Altıncı Bölüm

89 2 0
                                    

"Her son bir başlangıçtır. Finali sen oynarsın, perdeyi kader kapatır."

6

"Tamam..." dedi elleriyle yeni çıkmaya başlamış hafif sakallarını karıştırırken. "Anlaştık. Kaybeden ne yapacak?" alaylı gülücüklerinden bahşetti gözlerime. Kahvemden koca bir yudum daha alırken yüzünü inceledim. Dolgun dudaklarını yukarı doğru kıvırmış kendinden emin bir biçimde bana bakıyordu. Ellerimi masaya yaslayıp kaşlarımı çatmış bir şekilde baktım yüzüne. "Buna o zaman karar vermeye ne dersin?"

"Ne istersek yapılacak ama İldem." Gözleri bir düşünceyle parladı. Ne olduğunu anlayamamıştım fakat bu kadar emin olmaması gerekiyordu. Ve ben karşımdaki bu adamın acı çekmesi için her şeyi yapacak insandım.

"Evet."

"En fazla 3 ay.." diyerek tam gözlerime baktı. "3 ay sonra bana aşık olacaksın."

"Kendine bu kadar güvenme Doruk. Kim aşık olursa o kaybedecek."

"Sana iyi şanslar çünkü benim şansa ihtiyacım olmayacak." Ayağa kalkıp yanımda uzaklaştı.

Doruk bu sefer yanılıyordu. Hayatımda kimseye karşı beslemediğim kin ve öfkeyi ona besliyordum. Yaptığını ona ödetecektim. Yavaş yavaş acı çekecekti.

"Göreceğiz." diye mırıldanmıştım ve başımı sallayarak hafızama kazır gibi tekrarladım. "Göreceğiz."

"Mesela" dedi Akif Hoca dikkatimi ona henüz verebilmiştim. "Leyla ile Mecnun oldukça ünlü bir efsanedir. Sizce efsane olmasının asıl sebebi? " Az sonra biri el kaldırdı. Dramatize ettiği sesiyle birlikte "Çünkü kavuşamamışlar."

Kıkırtılar yükselmişti. El kaldırıp ben de söz istedim. Akif Hoca demin söylenen şeye gözlerini devirip bana söz hakkı verdi.

"Şey.." diyerek başladığım söze düşünce molam bittikten sonra devam ettim. "Aslında aşkın büyüklüğüne göre değişir fakat Mecnun'a bakarsak aşkının yanında bir ulaşılamamazlık söz konusuydu. Aslında Leyla'sı onun asla ulaşamayacağı bir yerdeydi. Bana sorarsanız bence efsane kılınmasında en büyük etken ulaşılmazlığıydi? Sonuçta kim kolay ulaştığını efsane yapardı ki?" sözlerim bittiğinde hafifçe nefes aldım.

"Etkilendim." Akif Hoca şaşırmışçasına baktı yüzüme. Daha sonra başkasına söz vererek konunun devamını sağladı.

Mesafeler önemliydi aşkların açığa çıkmasında. Aşkın ne olduğunu tatmamış biri olarak bile aşka dair fikirlerim vardı aklımda. Okuduğum kitaplarda, izlediğim filmlerde görmüştüm. Aşk mucizevi bir şeydi. Aşk efsaneydi. Tıpkı Mecnun'un Leyla'sına olan aşkına eklenen ulaşılmazlıklar gibi.

Evet hayatımda Umut Can dışında kimse olmamış olabilirdi. Fakat ikimizde aşık değil sadece yanımızda iyi hissediyorduk. Bunu biliyordum. Belki o yüzden çabuk toparlanmıştım. Ya da kimbilir beni üzen şey belki kullanılmaktı o zamanlar. Bilemezdim. Şu an önemli de değildi aslında. Hayatım her şeyi yolunda giden biriyle kıyaslanamayacak kadar kötüydü. O yüzden bir şeylere ağlamayı bırakalı çok olmuştu. Fakat dün her şey başa sarmıştı.

İlk gün bu kampüste bana huzuru veren banka oturdum. Asya'nın yanıma geldiği banka. Üzerinden yıllar geçmiş gibi hissediyordum. Fakat öyle değildi.

"Oturabilir miyim?"

Tanımadığım sesin sahibine çevirdim başımı. Onaylar bir biçimde biraz daha yana kaydım.

PARANOİDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin