Öncelikle bence bunlar uyandıkları sabah olabilir.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Zehra'dan, Gece yaşadıklarımızdan sonra sabah erkenden kalkıp banyo yaptım. Giyinip çıktığımda Hande'yi elinde 2 tane kahveyle gördüm. Birini bana uzatıp:
"Gerçekten aklım almıyor ya biz bu gece birlikte olduk. " dedi. Boştaki koluna vurdum. Ardından hızla odadaki diğer yatağa koştum. Tabi şansımdan mı yoksa yeteneğimden mi bilinmez kahveyi dökmedim. Elime telefonu aldığımda Ebrar ve Tuğba'nın tonlarca aramasını ve mesajını gördüm. Hızla Ebrar'ı aradım. Birkaç çalışın ardından açıldığında ben daha bir şey diyemeden:
"Neredesin sen? Tuğba'yla öldük meraktan aradık açmadın, mesaj attık görmedin. Ne yapıyordun ve hala hazırda ne yapıyorsun allah aşkına sen şuan kendi odanda değilsin. Neredesin söyle alalım seni en son Hande'yle konuşacaltın kavga falan mı ettiniz? Yoksa hastanede misin? Rahatsızlandın mı? Yoksa-" derken Hande:
"Yeter! Sus bi motorun soğusun ya. " dedi. Ebrar onun sesini duyunca şaşırarak yanına baktı. Ve bunun ardından yandan kızıl bir kafa kadraja dahil oldu. Tuğba heyecanla:
"Yattınız değil mi? Ayrıca sevgili oldunuz kesin. " dedi. Hande hiçbir şey söylemeden gülerek telefonuyla ilgilenmeye devam etti. Anlaşılan o ki ben istersem arkadaşlarımız bilecek istemezsem bilmeyecekti. Eh biraz süründürmek istiyorum. Hüzünle başımı eğdiğimde karşı taraftan Tuğba'nın:
"Keşke sormasaydım ya. " dediğini duydum. Bununla beraber Hande'yle kendimizi tutamayıp kahkaha attık. Tuğba sinirle:
"Ya bende senin üzülmene sebep oldum diye kendimi suçluyordum. Şerefsiz! Bir daha seni düşüneni s-" derken Ebrar ağzını kapattı. Ardından:
"Neyse Zeze siz keyfinize bakın. Sonra görüşürüz. " dedi ve aramayı sonlandırdı. Bunun ardından Hande bana bakıp:
"Tuğba başımızın etini yiyecek tüm sezon boyunca. Sürekli beni kandırdınız diye başımıza kalkacak. " dedi. Bunu alayla söylemesi hafifçe gülmeme neden oldu. Aklıma gelenlerle gülüşüm soldu. Hande'ye korkuyla bakıp:
"Tek gecelik değiliz değil mi Hande? " dedim. Gülümseyip yanıma yaklaştı ve:
"Seni gerçekten seviyorum Zehra. Bu kadar kısa sürede sana nasıl böyle tutuldum anlamadım. İlk defa birine böyle tutulduğumda hiç hoş şeyler yaşamadım Zehra ama sana karşı içimde nedensiz bir güven var. Ve ben hislerime güveniyorum, bu sefer güveniyorum. Sana hiç sıkılmadan sevgimi anlatabilirim Zehra. Seni o kadar fazla seviyorum ki biri seni sorsa sabaha kadar anlatırım güzelliğini ve bana hissettirdiklerini. Eğer sende izin verirsen Zehra, belki sonsuza kadar diyemem ama sen beni istemeyene kadar seni sevmeye devam edebilirim. Bunu kabul eder misin, sevgimi kabul eder misin Zehra? " dedi. Tüm konuşmasının ardından gözümden akan yaşlara inat gülümseyip sıkıca sarıldım ona. Ardından ona:
"Seni her şeyinle kabul ediyorum Hande. " diyerek istediği cevabı verdim. Sonra dudaklarına geceki öpücüklerin aksine masum bir buse kondurdum.
Hande'den, Zehra arkadaşlarına olan biteni anlatmış ve omzundaki yükü atmıştı. Lakin bende hala tık yok Simge'nin tüm soruları cevapsız kalıyor ve sırf bu yüzden artık onunla arkadaş olmak istemediğimi düşünüyor. Bir diğer konuysa Zehra. Başıma eski sevgili derdi çıktı. Bir de Zehra hala o çocuğa ve çocuğun yaptığı her şeye tatlı diyor. Çıldırmak üzereyim ama kimse farkında değil. Şuan mı? Yalnız başıma oturuyorum. Simge diğer eczacı kızlarının yanına gitti. Zehra ise eski sevgilisi ve arkadaş grubuyla dışarıda geziyor. Her ne kadar ona belli etmesemde bu yaptığı eski yaralarıma tuz basmıştı. Ona geçen günlerde ilk sevgili olduğum kadını ve yaptıklarını anlatmıştım. Üzüldüğüm nokta da tam olarak buydu. Yaramı bildiği halde bunu yapmaya devam ediyordu. Artık takımın neredeyse yarısından fazlası bende bir sorun olduğunun farkındaydı. Lakin buna rağmen ne Simge gelip benimle konuşmuştu ne de Zehra ile adam akıllı oturup konuyla ilgili konuşmuştuk. Sadece Polonya maçının ardından Zehra 'bu maç çok kötü oynadın toparlanman lazım' demişti. Ama olmuyordu istediğimi yapayım ne maçlarda ne de günlük hayatta bir gelişme gösteremiyordum. Artık gerçekten dolmuştum. Etrafımda kimse yoktu. Şimdi düşününce ne kadar gülünç geliyor. Ben enerjiksem etrafımda arkadaşlarım var ama eğer enerjim yoksa kimsem yok. Ah bunları banyoda elimde bir jilet varken düşünüyorum. Güzel bir ortam, sevenin yoksa gerçekten güzel. Küvetin içine iyice yerleşip jileti bileğime yaklaştırdım.
Zehra'dan, Son birkaç gündür Eren'le ve eski arkadaşlarımla takılıyordum. Bunun hoş bir şey olmadığını biliyorum ama ne olursa olsun o da benimle aynı arkadaşlara sahipti. Yani sonuç olarak elimde olan bir durum değildi. Zaten elimde olsa onunla bir daha görüşmezdim onunla birlikte olduğumda bile ondan hoşlanmıyordum. Bunları düşünürken yine Eren yanıma gelmişti. Kendince karizmatik olan gülüşünü yapıp:
"Zehra ikimizde birbirimizi hala seviyoruz. Neden tekrar birlikte olmayalım değil mi? " dedi. Sinirle ona dönüp:
"Şuan zaten sevgilim var ve içimde sana karşı hiçbir duygu yok. " deyip hızla odaya gittim. Hande'nin uyuyor olma ihtimalini düşünüp kapıyı yavaşça açmıştım. İçeri girip yatağa baktığımda orada olmadığını gördüm. Lakin hemen ardından banyonun ışığının açık olduğunu fark ettim. Banyoya ilerleyip kapıyı açtım.
******************************* Vay be neler yazdım böyle, bu kadar ani bir şey olmasını bende beklemiyordum ama birden yazıverdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çok güzeller, keşke bu yılda bol fotoğraf alabilseydik onlardan, ama yapacak bir şey yok.
