6.bölüm:yaz tatilinde yalnızlar

2 1 0
                                    

Okul açılsın. Diye sevinen çocuklar bunlardır.  Çünkü okul açıldığında biraz sosyal olurlarsa hem yalnız kalmazlar hemde hergün yalnız kalıyor. Diye aynı şeyi yapmaktan sıkılmazlar. Arkadaşları oldukça günleri daha iyi geçer. En azından hep aynı günleri olmaz. Şimdi öncellikle bir yalnızın yaz tatilinde nasıl gün geçirdiğini anlatıcam. Uyuma saatleri kendilerine göre değişir. Sabah kalkıp direk bir telefona bakarlar. Çünkü yüzünü yıkamaya gerek yok. Yalnızın tekiyiz. Kendimizi kime begendiricez. Yıkamaz arada bir canı isterse yıkar. Yoksa en son sahurda annesi uyan diye yüzü yıka demiştir. O max budur. Sonra her telefon açışta bir mesaj beklentisiyle açar. Ama her zaman aynı görüntü sana kim günaydın der. Cevap: hiç kimse demez. Sonra böyle kişiler ya film yada anime izliyordur. Hemen son izlediği bölümü açar. Ve izlemeye başlar. Ondan sonra da kahvaltısını yapar. Sonra tekrar aynı şeyler döner hep bilgisayarı falan varsa. Discord dan oyun arkadaşı bulmaya çalışır. Bulursa ne mutlu bulamazsa da hiç bir sıkıntı çünkü birşey kaybetmiyorlar. Günleri böyle geçiyor. Akşamları da takip ettiği yayıncı varsa sabaha kadar onu izlemeye başlarlar. Çünkü yarın erken kalkmasını gerektiren hiçbirsey yok. Size bu konuyla ilgili bir hikaye anlatıyım. Kendisi basketbol oynamayı çok seven birisi aslında futbol ve voleybol da oynayabiliyor. Ama kendisine sorarsanız basketbol der. Ama ortamda çok fazla başka birşey istenirse ona da uyum sağlayabilecek  birisi olmak için bunların hepsinde iyi olmayı öğrenmişti. Aslında yalnız olması çok zor bir insandı. Furkan böyle yalnız kalmayı küçüklükten belli böyleydi. Hiç arkadaşlık seviyesi yüksek değildi. Çoğu zaman yalnız olanlardandı. Ama dediğim herkesin arkadaş ortamın olsun. Dediği farklı bakış açılı biriydi. Böyle insanlara çok ihtiyaç vardı. Ama furkana hiç bir grupta yer yoktu, diyebilirdik. Furkan'ın bir günü sabah erken kalkar. Kahvaltı yapar sonrasında da bilgisayar,telefon yada kitap okurdu. Günler böyle geçerdi. Arada bir aynı binada oturduğu karşı komşusu onu dışarıya çağırırdı. O dışarı çıkmada tek fark basketbol oynamak olurdu. Ve ne zaman o basketbol günlerinde kötü birşey hep yaşardı. Ve bu yaz döneminde daha çok artardı. Neden böyle oluyordu. Bilinmiyordu. Ya ruhsal bir çöküntü heryeri yara bere oluyordu. Yine böyle tatil günlerinden biriydi. Bayram arifesinde yaşanan herşey çok değişikti. İlk başta normal uyandı.
Sonra kahvaltısı falan herşey normaldi. Taa ki öğlen saat 2 ye kadar  dedesine gitti. Ve orda bir olay duydu. Dedesi ve amcası kavga etmişler. Birbirine bağırmışlar. Duyduğum kadarıyla baya insanı evden gitmesi için yeterli sözler olan bir kavga olmuş. Sonra ordan çıkıp evine dönmüş. Sonra yakın arkadaşı onu dışarı çağırdı. Onun işleri varmış. O işleri yaptıktan sonra basketbola gitmişler. Orda baya on kişi falan vardı. Furkan onlar otururken topa ısındı. Onda sonra maç başladı. Furkana maçın ortasında falan çok kötü oldu. Kendisine noldu derseniz. Sanki içmiş, gibi oldu. Öyle kötü olmaya başladı. Başında değişik ağrılar ve dönmeler ve ağrılar vardı. Bide maçta yapılan faullerden sonra hala oynaması bile onun güçlü olmasını gösterirdi. Ne kadar Furkan in yüzünden maçı kaybetseler de furkan orda hala ayakta durmayı başardı. Ama sonra maç bitti biraz dinlenmeye başladılar. Sonra herkes teker teker gitti. Maçtan sadece 4 kişi kaldı. Sonra iki sene önce tanıştığı başka bir ilde oturan kişileri gördü. Buraya gelmiştiler. Furkan'ın halı yoktu. Ama iyi olması gerektiğini düşündü. Ve bunu yapmaya çalıştı. Ve bence de yaptı. Muhteşem bir akşam geçirdi. Sabahı ortası kötü bir günün sadece bu kadar iyi akşamı olabilir, diye anlattı. Furkan böyle günleri her zaman ben yaşamaya varım, dedi. Neler olduğunu bahsedersek. Furkan ve 4 kişi vardı. Gelenler ise 6 kişilerdi. Toplam on kişi oldular. Sonra voleybol istendi. Voleybol oynandı. Çok fazla top uzatmayınca elenmeli oynandı. Elenen koşa koşa basketbola geçti tabi bizim 4 kişi çoğunlukla basketbol oynadı. Sonra yakan top oynadılar. Orda furkan başkan oldu. Aslında istemeden seçildi. Sonra karşı takımdan birisi gidince karşı tarafa yakın arkadaşlarının takımına geçti. Sonra sen bizi sattın muamelesi gördü. Bide gay muamelesi de gördü. Ama o sadece eğlenmeye baktı. Sonrasında basketbol oynadılar. Ama furkan çok yorgundu. Yürüyecek hâli bile yoktu. Ama kendine bunu başarabileceğini inandırdı. Ve ayağa kalkıp onu da oynadı. Sonuna kadar yaptı. Ne varsa yaptı. Köşede oturup yoruldum, demedi, diyemezdi. Ona bu yakışmazdı. Otursa bile biriyle yine oynamaya devam ne yaparsa yapsın. İnsanları eğlendirmek istedi. Ve bence bunu başarmış. Gibi geliyor. Ne kadar yara bere yada ağrısı olsa da umrunda değildi. Çünkü mutluydu. Ama her mutluluğun bir sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardı. Böyle olmasını hiç istemiyordu. Ama oluyordu. Ama neden furkan'ın böyle olayları hep kısa sürüyordu. Acaba neden çok merak ediyorum. Belki ilerde öğrenirim. Akşam oldu. Herkes evine doğru gitti. Ve furkan'ın da yaz tatilinde ki en iyi günü de böyle bitti. Onları bidaha görebilir mi ? Çünkü furkan sadece o günden kalan bir tırnak yarasına bakarak mutlu olabiliyor. Yada ondan güç alıyor. Ne olduğunu bilmiyorum. Ama şunu söyliyim. Furkan sadece bir küçük şeyden mutlu olabilir. O da küçük bir arkadaş ortamı her türden adamı olan bir ortam istiyordu. Ve o gün ona sahip oldu. Ve çok mutlu oldu. Onlar her geldiğinde böyle mutlu oluyordu. Furkan tam istediği bir gruba üye oluyordu. Ama bu hiç uzun sürmüyordu. Tek ilk tanıştıkları zaman daha uzun gün kalmıştılar. Burda o zaman uzun sürmüştü. Ama her sene gittikçe kısalıyordu. Bunun anlamı neydi. İlk geldiler bir haftaysa ikinci geldiklerinde üç gün falansa bu sene de sadece 4 saat inmesi ee seneye  nolacak furkan yazın tek mutlu olduğu arkadaş grubunu göremiyecek. Benim düşüncem bu oldu. Furkan'ın hayatı arkadaş yönünden çok karışık bir yer gibi nerden ne çıkar bilemezsiniz. Mesela geçen sene yakın arkadaşlarının hepsiyle kavga edip uzaklaşmıştı. Şimdi ise onlarla tekrar basketbol oynuyor. Yaşadığı oyunlar karmakarışık sanki herşey düğüm olmuş. Ve çözülmüyor. Bayramın ilk günü geldi. Ve o günde hiç güzel başlamadı. Akşam 9.20 ye kadar da öyle kötü devam etti. Sonra bir basketbol maçı oldu. Ve dünkü maçın intikamı alınması lazımdı. Ve bir abi furkandan bunu istedi. Bugün intikam günü dedi. Ve intikam alındı ne kadar furkana birşeyler yapsalar çelme yese bile ne yaparlarsa yapsınlar. Furkan bu oyunu kazandı. Ve ondan sonra eve gitti. Ve o maçtan sonra bir karar aldı. Birdaha basketbola çıkmayacak olabilir. Kararı bu yönde çünkü annesi biraz değişik bir kadındı. Ondan olabilir. Diye bir karar almıştı. Ve bunu şimdilik başardı, sayılır. Furkan o son maçta ki sadece kendi takımdakilerine birşey demiyordu. Ama karşı takımla birdaha oynamak istemedi. Çünkü o çelmeden sonra bir özür bile dilemedi. Tamam istiyerek olmadı. Ama yani kendini yere attı. Furkan deli zaten yapar mı? yapar. İnsanlık bu yüzden intiharlar oranı yüzdesi yüksek insanlar bir özür bile dileyemiyor. Yada öbür anlamda özür diler gibi diliyorlar. Sanki keşke o açıdan ölsen falan gibi bunları kimse hissetmesin. Böyle olan insanlar karşınıza çıkmasın. Furkan bu olaylardan ne olursa olsun biraz saçmaladı. Dışarı çıkmamaya alıştı. Ama insanların onu dışarı çağırmasına dayanamadı. Ve arada bir çıkmak zorunda kalınca çıkmaya devam etti. Bazen iyi gelse bile çoğu zaman yara aldı. O dışarı çıkmalar ona hiç iyi gelmiyordu. Yalnızlık kaderine işlemişti

yalnızlık Yaşamı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin