5.Bölüm

186 25 63
                                    

Barış Manço - Kağızman
Elvis Presley - Jailhouse Rock

''Feraye! Kağızman'ın soğuklarına fayda eder bu palto. Denemek ister misin?''

''Bu ne kuzum? Nenem zamanında kalma fistan mı? Beyoğlu'nun moda kalbi de durmuş!''

''Mehveş,'' dedi Leyla gözlerini belerterek. ''Sen ne anlarsın cicim kumaşın iyisinden? Balat'ın dolmuşları sefere kalkacak, talebelerine var git sen!''

''Lafı sözü kaldıramıyor musun sen, Leyla? Kağızman'da bu kız fistanlı kumaşı n'apsın kuzum?''

''Aman,'' dedi Feraye. Paltoyu çıkarmıştı üzerinden. ''Sanki orada müdire hanımmış gibi salınacak değilim ya hemşireler! Giyeceğim formamı, karış karış hane gezeceğim.''

''Kar kış ne olacak adalı Feraye Hanım? Alimallah üşütüverirsin, bakanın da olmaz!''

''Cahit var ya yanında, o bakıverir.'' demişti Mehveş, Leyla'ya. ''Çok sevindim Cahit ile gidecek olmana. İşittiklerim göz korkutuyordu. Yanında yiğit bir delikanlının olacak olması ne büyük şans!''

''Öyle,'' dedi Feraye. Aynada kendini seyrediyordu. ''Cahit sağ olsun, şimdiden bana şunu şunu yaparız diyor. Kimlerle kalacağım, nasıl kalacağım... Benden çok o dert edindi.''

Mehveş şen bir kahkaha attı. ''Cahit Beylerin köyde bir sevdalısı var dedilerdi, anımsadınız mı? Feraye, tanış olursan mutlaka mektubuna yaz kuzum. Janti Cahit'in gönül düşürdüğü hanımı tanımak isteriz.''

''Elbette,'' dedi Feraye. Leyla ile bakışmışlardı. ''Mektubumda kaleme alırım. Duyduğum kadarıyla hanımefendinin çağla gibi iri yeşil gözleri varmış. Çıtı pıtı, kaşık kadar kızmış.''

Mehveş kahvesini yudumluyordu. ''Cahit'e pek yakışır o zaman.''

''Ya ya, ne demezsin cicim! Çok yakışır!''

Leyla, Cahit'in sevdalısı bahsini kapatmak için Feraye'nin giyindiği paltoyu almıştı omuzlarından. ''Kalın kumaşlardan dikmek icap eder. Kars'da kışlar çok çetin geçiyor.'' demişti. Çekmeceden de bir kalem çıkarmıştı. Feraye'nin ölçülerini not alıyordu.

''Leyla,'' dedi Feraye. ''Sen öyle şaşalı bir şeyler dikme, tamam mı? Köy yeri, insanlar bana o biçim gözle bakmasınlar. Adalı zengin Feraye olarak bilinmeyeyim, ebe hanım Feraye diye bilineyim.''

''Ferayecik!'' derken elleriyle yanaklarını avuçladı Feraye'nin, Leyla. ''Endişelenmene lüzum yok. Dilediğin gibi dikerim. Yalnız... Artık dükkanımdan çıksanız da alınacakları mı halletsek kuzum? Kaç gün kaldı gitmene? Öğleden sonra da Füruzan'ı seyretmeye gideceksin! Hadi, hadi, hadi!''

Şark EkspresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin