🐣Merhaba! Ben Cümlelerin Kraliçesi! Onuncu bölüme hoş geldiniiiz! Oy vermeyi, yorum yapmayı ve sıradaki bölümü okumayı unutmayın lütfeeeen.
Bugünün parçası:
Teya Dora - Džanum🌻[Telefondan okuyorsanız müzikçalardan da açabilirsiniz.🐤]
İyi okumalar...
-------
*Bazı insanlar, bazı duvarlardan daha duvardı...*
10.Bölüm: Duvar
Hisler kalbimizin aynası gibiydiler. Kalbimiz hislerimizle şekillenirdi.
Ne hissediyorsan öyle biri olurdun. Nefret hissediyorsan nefret edilen biri, sevgiyi hissediyorsan sevilen biri olurdun.İngilizler aşık olmaya "Fall in love." Derdi. Anlamı aşka düşmekti. Layla şu an tam olarak böyle hissediyordu.
Aşka düşmüş gibi. Aşk dillerde farklı söylenir, kalplerde aynı yaşanırdı.
Bu düşüşün sersemliğiyle ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Dünyası tersine dönmüştü. Ares'in ondan sakladığı bir şey olduğunu hissediyordu. Bir gariplik vardı. Herşey güzel gibiydi. Ama garipti. Bir eksiklik vardı. Ondan gizlenilen bir şey vardı.Yarın akşam festival günüydü. Bu yüzden yapması gereken bir sürü iş duruyordu. Thomas birazdan gelecekti. Şarkıya son dokunuşların yapılması ve müziğinin bitirilmesi gerekiyordu. Ama Layla şu an bunlara odaklanabilecek gibi hissetmiyordu. Ama bir sorumluluk almıştı. Bu yüzden kendini toplamalıydı. Serçe parmağını Ares'in parmağından çekti ve yanaklarını silip Ares'e baktı. "Gitmem gerekiyor." Dedi. Ares gülümsedi. "Bu kadar çabuk mu?" Dedi. Başını eğip ona daha da iyi bakmaya çalıştı. Çünkü gözlerini kaçırıyordu.
"Biraz daha kalamaz mısın?"Dedi.
Layla burnunu çekti ve "Malesef..."Diye usulca cevap verdi. "Thomas gelecek. Şarkımızı bitireceğiz." Ares Thomas'ın adını her duyduğunda kendini garip hissediyordu. Kıskançlık mıydı bu hissettiği? Layla'ya iyi bir insan olacağını söylemişti. Zalim bir Lord olmak artık acı veriyordu. Kendini bulmak istiyordu. Gerçek Ares'i bulmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Şafak
Historical FictionDüşün; karanlığın tam ortasındasın. Etrafını bir sis sarmış. Herşeyini kaybetmişsin. Bir fırtına var. Yürüyemiyorsun bile... Tacın yere düşmüş. Elbisen kirlenmiş. Nefes alamıyorsun. Kalbinde bir hançer. Bir acı. Yere yığılıyorsun görüş alanın daralı...