6.Bölüm:NELER OLUYOR?

1.1K 80 57
                                    

Uyandığımda Bulut'un dizindeydim. Kafamı kaldırıp etrafıma baktığımda herkesin uyuduğunu gördüm. Gözlerim Oğuz'u aradı fakat bulamadı.

Oğuz'u göremeyince kalbimin ritmi hızlandı. Ona birşey mi oldu yoksa?

Oturduğum yerden hemen kalkıp etrafa bakındım fakat yoktu.

Acaba şu küçük odada olabilir mi? Sonuçta burada yok.

Ellerim titrerken dolapların olduğu o odaya doğru yürümeye başladım.

Keşke yanıma birilerini alsaydım. Belki de almalıyımdır.

Aklıma gelen düşünce ile birlikte Mete ve Yiğit'i uyandırdım. Normalde Bulut'u uyandırırdım fakat sebebini bilmediğim bir şekilde onu uyandırmak istemedim.

"Ne istiyorsun gerizekalı?" Bunu söyleyen kişi uykulu sesiyle yüzüme mal mal bakan Yiğit'ti.

"Oğuz yok Yiğit."dedim Mete'den hâlâ ses çıkmıyordu çünkü hâlâ uyku sersemiydi.

"Ne yapabilirim? ben mi bulup getireceğim." Dedi yiğit. Bu çocuk artık sinirlerimi bozuyordu.

"Yiğit sen kalkıyor musun? Yoksa ben mi kaldırayım." Dedim.

"Tamam be kalkarım ben." Yine çirkefliği üzerindeydi.

Mete kendine gelmiş olacak ki ayağa kalktı. Saçma bir şekilde onu neden uyandırdığımı sormadı.

Beraber odanın yolunu tuttuk içeriye girdiğimiz de dolabın arkasındaki gizli yerin açık olduğunu gördüm.

" Bu da ne demek şimdi?" Dedi Mete.

"Bilmiyorum ama bir  salaklık yapıp oraya girmeye var mısınız?"dediğimde yiğit hiç düşünmeden " tabiki varım." Dedi.

Mete ise "salak olduğunuzu da biliyorsunuz yani" dedi ve cümlesini şöyle tamamladı." Hayır girmeyecegiz fazla merak  başa dert açarmış."

Mete konuşmaya devam ederken Yiğit'le ben bu karanlık ve dar alanda yürümeye başlamıştık.

Yiğit önde giderken" Ada?"dedi

"Ne?"

"Sen öne gel eğer birşey olursa önce sen ölürsün dünyada ki kimse benim gibi altın ruhlu birini kaybetmek istemez."dedi.

"Çarpacağım bir tane ağzının ortasına altın ruhun götünden çıkacak.  O zaman bakalım dünya seni isteyecek mi?" Diyerek karşılık verdim.

Mete'nin sesiyle ikimizde arkamıza döndük.

"Bir kere beni dinleseniz ölürsünüz değil mi?"

" Mete  bunu sana söylemek istemezdim ama çok sıkıcısın." Dedi Yiğit.

"Katılıyorum."dedim.

"Lan gerizekalılar kaçırıldık biz ve iki tane arkadaşımız gözümüzün önünde acı çekerek öldürüldü. Siz ise hâlâ salak salak dolaşıp gülüp eğlenme peşindesiniz. Lan daha dün biriniz oğuz'un kucağında hıçkırarak uyudu. Diğeriniz ise yürümeye mecali yokmuş gibi hayattan soğumuş bir şekilde duruyordu. Ne ara  kendinizi bu kadar toplayıp boyunuzdan büyük işlere bulaşmaya başladınız."

Mete haklıydı ama burada üzülüp ağlamak yerine bir çıkış yolu bulmak ve önümüze bakmak şuanlık en iyi seçeneklerden biriydi.

Önüme baktığımda Yiğit'in çoktan gittiğini gördüm.  Mete'yi dinlemeyip hâlâ yürümesi Mete'ye sinir krizi geçirttirirken bana ise gülmem için fırsat yaratıyordu.

"Sizden bir bok olmaz." Dedi Mete.

" Çok ayıp." Dedim dalga geçerek.

Biz buraya niye geldikk-

TERCİH SENİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin