Herşey saçma bir hayatı olan furkan'ın saçma birsey yapmasıyla başladı. Ve ondan sonra uzun zamanlar o kızla birşey yaşamak için çabalayınca bir buluşma ayarlanmıştı. Bunun için bir yıl üç ay sonunda başarmış. Ama aralarında geçen tüm olaylar çok karışıktı. Ondan böyle uzun sürmüştü. Bu olay ondan bu kadar geç oldu. Şimdi öncesinden bahsettikten sonra bu buluşmaya konusuna gecicem. Ama önce nasıl tanıştıklarını anlatıyım. Aslında bir sınav günüydü. Kelebek sınav vardı. Karışık tüm okul kendi sınıfından farklı bir yerde sınava giriyordu. Ve ilk sınav günü sınav bittikten sonra etrafına bakan furkan o kızı gördü. Çok güzel kalemliği vardı. Meyveli falandı. Ondan sonra saçlarını gördü. Ve saçları kıvırcıktı. Sonra da o güzel enteresan gülüşünü gördü. Ve orda dondu. Ve öyle kaldı. Zil çalana kadar birşey yapamadı. Arada bir farklı bir yere baktı. Çünkü yanlış birşey anlaşılmasın. İntihar isteyen kişilere derler ki:
Bir kıza aşık ol.
İntihar etmiş kadar olursun.
Ondan furkan da tam böyle bir olay yaşamış gibi oldu. Aslında ilk defa birine gerçekten aşık oluyordu. Önceden hiç kimseye aşık oldu. Sayılmazdı. Furkan hiç böyle duyguları tatmamıştı. Her zaman bunların bir hayalini kurdu. Birgün olacaktı. Demek ki o gün bugünmüş. Tamam hikaye devam edelim. Ondan sonra furkan kitap okumaya seven birisiydi. Ondan enteresan birşey olarak geçmişte kalmış gibi. Kıza bir mektup yazdı. Ve gönderdi. Bir postacı tutmuş,gibiydi. Ve ondan sonra cevap gelmedi. İkinci mektubu yazdı. Pes edemezdi. Pes ederse ölmesi lazım olurdu. O zaman öyle düşünüyordu. Ama sonra onu görünce tüm bu düşünce kafadan uçtu. Sonra ikinci mektuba cevap geldi. Evet değildi. Ama tam üzülüp herşeyi bırakıp ağlanacak. Bir mektupta değildi. Nasıl bir mektup derseniz red yemiş. Ama kırmadan bunları yapmak istemiş. Ve ondan sonra okul bitti. Furkan güzel basketbol arkadaşları falan edildi. Çok güzel günler geçirdi onlarla muhteşem günlerdi. Çok güzel basketbol oynadı. Hemde aşırı eğlendi o yaz tatilinin Haziran ve temmuz günlerinde. Ama tarihler 27 temmuzu gösterdiği gün yine gece basketbol maçından çıktıktan sonra herşeyi tam unutmuşken tam herşey yolundayken sonra bir mesaj vardı. Aslında hiç kimse yazmazdı. Furkan mesajı gördü ve tanımıyordu hemen o kişinin hesabına baktı. Çünkü selam nasılsın yazmıştı. Tanıması lazımdı. Ve sonra bir kaç fotoğrafı gördükten o olduğunu anladı. Ve ondan iyiyim sen falan yazdı. Sonra konuşmaya başladı. Sanki bu konuşmaya önceden bile çok ihtiyacı var gibiydi. Tekrar onun fotoğrafı görünce tekrar aşık oldu. Napacagını bilmiyordu. Neden yazmıştı. Yoksa birşey mi olmuştu. Ama yok sadece merak etmiş. Ve bir muhabbeti olsun istemiş. Furkan bunu tabiki de o gün öğrenmedi. Bir gün kıza tekrardan teklif etti. Ve kabul etmedi. Ve Furkan da ona bu soruyu sordu. Furkan orda yıkıldı. Ondan sonra normal arada bir konuşmaya devam ettiler. Çoğu zaman furkan yazıyordu. İlk mesajı ama sevdiği konuşmayı başta çok seviyordu. Ama zaman geçtikçe birşeyler anlamaya başlayınca artık fazla sevmemeye başladı. Ondan sonra daha az konuştu bazı aylar hiç yazmadı bile. Böyle devam tekrar okullar açıldı. Ve o zamanlar konuşmalar yan yana belki konuşabilirize kadar gelmişti. Ama olmadı konuşma ne zaman oldu derseniz okulun son günü furkan'ın mezuniyetten çıkarken karşılaşıp konuşuldu. Sonrasında okul bitti ve tatil başladı. Araları biraz bozulmuştu. Çünkü furkan olmuyor gibi hissedip. Artık unutma zamanı diyip kızı instadan engellemişti. Sonra kızda bunu farkedip numarasından furkana yazmıştı. Sonra araları böyle bozulmuştu. Sonrasında Furkan bir kaç gün sonra güzel uzunca bir yazı yazmıştı. Sonrasında da birkaç sorun varmış. Kızın aklında furkanla ilgili onları cevapladıktan sonra araları tekrar iyi oldu. Ve ondan sonra bir gün kız öğlen furkan öğlen napıyosun yazdı. Sonra Furkan da öyle film izliyorum, sen dedi. O da arkadaşımla dışarı çıkıcaz. Ve çıktıkları yer furkan'ın evine çok yakındı. Furkan'ın aklına hemen buluşma teklifi geldi. Ve teklif etti. Ve kız da olur, dedi. Ama kızın yanında bide arkadaşı varmış. Furkan yolda giderken sanki tüm herşeyin değiştirmiş gibi bir kaç kelime kullandı. Bu kelimeler keşke buluşma teklif etmeseydim, dedi. Bunu deme sebebi sadece hava çok sıcaktı. Ondan demişti. Ama böyle olacağını bilse demezdi. Hemen sonrasında dememiş gibi yapmaya çalıştı. Ama neler derse desin. O günün hakkı buymuş. Sonra yanlarına vardı. Bi su almaya gittiler. Ondan sonra başta herşey güzel giderken işte nasıl gidiyor. Falan derken bir yerden sonra sanki kendini sanki zorla benide aranıza alın diye kardeş gibi davranılmaya başlandı. Furkan bir yerden sonra dayanmadı. Ve tamam siz ikiniz böyle ben geldiğim için özür dilerim. Siz ikiniz devam edin ben gidiyorum, dedi. Ama buna izin vermedi. Gel buraya sen konuşmuyorsun. Biz ondan konuşuyoruz. Görgü kuralı diye birşey böyle gitmek olmaz, dedi. Furkan herzaman ki gibi sustu. Sadece sustu. Hiçbir şey söylemedi. Görgü kuralına gelecek olacaksak. Furkana yapılan olaylar 5 kelimeden fazla birşey konuşursa yanındaki arkadaşı sözünü kesiyor. Ve konu saçma sapan bir yere gidiyordu. Bide furkana hakkında gerçek olmayan şeyler ortaya atıp ben duydum. Falan diyordu. Kız furkan ne kadar yok öyle birşey desede furkan dinlemeyip ben öyle duydum. Diyip kendi karşısındaki insana inanmıyordu. Size soruyorum. Böyle olduğunuz bir ortam sizde konuşmak ister misiniz? Yoldan geçen çocuklar bile furkandan daha çok cümle de geçti. Yoldan mesela tanıdık. Bir çocuk geçti. Onunla ilgili muhabbetleri bile furkanla ilgili muhabbetten daha fazlaydı. Herşey bu kadar kötüyken ve her sözün kesildikten sonra arkadaşın konuşması bittikten sonra furkan konuş hadi diyordu. Tam iki üç konu açarım. Ama arkadaşın her konudan sonra ya kendi hayatına yada sizin olaya geçiş yaparsa birşey diyemem. Çünkü konuyu alıp çöpe atıyorlar. Ve bunu her yaptıktan sonra sizin konu açmanız