geçirdiğimiz üçüncü gündü. Rüyanın ölümü üzerine hepimiz psikolojik manada kötü etkilenmiştik.
Irmak kendi takımından birinin ölümünü izledikten sonra krizler geçirmişti. Birçoğumuz şoka girmiş gibiydik konuşmuyorduk.
Fakat takımı toplayan birisi vardı. Kendisi de bizim kadar etkinlenmesine rağmen hepimize teselli veren birisi.
Ve bu kişi Oğuz'du.
Ben tek başıma bir köşede öylece otururken oğuz yanıma geldi.
"Ne yapıyorsun burada bomboş oturarak?" Oğuz'la konuşmaya bile halim yoktu. Öylece suratına bakınca.
"Konuşmayacaksın belli." Yine cevap vermeyince.
Sıkıntılı bir nefes verip" Ada yapma böyle biliyorum bu yaşadığımız unutulacak birşey değil ama sen böyle yapınca herkesin morali düşüyor çünkü burada Irmak'ın bile güvendiği kişi sensin zekanla, hareketlerinle, herşeyinle buradaki insanlar sana güveniyor." Bunu oğuz'un ağzından duymak iyi gelmişti.
"Hepimiz böyle rüya gibi acı çekerek mi öleceğiz Oğuz?" Sorduğum sorunun cevabı belliydi ama yinede teselli vermek için doğrulardan kaçındı.
"Hayır kurtulacağız buradan, rüyayı kaybetmiş olabilir ama başka kayıplarımız olmayacak." Umarım öyle olur.
"Annemler kampta olduğunuzu düşündükleri için şuan aramazlar ki, bize verilen bir hafta bittikten sonra farkederler bizi." Dedim.
"Olabilir bir haftada hepimiz ölecek değiliz ya sadece farkettikten sonra bulmaları biraz zaman alabilir. Ayrıca daha yeni niye o kadar masum konuştun?"tebessüm ettim son cümlesine çünkü bilerek demişti.
"Bilmem."yeşilin en güzel olan tonları bana öyle bir bakıyordu ki bir an beni o yeşillere hapsetsinler istedim.
" Ada sana birşey soracağım."dedi oğuz.
"Sor" diyerek cevap verdim.
"Bana karşı tam olarak ne hissediyorsun." Sorduğu soruyla yutkundum çünkü buna cevap veremezdim aslında verebilirdim ama çok zordu.
"Sen ne hissediyorsan onu hissediyorum. Eğer beni arkadaşın olarak görüyorsan bende seni aynı şekilde arkadaşım olarak görürüm. Ya da... Neyse boşver kısacası ne hissediyorsan bende sana karşı aynı şekilde hissediyorum." Yemin ederim yalan sen beni tanımıyorken bile sana aşıktım.
"Madem öyle sevgili olmamız için hiçbir sebep yok kısacası ." Ne dedi o?
"Anlamadım." Dedim
"Ada bana aşık olduğunu biliyorum bende sana karşı aynı duyguları besliyorum. Madem birbirimizi seviyoruz o zaman sevgili olmamız için hiçbir engel yok." Bu bir evlenme teklifi mi?
"Birşey söylemeyecek misin?" Ne diyebilirim ki tabiki evet müstakbel karın olabilirim.
"Ben ne demeliyim bilmiyorum sence de biraz ani olmadı mı?" Geç bile kaldın.
"Bence ani olmadı." Bence de ani olmadı.
"Tamam o zaman sen ne dersen o." Diyerek elini tuttum. Aslında sen ne dersen o değil. Benim işime ne geliyorsa o.
"Yani her istediğimi yapacak mısın?" Dedi.
"Bunu da nereden çıkardın?" Dedim
"Sen ne istersen o demedin mi?" Bilmem hatırlamıyorum.
"Yoo öyle birşey demedim."dedim
Hayretle bakarken" Ada dalgamı geçiyorsun?"dedi.
"Ne dalga geçeceğim oğuz saçmalama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERCİH SENİN
Mystery / ThrillerOrtamda duyulan sesle herkes bir anda duraksadı.Ses yükselmeye başlayınca bir çoğu kulağını elleriyle kapatmaya çalışırken, diğer kısım sese odaklanmakla meşguldü. kimse ne olacağını kestiremezken bir anda havadan yükselen sesden çıkan kelimeler ne...