Yedinci Bölüm

68 2 0
                                    

"Hayat ıskaladığımız mucizelere doludur."

7

Yedi, sekiz, dokuz ve on. Tam 3 dakika da 10 tane ekleri ağzına doldurmaya çalışan Uraz ve Kayra. Uraz homurdanmış ve pes etmişti. Kayra'we are the champion' gülüşlerinden atıyordu. Bu çocuk hayatımda tanıdığım en obur insandı. Nasıl böyle fit kalabilmişti orası umammaydı.

Omuzlarımda hissettiğim elle irkildim. Kayradan başkası değildi.
"Kahvem'le bana yemek ısmarlayacaksın Uraz kaçışın yok."

Uraz'ın kolunun da aynı şekilde Arya'nın omzunda olduğunu gördüm. "Tamam be ne yavşak adamsın ısmarlayacağız işte."

Mina; "Asya'yla biz neciyiz acaba kimse bizi saymıyor." Kaşlarını çattı. Sessizlik içinde onları izlerken aslında ne kadar şanslı olduğunu düşündüm.

Kayra uzanıp burnunu sıktı Mina'nın.
"Sensiz olmaz be."

Gerçekten bu ortamı o kadar seviyordum ki  kardeşim olmamasına rağmen gerçek kardeşim varmış gibi hissettiriyordu. Gözlerim Asya'ya kaydığında heyecanlı bir şekilde kantinin kapısına baktığını gördüm. O heyecan içerisinde saklı olan acı ve nefreti de. Bakışlarını takip ettiğimde gördüğüm Doruk'tu ve onun kahveleri. Gerçekten kimse Asya'nın aşkını göremiyor muydu? Ya da aşkıyla harmanlanan kinini? Öfkesini? Aşıktı hem de hiçbir zaman benim olamayacağım kadar. Bir an intikam aşkıyla yanıp tutuştum kendi adıma değil. Asya adına onun için.

"Yapıyor muyuz millet?" Doruktan yükselen sesle bakışlarımı ona çevirdim.

"Bilmem." dedi Mina ve omuz silkti. Ortada dönen muhabbet ten haberim yoktu ve bu can sıkıcıydı.

"Ne yapıyoruz?" dedim kaşlarımı çatıp.
Asya kinli gözlerini Doruktan çekip yanıtladı.
"Film gecesi."

Onayladım. Pamir'i onlarla tanıştırmam için mükemmel bir fırsat olabilirdi.

"Ne zaman?"

"Bü-" Doruk Asya'nın sözünü kesmiş ve gözlerini gözlerime resmen hapsederek cevaplamıştı.

"Yarın. Asya'nın evinde."

"Peki." deyip mırıldandım. Kayranın kolları hala omuzlarımdaydı ve Doruk kahvelerini üzerime dikmiş durumdaydı. Şuanki konumum mükemmel derece rahatsız ediciydi. O delici kahve bakışlar insanı afallatacak derece de kuvvetliydi.

"Kahvem ne zaman yemeğe çıkalım?"

"Ne yemeği." ses Doruk'tan yükselmişti. Kayra ile aralarında gerginlik çıksın istemiyordum. Açıkçası Kayra çok samimi biriydi ve çok sempatikti. Onu seviyordum ve kimseyle arasının açılmasını istemezdim. Tek çarem vardı o da konuyu değiştirmek.

"Yarın.." dedim gözlerimi tek tek hepsinin üzerinde gezdirerek "sizi biriyle tanıştıracağım."

Benim hikayemin bir kazananı yoktu. Sanki kaybedeceğim kaderimle beraber onaylanmış öyle gönderilmiştim dünyaya. Aslında en büyük çelişkimi bu yönüyle yaşıyordum. Herkesin bir amaç uğruna var olduğunu düşünür fakat kendi amacıma ulaşamazdım. Şöyle bakarsak ki kim kaybedeceğini bile bile bir amaca ulaşmaya çalışırdı ki. Evet,evet ben. Ben çalıştım ve evet o kadar salak bir insanım. Elinde ne var diye sorarsanız da cevap veremem. Açıkçası elimde hiçbir şeyim yok. Kapalı kitaplar ardında kalan o kimsenin okumak istemediği ya da görmediği  belki de görmek istemediği kitap gibiyim. Keşfedenim yok. Çıkmazdayım bilmiyorum. Hayatın bazen iyi bazen de kötü hatta büyük bir çoğunluğu kötü yanlarını görmüştüm. Düzeltmek istiyordum. Aslında bakarsanız keşfedilmek istiyordum.

PARANOİDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin