Beşinci Bölüm

87 3 0
                                    

"Göç edip gittiler çiçekler mevsimlerden."

5

Ölümü ne kadar hissederdi vücudunda bir insan. Nasıl karar verirdi ki öldüğüne ya da neye göre anlardı, ruhunun benliğinden ayrıldığı nasıl tadardı damaklarında? Ölümden korkuyordum. İşlediğim günahların haddi hesabı yoktu. Belki de korkum bundandı. Nasıl öleceğini merak ederdi insan. Trafik kazası, aniden gelen kalp krizi, yaşlandığında hastalıktan veya kalbine gelen bir kurşun tarafından. Ölüm ne kadar iyiydi? Benim ölümüm en acı şekilde gerçekleşecekti tahminimce. O kadar değersizdim ki cehennemin en dibine bile layık değildim. Yaşıyordum sadece olacakları bilmeden.

Karşımdaki aynaya bakıp aldığımız dantel detaylı kırmızı elbiseyi giyiyordum kızların beni ikna etmeleri sonucu. Evet bugün çarşambaydı ve beklenen gün ayaklarıma kadar gelip çatmıştı.

Akşam olacak parti için hazırlanıyorduk. Mina,Asya ve Arya odamda hem benim için uğraşıyor hem de kendilerini baştan yaratıyorlardı.

Arya;

"Bence İldem'in saçlarına kırık fön çeksek yeterli."

Alıcı gözüyle beni süzdükten sonra devam etti. "Ayy gerçekten müthiş bir akşam olacak."

Mina;

"Hadi İldem çıkar şimdi elbiseyi."

Dediğini yapıp elbiseyi üzerimden çıkarıp yatağımın üzerindeki şort ve tişörtü üzerime geçirdim.

Artık topuklularla yürüyor ve elbiseyi biçimli bir şekilde kaldırıyordum. En azından bana bunu söylemişlerdi. Böyle olmak için yanıp tutuştuğum yoktu fakat bir şeye başlamıştım ve kimseyi yarı yolda bırakacak da değildim.

Bugün okula gidip- mümkün olduğunca Doruk'a gözükmeden- eve gelmiştim. Kızlar ise benimle beraber gelmiş son provaları alıyorduk. Onların her şeyleri tamamdı ve halletmemiz gereken tek şey saçlarımızdı.

***

Kızları da partnerleri bizim evden alacak ve hep beraber gidecektik. Fakat Uraz biraz daha erken gelerek Arya'yı bizden kaçırmıştı. Onlar hayatımdan gördüğüm en uyumlu çifttiler. Tamamen zıt ama bir araya geldiklerindeki aslında uyuşmuyor fakat bir o kadar da uyumlu gözüküyorlardı. Arya'nın siyah uzun saçları ve yeşil gözleri, Uraz'ın ise sarı saçları kahve gözleri ve bol miktarda dövmeleri vardı. Birbirleri için yaratıldıkları belliydi.Bir süre sonra kapı çalınmıştı. Asya kapıyı açtığında tanımadığım fakat smokinli iki çocuk evimin önünde dikiliyordu. Asya gülerek yanına Mina yı çağırmasıyla onlarla beraber partiye gideceklerini anladım. Hep beraber partiye gidecektik sözde. Kayra daha teşrif bile edememişti.

Evde artık tek başıma kalmıştım ve Kayra hala gelmemişti. Saate baktığımda 9'u geçtiğini gördüm. Bu saatten sonra gelse bile artık her şey için geçti. Yavaşça odama doğru adımlarımı harekete geçirdiğim anda masanın üzerindeki telefonum titredi.

Kimden: Kayra;

"Kahvem, kapıdayım."

Hafif bir kırgınlık vardı üzerimde. Unuttuğunu düşünmüştüm aslında. Unutulduğumu, yeniden yeniden unutulduğumu.

Siyah süet ve platform topuklularımı ayağıma geçirip, telefonu çantama çıkıştırdığım gibi yavaş adımlarımla evden çıkmıştım. Kayra tüm ihtişamıyla arabaya yaslanmış telefonuyla oynuyordu. Yavaş adımlarım biraz daha yaklaşırken bakışlarını bana çevirdi. Mavvi gözleri vücudumu baştan aşağı süzerken bir şey mırıldandı fakat duyamayacağım şekilde sessizdi.

PARANOİDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin