Hadi Bismillah, ilk bölümle karşınızdayım.🤭 Yeni bir serüvene başlıyoruz bu serüvende beni yalnız bırakmazsanız çok ama çok sevinirim. Keyifli okumalar diliyorum❣
Rica etsem buraya okumaya başladığınız tarihi bırakabilir misiniz? Şimdiden teşekkürler❤
💔
5yıl önce...
"Hadi bakalım toplanın gidiyoruz."
Ceyda'nın sözleriyle herkes kapıya yönelirken ben kitaplarımı göğsüme bastırıp sıkıntılı bir nefes verdim. "Size iyi eğlenceler, ben eve gidiyorum. Yarınki sınava çalışmam lazım. Daha kitabın kapağını kaldırmadım."
"Oyunbozanlık etme Asya ya. Her gün Yalın mı geliyor sanki konsere. Büte kalır geçeriz bir şey olmaz. Çok eğleneceğiz."
"Kızım, vizeden zaten 35 aldım. Ben istemiyorum sanki konserde deli gibi eğlenmek. Yalın'ı çok severim zaten ama... Şartlar."
Hepsi mırın kırın ederken Yalın'la göz göze geldik. Yuvarlak çerçeve gözlüklerini yukarıya doğru ittirdi. "Yarın sabah erkenden buluşuruz, ben çalıştırırım seni. Gerekirse sınavda arkama oturursun kağıdımı da açarım. Ama itiraz istemiyorum, geleceksin."
Kararsızca yerimde sallandığımda "İyi madem, çok ısrar ettiniz. Geleyim bari," dedim.
Olgun, Ceyda'ya "Bir saattir boşu boşuna dil döküyorsun. Bak nasıl ikna edilir öğren." dediğinde Ceyda omzunu silkti.
Muzır bakışları bir bende bir Yalın'da gidip gelirken "Bence sorun ikna etme yöntemimde değil, ikna eden kişide. Ben sabaha kadar da dil döksem hanımefendi 'olmaz' derdi."
Yalın'ın dudakları kıvrılırken bakışlarını ayakkabılarına indirdi. Bense Ceyda'nın ima ettiği şeyi anlamazlıktan gelerek "Ne sandın kızım?" diyerek yürümeye başladım. "Sen kendini Yalın'la bir mi tutuyorsun? Ben 35 aldım da sen kaç aldın acaba? 59. Kendini 88 alan biriyle mi kıyaslıyorsun gerçekten?"
Ceyda burnunu kıvırarak "Haspam, beğenmiyor bir de." dedi.
"Kurt gibi acıktım. Ne yesek?" Zeynep'in sorusuyla Emir "Mantı yemeye mi gitsek ya? Ne zamandır canım istiyor." dedi.
Emir'in teklifiyle bile ağzımız sulanırken herkes kafasını sallayıp, onaylayıcı mırıltılar çıkardı.
Duraktan otobüse binerken Olgun "O zaman ilk önce Nimet ablaya gidiyoruz. Oradan da konsere." dedi. Tıklım tıklım olan üniversite otobüsüne bindiğimizde hepimiz ayrı yerlere dağıldık. Şoför 'Arkaya ilerleyelim,' dedikçe resmen birbirimize yapıştık. Otobüs hareket etmeden tutunup dengemi sağlayacak bir yer aradım ama bulamadım. Sağa sola bakınırken kolumdan tutup beni kendi durduğu köşeye çeken Yalın'la göz göze geldim. "Düşeceksin şimdi."
"Düşersem tutarsın."
Diğerlerinin aksine Yalın'la garip bir ilişkimiz vardı. Sevgili desek değildik, arkadaş desek tam olarak o da değildik. Ondan hoşlanıyordum. Onun da bana karşı davranışları gruptaki diğer kızlara kıyasla farklıydı ama ikimiz de ilerisi için bir adım atmamıştık. Bunda grubu ilk oluşturduğumuzda Ceyda'nın söylediği bir söz de etkili olabilirdi tabii. İlk birlikte takılmaya başladığımızda Ceyda "Grupta hoşlandığınız biri varsa şimdiden açık açık söyleyin. Sonradan aşk işin içine girer ve yürümezse grup dağılır. Ben boşanmış ailelerin çocukları gibi hangi tarafı seçeyim diye düşünmek istemiyorum." demişti.
Bu sözün üzerine kimse de çıkıp "Ben aslında şundan hoşlanıyorum." dememişti. Ki bizim haricimizde birbirinden hoşlanan birileri olduğunu da düşünmüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşansak da Beraberiz! (Tamamlandı)
General FictionAdliyenin bahçesinde Yalın'la birbirimize sudan çıkmış balık misali baktık. Bitmişti. Resmen boşanmıştık. "Bitti." Yalın gerçeği benden önce dile getirirken kafamı onaylarcasına salladım. Hâlâ gerçekmiş gibi gelmiyordu. "Evet. Garip hissediyorum."...