Hande'den,
Bugün Zehra yanımda kalacak ve yarın da taburcu olacaktım. Sonra bir hafta boşluk vardı. Ardından final etabı başlayacaktı. Bugün yapılacak maçı kazansakta kaybetsekte bize etki etmiyordu. Bunları düşünürken kapı açılmış ve elinde kahvaltı tepsimle Simge görünmüştü. Masaya tepsiyi bıraktıktan sonra yanıma gelip kalkmama yardım etti. Ayağa kalkıp masaya ilerlerken o masanın boyunu sandalyeye göre ayarlıyordu. Geçip masaya oturduğumda:"Ben şimdi çıkıyorum. Zehra aşağıdaymış zaten. Yani gelir şimdi. Maçtan sonra hep beraber geleceğiz kızlarla. Görüşürüz balım. " dedi ve çıktı. Birkaç dakika sonra kapı tıklandı. Onun geldiğini bildiğim için istemsizce güldüm ve:
"Gel! " dedim. Kapıyı yavaşça açıp içeri girerken hiç yüzüme bakmamıştı. Hafifçe öksürüp dikkatini üzerime çektim. Bana baktığında göz göze geldik. Ardından hızla gözlerini kaçırdı. Kaşlarımı çatıp:
"Sence de konuşacak çok şeyimiz yok mu Zehra? " dedim. Kafasını sallayıp:
"Evet var. " dedi. Bu hali gözüme o kadar tatlı görünüyorduki anlatmaya kelimeler yetmez. Yüzümü elimden geldiğince ifadesiz tutup:
"Başla bakalım anlatmaya Zehra. O kadar zaman bana bakmama benle konuşmama nedenin neydi? " diye sordum. Kafasını kaldırıp yüzüme baktı ve:
"Simge sana anlatmıştır. Eren'le aslında hiçbir samimiyetim yok. Daha doğrusu ben sahte bir samimiyetimiz var gibi gösteriyordum. Ama bunu herkesin gerçek olarak yorumlayacağını hiç düşünmedim. Onların geldiği ilk gün yüzündeki öfkeden kıskandığını anlatmıştım. Ama bunu gelip benimle konuşmanı istiyordum. Bu duruma sinirlenmene rağmen sırf beni sıkmamak için bu mevzuyla ilgili hiçbir şey konuşmadın. Aynı zamanda benim seninle konuşmamam seni üzdü. Üzüldüğünde yanında olan en yakın arkadaşın Simge senden uzaklaştı. Kim olursa olsun üzüldüğünde koşup bir anne gibi sarıp sarmaladığın takım arkadaşların sen üzgünken seninle hiç konuşmadı. Bu yüzden hepimize sinirlendin. Ve kendine bunu yaparak bizi cezalandırdın. Değil mi? " dedi. Sinirle ayağa kalkıp:
"Şuan konumuz takım arkadaşlarımla olan ilişkim değil. Bizim aramızdaki mevzuyu arkadaşları bahane ederek geçiştiremezsin. Tamam. Kabul ediyorum onların çok hata yaptığı kesin ama sen... Yapılan birinci yanlışa kaza denir, ikinciye ise hata, lakin üçüncüye tercih denir. Kusura bakma ama sen hata yapmaya o kadar alıştın ki artık hata yapmıyorsun hata yapmayı tercih ediyorsun. Seni sevdiğimi bilmene rağmen sevgime bu kadar mı güvenmiyorsun da sürekli bir kanıt bekliyorsun. Kanıt olarak kıskançlığını dile getir, sevgini dile getir. Daha neyi söylemeliyim? Ne istiyorsun daha söylesene ben ölmeye çalışınca mı aklına geldi yanlış yaptığın. " dedim. Başım dönüyor, gözlerim kararıyor ve vücudum soğuk bir oda da kalmışım gibi titriyordu.
Zehra'dan,
Hızla kapı açıldığında içeri giren hemşire:"Dışarıda bekleyin lütfen. " deyip beni çıkardı. İçeri giren diğer hemşire Hande'yi tutmaya çalışırken diğerlerine de:
"Ativan expidet ve enjektör getir. " dedi. Hemşire koşarak çıkıp ilaç odasına yöneldi. Diğerlerini aramam gerektiği aklıma geldiğinde hemen telefonumu çıkardım. Simge'yi aradığımda daha ilk çalışta açmıştı. Merakla:
"Bir şey mi oldu Zehra? " dedi. Onun dediğiyle arkadan gelen tüm sesler kesilmişti. Nefesimi toparlayıp:
"Hande sinir krizi geçirdi sakinleştirici veriyorlar şuan. Nedenini gelince anlatırım size. " dedim. Simge hızla:
"Tamam biz maçtan sonra olabildiğince çabuk geliriz yanınıza. " deyip kapattı.
Simge'den,
Telefonu kapttığımda Yasemin:"Hande'ye bir şey mi olmuş? " dedi. Kafamı sallayıp:
"Evet. Sinir krizi geçirmiş. " dedim. Tuğba şüpheyle:
"Peki neden? Yani neden sinir krizi geçirdi? " dedi. Kafamı olumsuz anlamda sallayıp:
"Gelince anlatırım dedi. " dedim. Eda abla bana yaklaşarak:
"Dün kızlarla da konuştuk. Hande'nin o jileti nereden ve kimden bulduğunu öğrenmek için otelde Hande bizden başka kimlerle konuştu araştıracağız. Hande her ne kadar intihara meyilli olsa da kendine zarar vermeyi bu kadar kolay başaramaz. Biri onun bu doğrultuda hareket etmesi için onu dolduruşa getirmiş olmalı. Ve biz bunu ona kim yaptırdı bulacağız. " dediğinde kafa salladım. Ve:
"Doğru düşünmüşsünüz. Benim aslında bir kaç tahminim var ama önce araştırma yapalım. Otele gidince kamera kayıtlarını isteriz. " dedim. Kafasını sallayıp geri arkasına yaslandı.
Zehra'dan,
Kızların maçı bitmiş şuan salondan çıkış yapıyorlardı. Hande'ye ise yarım saat önce tekrar ilaç vermişlerdi. Doktor'un dediklerine göre bir süre ani krizler geçirme ihtimali vardı. Kriz anlarında onu dümdüz yatıracak ve kasılan sinir noktasına yani şakaklarında bulunan sinirlere baskı uygulayacaktık. Ayrıca doktor onun, verdikleri ilacın etkisiyle uzun süre uyuyabileceğini bunun normal olduğunu da söylemişti. Bunları düşünürken kapı çalmıştı. Yerimde doğrulup:"Gel! " diye seslendim. Kapı açıldığında içeri hemşire girdi. Elindeki tepsiyi yatağın yanında bulunan çekmecenin üzerine koyup Hande'nin bileğini yavaşça kaldırdı. Bandajı çıkardığında içim sızlamış, gözlerim dolmaya başlamıştı. Önce pamuğa tentürdiyot döküp ardından onu yavaşça iki bileğine sürdü. Geri bandaj sardıktan sonra başıyla beni selamlayıp odadan çıktı. On dakika sonra kapı sessizce açıldı. Eda ablayı ve diğerlerini gördüğümde içeri gelmelerini işaret ettim. Simge bana bakmaya başladığında neler olduğunu anlatmamı beklediğini anladım.
Her şeyi anlattığımda Simge:"Onu neden geçiştirmeye çalıştın bana anlattığın gibi anlatsaydın ya ona da. Sana karşı öfke ve kin beslemeye başlarsa ne yapacaksın? Hande'nin öfkesini canlı canlı görmedin hiç. Onun o öfkeyle seni kendinden uzaklaştıracağı kesin. " dedi. Duyduklarımla başımdan aşağı kaynar kazan dökülmüş gibi olmuştu. Ya Hande'nin öfkesi nefrete dönerse? O zaman ben ne yapardım?
********************************
Çıkmaza girdim. Neler yazdım kendim bile anlamadım.Gizem'e çok teşekkür ediyorum.
Bugün ki maçtan sonra acaba Hande'ye nasıl hakaret edecekler?
Sonraki bölümde görüşürüz. Okuduğunuz için teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Yabancı / GxG / HanZeh
Hayran KurguHande Baladın ve Zehra Güneş ile ilgili bir kurgudur. Sadece kurgudur. Rahatsız olacaklar okumasın. Okuyanlara da keyifli okumalar.