gelir mi ? Furkan'ın gelmedi. Benim de gelmezdi. Bide ikisinin arasındaki konuya da katılamaz. Çünkü bilmiyor. Napsın bu çocuk arada bir sadece kitap yazarı gibi söz atmış. Bunlar onları da anlamayıp dalga geçince iyice susmuş. Sonra ordan oje almaya gittiler. Furkan baya süre bide orda dümdüz beklemiş. Öyle etraftaki herşeye bakmış. Ne varsa taramış. Erkek ürünleri bitmiş. Kadın ürünlerine geçmiş. O da bitmiş. Etraftaki insanlara bakmış. Tam o da bitmiş. Orda ojeyi satın almışlar. Ordan çıktıktan sonra görüşürüz, dediler. Ve burda bitti. Furkan ondan sonra evine doğru yürüdü. Çok sinirliydi. Kendisini bir çöp gibi hissetti. Sanki orda duran bir çöp gibiydi. Furkan bunun sebebini kızlara sorsan konuşmadın, Derler. Konuşturmamış olabilir misiniz? Furkan evine gelene kadar kafayı yedi. Ama birşey yapamadı. Sonra eve gelince hemen bir kahve yaptı. Orda herşeyi eleştirme beyni devreye girdi. Ben naptım. Falan yanlışım neydi diye çıldırmaya başladı. Sonra dayanamayıp balkon kapısına sertçe yumruk attı. Bir eline baktı. Hiçbir şey yoktu. Bir acı bile hissetmedi. Ama bidaha da vurmadı. Ondan bilgisayarın başına geçti. Biraz kahve falan içerek takıldı. Biraz geldi sanırım. Derken o sırada akşam her buluşmadan sonra erkeğin mesaj atması gerekir. Ama furkan baya düşündü. Napsam diye atmadı. O akşam çünkü ben o kavramı değiştirmek istiyorum, der gibiydi. Ama bir sonraki gün bir mesaj yazdı. Sorgulama hakkını içinde saklamadı. Tam olarak benim burda kullandığım sözlerle yazmadı. Çünkü çok iyi kalpli olmak böyleydi. İşte yazdı. Hiçbirsey olmamış. Gibi o yazışmada bitti. O yazışmadan tek önemli bir detay vardı. O detay da furkan bir soru sorabilir miyim dedi. O da evet sor dedi. Sonra Furkan sordu. Sonra kız anlamadım, dedi. Sonra furkan anlattı. Sonra yine anlamadım, dedi. Furkan bu sefer şöyle bir cümle yazdı.
Önemli birşey değil benden gelen şey önemli olamaz zaten.
O da bu cümleyi okeyleydi. Evet öylesin dedi bunu yoldan geçen birisi bile yapmazdı. Furkan sana ne yaptı. Diyeceksiniz biliyorum. Çok sevdi. Bu da bir suç hemde suçların en büyüklerinden biri ondan bu cezalar normal böyle bir suç için sevmeyin. Bu kadar yalnız olup bir çok güzele aşık olmayın. Olunca böyle sen sonsuza ona gram kıymadan sev sonrasında olana baksana.
Hayat bu yalnızlar hep karşılıksız olacak.
Bunu öğrenmek zor olmadı. Ama keşke çoğu şeyi ogrenmeseydim. Çünkü her birşey öğrendiğimde bir acı çektim. Ve her seferinde tek başına yakalandım. Çünkü furkan ve bende doğuştan yalnızlık kaderemizde vardı.
Ama herşeyin iyi yanı vardı. Bu yalnızlığın iyi yanıda kendi başına yaşamayı öğretti. Delice tek başına eğlenebiliyordu. Akşamları kulaklığını alıp kendiyle yalnız kalıp deli gibi müzik dinleyip camının karşısında deli gibi dans ediyor ve buna bayılıyor. Size çok delice gelebilir. Furkan bunu seviyor. O kötü bulaşmayı da böyle atlattı. Artık o buluşma hakkında hiçbirsey düşünmüyor. O gün den kalan hic birşey yok.
