1. bölüm

11 0 1
                                    

Rüzgar/poyraz Çağlayan'dan...

Bir ölüm, bir yaşamı getirir. Fakat bir ölüm kaç yaşamı götürür?

Sevdiği ölen bir insan yaşayabilir mi? O zaman bir ölüm 3 yaşam götürür. Doğuran, doğan ve yaşatan. Anne, ölen ve seven.

Kilidi çevirirken bu evde nefes almanın nasıl bir his olduğunu unutmuşluğum geldi aklıma. Adım adım salona doğru ilerledim fakat girmeden merdivenlere yöneldim. İki taraflı olan merdivenlerin bana yakın olan sol taraftakine tırmandım. Karanlık ve sessizlik anıları uyandırıyordu.

Merdivenlerden düşüp başı kanayan çocuk ve ona yardım eden kardeşi vardı aşağıda.

Ebe olmamak için kardeşinden kaçan çocuk koridorda koşuyordu.

Bir odadan ağlama sesleri geliyor, bir diğerinden kavga sesleri geliyordu çocukların.

Sahi kaç yıl olmuştu?

Çocukken bilmezdik dertleri. İnanmazdık büyüklere, büyümenin güzel olduğunu sanardık. Oysa aşağıda, salondan gelen kurşun ve bağırış sesleri bunun yanılgı olduğunu vuruyordu yüzüme. Benim büyüdüğüm gün o gündü şüphesiz.

Büyüdüğüm gün kaçmıştım oysa ben. Büyümekten kaçmıştım. Kendimden ve bu evden kaçmıştım.

Bildiğim koridordan geçtikten sonra tanıdık kapının önünde durdum. Derin bir nefes alarak çevirdiğim kulupu ittim. Görüş açıma giren karanlık odayı camdan duvardan yansıyan ay ışığı aydınlatıyordu.

Odaya girdiğimde bakışlarım yerde yatan kıza kaymıştı. Siyah saçlarının arasından sızan kırmızı şey ise kan'dı. Hızla yanına gittiğimde nabzını ölçtüm. Hafif atan nabzını hissettiğim an onu kucaklayıp ayağa kalktım.

⏳️

"Kıza ne yaptın?!" Umursamaz bakışlarım tekrardan kahverengi gözleri bulurken sessizliğimim onları daha çok sinirlendiğini farkındaydım. "Cevap ver lan!" Alaycı bir gülümseme dudaklarımda peydah olunca gözlerinden ateş çıkacak gibiydi.

Sağ tarafımdaki kapı açıldığında hala bakışlarımızı birbirimizden çekmemiştik. "Komiserim, rüzgar Çağlayan'ın avukatı geldi. Müdür bey serbest bırakmamızı söyledi."

"Bu adam rüzgar değil!" Diye kükredi .... komiser. "Bu adam poyraz Çağlayan! Yalan söylüyor işte adam, yalan söylüyor!" Saygılı bir şekilde sandalyeyi geri iterek ayağa kalktım ve alaylı bir ifade yerleştirdim yüzüme.

"Kendinize dikkat edin komiserim, ulu orta böyle konuşursanız sağlığınıza zarar falan gelir." Elimi başımın hizasına kaldırarak iki yana hafif çevirdim. "Akli." Diye ekledim.

"Neyin peşindesin bilmiyorum ama..." yüzünü yüzüme yaklaştıracak devam etti. "Göşeceğiz poyraz! Senin rüzgar olmadığını bilecek kadar tanıyorum rüzgarı. Rüzgarı bulucam ve seni o parmakların ardına tıkıcam." Dediğinde genişçe gülümsedim ve başımı geri çektim.

"Görüşelim ...... arkadaşız biz sonuçta, Görüşelim." Dedim alayla.

Ben odadan çıkarken arkamdan sandalyenin duvara çarpışı ve kuzey komiserin bağırışı duyuldu.

⏳️

Gözlerini açan kızın bakışları bana döndüğünde gülümsedim fakat onun bakışlarına korku ve şaşkınlık yerleşmişti.

"Sevgilim." Dedim ona yaklaşarak.

"S-sen..." konuşamıyor gibiydi. Beni süzdü ve titreyen sesiyle devam etti. "S-" derin bir nefes verdi sakinleşmek veya kelimeleri toparlamak için. "Sen kimsin?" Dedi en son bakışlarında sadece korku kalırken.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 01, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

süveydaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin